Mescid-i Aksa'da Siyonist işgal: Direnen Filistin halkı ve İsrail'le normal bir telefon konuşması

Siyonist İsrail Mescid-i Aksa'yı kuşattı, ibadete kapattı, postallarıyla ve Siyonist bayraklarıyla içine girdi, İsrail'le normalleşmeye çalışanlara, bunun ancak işgali ve Filistinlilere yönelik baskı ve katliamları normalleştirmek anlamına geleceğini bir kez daha gösterdi. Peki dün Gezi'de mücadele eden insanlara "camiye ayakkabılarıyla girdiler, içki içtiler" iftirasını atanlar, bu iftirayı ortaya çıkaran müftüyü sürgüne gönderenler, Mescid-i Aksa'ya Siyonist askerler İsrail bayraklarıyla girip koca bir halkı aşağıladığında ne yaptılar? Hiç! Ey İsrail diye sesleneni ya da one minute diyeni duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin'e bir telefon etti ve olayların kaygı verici olduğunu belirtti. Rivlin ise dini özgürlüklerin kısıtlanmayacağına ilişkin güvence verdi ve telefon kapatıldı. Belki telefonu kapatmadan Siyonistlerin Filistinlilerden çaldığı gazın taşınması üzerine süren boru hattı pazarlıklarından söz etmişlerdir ama basına yansıtılmadığı için onu bilemiyoruz. Ancak barışçıl protestolarda katledilen bir gencin, yaralanan yüzlerce Filistinlinin ve koca bir halkın onurunun ayaklar altına alınmasının Siyonizmle normalleşmeye ya da gaz pazarlıklarına engel olmadığını görüşmenin dostça tonundan anlayabiliyoruz.

Peki Mescid-i Aksa'da ne olmuştu ve doğru tutum ne olmalıydı? 14 Temmuz günü, üç Filistinli genç Mescid-i Aksa’da işgalcilere yönelik bir eylem gerçekleştirdiler. Siyonist işgal güçleri, bu gençleri katletti. Gençlerin eylem sırasında ağır şekilde yaraladıkları iki işgal polisi ise, kaldırıldıkları hastanede öldü. İşgalci İsrail, FHKC ve diğer Filistinli örgütlerin de selamladığı bu anti-Siyonist ve işgal karşıtı eylemi gerekçe göstererek Mescid-i Aksa’nın giriş kapılarını Filistin halkına kapattı ve içeride Cuma namazının kılınmasına izin vermeyeceğini açıkladı. Daha da ileri giderek, eski şehrin çevresindeki yolları trafiğe kapattı, şehre asker ve polis yığınağı yaptı. Siyonist askerlerden birisi, provokasyonu ileri götürerek Mescid-i Aksa içerisine sırtında gayri meşru İsrail devletini simgeleyen bayrakla girdi. Bu sırada Kudüs Müftüsü Şeyh Hüseyin, Siyonistlerce gözaltına alındı.

Tepkiler sonucunda giriş yasağının Siyonistlerce kısmen yumuşatılmasının ardından, Mescid-i Aksa’nın giriş noktalarına (Türkiye’de de faaliyet gösteren ve Grup 4 olarak anılan) G4S şirketi tarafından elektronik arama cihazları yerleştirildi. (Siyonist bakanlardan Gilad Erdan, bu uygulamayı gerçekleştirmeden önce Ürdün ve Suudi Arabistan’a danıştıklarını söyledi!) İsrail polisi, 50 yaş altındaki Filistinlilerin Mescid-i Aksa’ya girişini de yasakladı. Filistinliler, buna tepki göstererek, namazlarını Aksa’nın çevresindeki sokaklarda kılmaya başladılar.

Tüm bu süreç boyunca Filistin halkı, başta Aksa’nın çevresi olmak üzere pek çok noktada protesto gösterileri düzenledi. Birçok ülkede de Siyonistlerin uygulamalarına tepki amacıyla gösteriler yapıldı. Özellikle de bugün (21 Temmuz Cuma) Filistinliler tarafından öfke Cuması ilan edildi. Mescid-i Aksa önünde ve Filistin genelinde pek çok eylem düzenlendi. İşgalci oluşum eylemlere sert bir biçimde saldırdı ve şimdiye kadar 17 yaşında bir Filistinli’yi katletti, yüzlercesini de yaraladı.

İsrail adlı gayri meşru oluşumun, Filistin halkı açısından büyük önem taşıyan bir mekanı, aynı Filistin topraklarının geri kalanı gibi işgal ve kontrol altına alma girişiminin bir yansıması olan bu güvenlik uygulamaları, tamamıyla haksızdır. Filistin halkı, Mescid-i Aksa’da da topraklarının başka herhangi bir parçasında da işgalcilerin “güvenlik önlemlerini” istememekte sonuna kadar haklıdır. Çünkü bunlar güvenlik önlemi değil işgalci önlemler yani saldırılardır. Filistinlileri sindirmeyi ve işgale boyun eğdirmeyi amaçlamaktadır. Yaşananlar, Filistin halkına 1948’den bu yana Siyonistlerin ve emperyalistlerin dayattıkları işgalin, artık iyice katlanılamaz ve kabul edilemez bir hale geldiğinin göstergesidir. Türkiyeli devrimci Marksistler olarak Filistin halkının, her zaman olduğu gibi bugün de yanındayız!