Gün gelecek, Kate de Esma gibi kaçacak!

Türkiye burjuvazisi, Ürdün Kraliçesi Rania ile birlikte Suriye’nin “First Lady”si Esma Esad’ı ne çok sevmişti! Nasıl bağırlarına bastılar onu. Türkiye’nin “First Lady”si Hayrünnisa Gül örtülüyken o açıktı. Ne kadar Batılıydı! Zannedersiniz Ümit Boyner! O Emine Erdoğan’ın çirkin kılıkları da ne? Bakın, Esma Esad nasıl Batı modasına göre giyiniyor. Beyaz Türk medyası ne övgüler yağdırdı Esma’ya. O aynı medya Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Britanya vatandaşı olmasını kaldıramadı. Ama Esma’nın özbeöz Britanya doğumlu, Britanya vatandaşı olması aynı medyaya hiç koymadı nedense. Esma neredeyse masallardan çıkmış bir prensesti. Doğu Esma ile Batılılaşıyordu. Beyaz Türk de özenerek, imrenerek, kıskanarak bakıyordu.

Sonra Kate geldi, hepsini sildi. Ne Ürdün Kraliçesi Rania kaldı, ne Suriye’nin modernleşmesinin simgesi Esma. “Avam”ın içinden çıkmış olan bu genç kadın, modern tarihin en güçlü imparatorluğunun, Britanya’nın, sembolizmi ile hâlâ bütün dünyayı cezbeden kraliyet ailesine intisap ediyordu. Bütün dünyanın proleterleri ve yoksulları aylarca Prens William ile bu kadının düğünüyle oyalandı. Evlendikleri gece, bir tahmine göre, dünya nüfusunun üçte biri televizyonda o düğünü izledi; Kate’in gelinliğini, kızkardeş Pippa’nın ablasından “rol çaldığını”, kraliyet ailesinin bireylerinin neler yaptığını, nasıl hissettiğini konuştu. Kitlelerin bir başka afyonu! O “uygar” denen ülkelerde hayatın nasıl küflü ve örümcekli bir yanı olduğunu görmüyor nusunuz? Kitleler, Kate’in güzelliğinin Britanya hakim sınıflarının ve emperyalizminin en oyalayıcı sembolü ve nihai güvencesi olan kraliyet ailesinin, sadece İngiliz işçi sınıfına değil, sadece Britanya adalarının ezilen halkları Galler’in, İskoçya’nın ve İrlanda’nın işçilerine değil, bütün dünya halklarına sevimli görünmesi için William’ın sarayına dahil edildiğini anlayana kadar bu küf ve örümcek devam edecek.

Kate ile William’ın masalımsı düğününden sonra aradan on gün geçmeden Esma Suriye’den kaçtı! Neden? Çünkü geçmişte kraliçelerle, prenseslerle, mankenlerle, divalarla, starlarla uyuşturulmuş olan kadın ve erkek Suriyeli işçiler, emekçiler, köylüler devrimci bir ayaklanma başlatmışlardı. Beşar Esad bir yandan yüzlerle, artık neredeyse binlerle vatandaşının canına kıyıyordu, bir yandan da karısının ve üç çocuğunun geleceğini güvence altına almaya yöneliyordu. Çünkü onu da Tunus’ta bin Ali’nin, Mısır’da Mübarek’in başına gelenlerin beklediği kolayca söylenebilir artık!

Türkiye’nin burjuvazisinin göklere çıkardığı kadın kendi halkından kaçtı! Bugün bütün dünyayı uyutmak için yüceltilen Kate’in kaderi de bir gün belki de böyle olacak. Unutmayın, Esma’nın Suriye halkının gazabından kurtulmak için kaçtığı yer Londra! Kate’in tahta çıkacağı şehir! Gün gelir, Britanya’nın, bir kez harekete geçti mi buldoglar kadar inatçı olan işçi sınıfı, her ikisini, sonradan görme Cambridge Düşesi Kate ile Şam prensesi Esma’yı birlikte kaçmaya mecbur bırakır!