Yazısız!

Hani çizgisine güvenen karikatürist hiç yazı kullanmaz ya bazen karikatüründe, işte CHP de öyle! Hiçbir zaman sosyal demokrat olmamış, merkez solken şimdi merkez sağ olmaya adaylığını koyan bu parti, yaklaşan seçimlerden önce bir şov yapıp yaygın olarak önseçim düzenledi. Ne o, demokrasi uygulayacaklar parti içinde. Bakalım nasıl bir demokrasi imiş bu.

Aşağıdaki haberlerin üçü de CHP’ye ve yeni yönetimine yakınlığından kuşkulanamayacak olan Cumhuriyet gazetesinden (30 Mart 2015). Miyase İlknur İstanbul önseçimlerini anlatıyor:

Üye listesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmadığı bir örgüt yapılanmasında, bir günde bir ilçeye 16 bin yığma kaydın yapıldığı, bazı aday adaylarının milyonlarca lira harcama yaptığı, lüks balık restoranlarda her akşam yüzlerce üyeye yemek, beş yıldızlı otellerde kahvaltıların verildiği, bir yarışın eşit ve adil olduğunu kim söyleyebilir ki?

Türey Köse Ankara’yı anlatıyor:

İddialı bir kampanya yürüten, ciddi bir “önseçim bütçesi”yle yarışa girenlerden biri de Aylin Nazlıaka oldu. Başkentteki 8 CHP’li milletvekili arasından önseçime giren tek isim olan Aylin Nazlıaka kentin birçok yerindeki bilboardlarda partililerin karşısına çıkarken “Sokağın Meclis’teki sesi” diye oy istiyordu.

Parayı ödeyen sadece seçimlerde değil, önseçimlerde de düdüğü çalıyor! Burjuva partisininiç demokrasisi de böyle oluyor zahir!

Ama İstanbul ve Ankara İzmir’in yanında zemzem suyuyla yıkanmış! Hikmet Çetinkaya aktarıyor:

Hemşerilik öne çıkmış, sosyal demokrat bir parti olduğunu iddia eden CHP’liler bir sağ partinin üyesi, haydi bir “din eksenli” ya da “ırk eksenli” faşist bir partinin üyesi gibi davranıyorlardı.

Atatürk Lisesi’nde bunlara birebir tanık oldum...

Nasıl mı?

İzmir Bürosu’ndan Hakan Dirik ve Emre Döker’le birlikteydik. Emre, CHP’li üyelerin fotoğraflarını çekiyordu oy kullanırken...

Olanlar oldu, “mafya görünümlü” iki kişi arkadaşımızı kuşattı, omuz attı, tepki gösterdi.

Hakan ve Emre, yıllardır İzmir Cumhuriyet’te çalışıyordu...

Başlarına ilk kez böyle bir olay geliyordu...

Kurtlar Vadisi’nin tipleri, demek ki İzmir’de siyasete girmiş, hemşerilik, ırkçılık üzerinden CHP’de kendine yer bulmuştu.

Bu saldırganlar, genel seçimlerde sandıkları canla başla böylesine korurlar mı acaba!

Hiç sanmam!

Bunlar kimi belediyelerden iş koparan, imar komisyonlarında iş takip eden, CHP’ye yıllar önce çöreklenen, bir bölümü CHP’de bir bölümü AKP’de siyaset yapıp, mali götürmekle ünlenen “ünlü bir rant çetesi”ydi.

Bu çeteler İstanbul’da da var...

Şayet bu gazetecilerin CHP aleyhinde yanlı haber yaptığını düşünen varsa, Hikmet Çetinkaya’nın yazısının sonunda CHP’ye nasıl destek verdiğine bakabilirler.

İşte CHP’nin gösteriş için yaptığı önseçim bu. Bu ayrıca herkesin kulağına küpe olsun. Önseçimi bu ülkenin sorunlarına çözümlerden biri diye gösteren mi istersiniz (“lüks balık restoranları”!), manipülasyona açık parti yapısında içi boş demokrasi fetişizmi yapan mı (“bir günde bir ilçeye 16 bin yeni üye”!), yerel politikanın demokrasi olduğunu sanan mı (“Kurtlar Vadisi tipleri”!)?

Türkiye’nin kurtuluşu böyle içi boş demokrasi uygulamalarından değil, işçi sınıfının ve emekçilerin masaya yumruğunu vurmasından geçiyor!