İktidarın ve patronların kıdem tazminatını gasp etme planlarına karşı işçi sınıfının en geniş cephesini örelim!

Kıdem tazminatının kaldırılması için hükümet harekete geçti. Bakan tarih verdi. Ocak sonu ya da Şubat başında meclise yasanın getirileceğini söyledi. Uzun bir süredir AKP hükümeti, kamouyunda bu tartışmayı yaptırıyordu. Yaptırıyordu diyoruz, çünkü AKP hükümeti emekçilerin en önemli haklarından birini gasp eden böyle bir hamleyi açık seçik yapamazdı. Şimdi de yapamıyor. Kıdem tazminatı hakkını fona devretme adı altında gasp ediyor!

Sendikalı ya da sendikasız tüm emekçilerin, özellikle de genç işçilerin hayatını ilgilendiren bu sermaye taarruzuna karşı şimdiden birleşmek gerekiyor. İşçi sınıfı ancak şimdiden birleşirse, hazırlığına başlarsa bu taaruzu engelleyebilir. Sendikalarımız, işçi örgütleri ve partileri kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı mücadele hattını şimdiden çizmelidir. AKP hükümetiyle ya da patron örgütleriyle kıdem tazminatının şu ya da bu şekilde kaldırılmasıyla ilgili yapılacak her türlü pazarlık, sınıfın tüm üyelerine ihanet anlamına gelecektir. AKP hükümeti, sendikalardan, demokratik kitle örgütlerinden fikir alacağız diyor. Hükümet, şu ana kadar bütün kritik düzenlemelerde bu yöntemi uyguladı. Herkesten fikir aldıktan sonra kendi bildiğini uyguladı. Sonra da “herkesin fikrini aldık, öyle yaptık” dedi. Hiçbir sendikamız bu Ali Cengiz oyununa kanmamalıdır.

Kıdem tazminatının kırmızı çizgi olduğu Türk-İş genel kurulunda karara bağlandı. DİSK ve KESK’e üye sendikaların başkan ve yöneticileri tarafından defalarca dile getirildi. Şimdi kürsülerde yapılan konuşmaların, toplantılarda alınan kararların gereğini yapma zamanı. Her sendikalı işçi üye olduğu sendikaya aldığı kararların uygulanması gerektiğini hatırlatmalıdır. Ancak sınıf mücadelesi sözlerle ilerlemez. Hak-İş AKP hükümetinin işçi bürosu gibi çalıştığı için üyesi olan işçilere fon güzellemeleri yapıyor. İşçilerin kaybedeceği hakları gizliyor. Kıdem tazminatını kaldırıp fona devretmenin, iş güvencesini ortadan kaldıracak, sömürüyü had safhaya çıkaracak, esnek çalışmanın ilk adımı olduğunu söylemiyor! Ancak Hak-İş üyesi işçiler de kıdem tazminatını savunmalıdır. Kendi sendikalarına çöreklenmiş bürokrasiden hesap sormalı, patronların ve hükümetin değil işçi sınıfının çıkarlarını savunması için sendikalarını bu bürokratlardan kurtarmalıdır. Türk-İş ve DİSK'in de kararlarının gereğini yapması için tabandan mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bazıları  müzakereyle çözelim diyecekler. Sermaye partilerine bağlı olanlar, milletvekilliği için çırpınanlar, işçi sınıfının mücadelesiyle bağı kalmamış bürokratlar koltuk derdine düşecekler. Sermayeyle arayı bozmak istemeyecekler. Geleceğimizi elimize almak, iş güvencemizi savunmak için direksiyona bize geçelim. Sendika bürokratlarının mücadeleyi frenlemesine izin vermeyelim!

Kıdem tazminatının gasp edilmesi, sermaye sınıfının temsilcisi AKP hükümetinin en büyük taarruzlarından biridir. Öyle ki, AKP iktidarı 1980'de 12 Eylül askeri darbesi döneminde bile dokunulamayan bir hakkımıza göz dikmiştir. TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON ve diğer patron örgütleri, dört gözle kıdem tazminatının kaldırılmasını beklemektedirler. Bu taarruza karşı dostlar alışverişte görsün mantığıyla cevap verilemez. Şehir meydanlarında yarım saatlik basın açıklamalarıyla kıdem tazminatına taarruz engellenemez. Saflarımızı sıklaştırmalıyız! Tüm sendikal ve siyasal işçi örgütleri, kıdem tazminatının gaspına karşı şimdiden mücadele hattını belirginleştirilmelidir. Bu açıdan sendika ayrımı gözetmeksizin işçi sınıfının en geniş cephesi örülmelidir. Mücadelemiz birkaç güne sıkıştırılmayacak kadar değerlidir.

Bu yüzden Devrimci İşçi Partisi diyorki; sermayenin taarruzuna karşı taleplerimiz etrafında birleşelim, işçi sınıfının en geniş cephesini örelim, saldırıyı püskürtelim.

Kıdem tazminatının gaspına karşı tüm sendikalar seferberliğe!

İşçi sınıfı mücadelesi veren tüm örgütlerin yan yana geleceği işçi sınıfının kıdem tazminatı cephesi! Sendikalı ya da sendikasız tüm işyerlerinde kıdem tazminatını savunma komiteleri!

Direksiyona biz işçiler geçelim! Taban inisiyatifleri için ileri!

Göstermelik iş bırakma kararları, basın açıklamaları değil genel grev, genel direniş!