Yel işçiden yana mı esiyor? (18-08-2007)

HAVA-İŞ

Hava-İş sendikasında yaşananlar işçi sınıfı saflarındaki kıpırdanmaların ilk belirtileriydi. Son derece demokratik bir şekilde, işçi katılımını hemen hemen her şeyin üstesinde tutan bir anlayışla, THY ile aralarında süren toplu sözleşme sürecine müdahale eden Hava-İş, önemli bir süreç başlattı. THY patronlarının işçiyi “ensesine vur, ekmeğini elinden al” pozisyonuna düşürme çabalarına, işçinin örgütlü gücünü kullanarak, “işçi sınıfı vardır ve mücadele edecektir!” diyerek cevap verdi ve toplu sözleşmede işçinin haklarında ısrarcı oldu. Tüm medya, patronlar ve hükümetin desteğini arkasına alan THY patronları yine de THY işçisinin ve sendikasının belini bükemedi. Son olarak grev oylamasını da THY işçisi ve Hava-İş kazandı. Bu sayede işçi sınıfı ve sendikalar yıllardan sonra ilk kez ciddi bir moral kazanmış oldular. Bu moral gücün de etkisiyle top artık Hava-İş sendikasında, şu ana kadar izlediği yolu izlediği takdirde, önümüzdeki günler çok büyük işçi mücadelelerine sahne olabilir.

HABER-İŞ

Haber-İş sendikası da Hava-İş benzeri bir süreci biraz daha gözlerden uzak bir şekilde yaşamaktadır. Özelleştirilen Türk Telekom ile Haber-İş sendikası arasında 29 Mayısta başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 27 Temmuz itibariyle uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. Şu an resmi arabulucunun tarafları anlaştırması için gereken süre devam etmektedir ki; bu süre haber yayına hazırlandığı sırada 6 iş günü uzatılmış bulunmaktaydı. Haber-İş ile Türk Telekom patronu arasındaki görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlanmasının en büyük nedenini, patronun sendikal örgütlülüğü bitirmek için toplu sözleşmeye bazı hükümler koyması sonucunda ortaya çıkmış bulunmaktadır. Patron eskiden toplu sözleşme ve dolayısıyla sendika dışında çalışanları üçte birini tutmaktayken şimdi en az yarısını kapsam dışına çıkarmak istemektedir. Haber-İş haklı olarak, bunun kabul edilmesi halinde Türk Telekom’da sendikal örgütlülüğün biteceğini belirtmektedir. Sendika tarafından yapılan açıklamalara göre resmi arabulucunun süresinin dolmasına kadar bir anlaşma sağlanamazsa Haber-İş sendikasında örgütlü işçiler greve gideceklerdir.

HARB-İŞ

Harb-İş de bu toplu sözleşme döneminde iş veren ile anlaşmazlık yaşayan sendikalardan biri. Uzun bir süredir devam eden toplu sözleşme görüşmeleri özellikle işverenin İş yasasında yer alan esneklik hükümlerini dayatması sonucu anlaşmazlıkla sonuçlandı. Bu nedenle Harb-İş bir süredir yaptığı eylemlerle kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmakta… Yaklaşık 27 bin işçi adına sürdürülen görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanırsa milli savunma alanındaki grev yasağı dolayısıyla sözleşme Yüksek Hakem Kuruluna gidecek. Bu hususta yapılan oturma eyleminde ise Harb-İş Genel Başkanı Osman Çimen “demokratik yollar çerçevesinde yapılabilecek her şeyi yapacaklarını” ifade ederek, bu sene daha kararlı tutum takındıklarını göstermiş oldu

TEKSİF

Türkiye Tekstil Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) bu seneki toplu iş sözleşmesi sürecinde 'ilk altı ay sıfır ücret zammı ve yeni işe gireceklere ikramiye vermeyiz' gibi hayatın gerçekleri ile bağdaşmayan, kazanılmış hakları gasp eden, sektörde çıktı-girdiler yaparak ikramiyesiz çalışma düzenini hedefleyen bir anlayışla karşılaştığını beyan ederek 10 Eylül tarihinde 11 iş yerinde greve çıkacağını ilan etti. Tekstil sektöründe 54 iş yerinde 20 bini aşkın işçi adına yürütülen toplu iş sözleşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmış, resmi arabulucunun dâhil olduğu süreçte de bir anlaşma sağlanamamıştı.

TEZ-KOOP-İŞ

Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası da diğer sendikalara benzer bir şekilde beş tane kamu iş yerinde 10 Ağustos tarihinde grev kararı almış durumda. Grev kararı alınan iş yerleri T.C. Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı, TASİŞ, TÜBİTAK, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve SSK… Haber-İş sendikasın da olduğu gibi Tez-Koop-İş’de de temel uzlaşmazlık noktasını “kapsam” maddesi oluşturuyor. Sendika üye olmayan işçilerin de toplu sözleşme kapsamına alınmasını istiyor. Aksi takdirde kısa süre içerisinde kapsam dışı çalışanların sayısının artmasıyla sendikanın yetkisi rahatlıkla düşürülebilecek… Bir diğer anlaşmazlık noktasını ise giyim yardımı olarak belirlenmiş durumda.

PETROL-İŞ

Petrol-İş sendikasının yaklaşık üç aydır Sanovel İlaç Fabrikasında direnişte olduğu hali hazırda bilinen konulardan biri. Sendikaya üye olan 190 işçi, işlerinden atılmış bunun üzerine fabrika önünde bir direniş başlatılmıştı ve bu direniş hala devam etmekte. Bu sebeple Petrol-İş sendikası da son derece hareketli günler yaşamakta. Bu hareketlilik bir süredir sınıf mücadelesinde ortaya çıkan durgunluğu ilk bitirenlerden biri olarak görülebilir. Ancak bu konuda sendikanın pasif davranması süreci işçiler aleyhine uzatmaktadır.

TÜMTİS

Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS ) bir süre önce Gaziantep’te belediyeye bağlı olarak şehir içi toplu taşımada çalışan Kevser Turizm’e karşı kendilerine üye olduğu için işten atılan 38 işçinin tekrar işe alınması amacıyla bir direniş başlatmıştı. 102 gün süren bu direnişin başarıya ulaşmasının ardından bu kez de Bursa’da Evin Taşımacılık`ın alt işveren olarak işletmeciliğini yaptığı sarı belediye otobüslerinde şoför olarak çalışan 192 işçiden 182`si TÜMTİS `e üye olduğu için işten çıkarıldı. TÜMTİS’in , 2 Temmuz 2007 tarihinde toplusözleşme yetkisi için Çalışma Bakanlığı `na başvurması üzerine şoförlerinin sendikada örgütlendiğini öğrenen Evin Taşımacılık yetkilileri, işçileri sendikadan istifa etmeleri için tehdit etmeye başladı ve sendika üyesi işçileri bir bir işten çıkardı. Bu durumun da gösterdiği gibi uzun bir süredir hareketli günler yaşamakta olan TÜMTİS yeni süreçte de bir o kadar hareketli olacak…

KESK

Genel olarak toplu iş sözleşmelerinde anlaşmazlıklarla başlayan bu yeni sürece kamu emekçilerinin örgütlü gücü olan KESK ile hükümet arasında yaşananları da eklemeden geçmemek lazım. Bilindiği gibi KESK hükümeti toplu sözleşmeye ve grev hakkını kabule davet etmiş, ancak hükümetten bir yanıt alamamıştı. Bunun üzerine KESK bu sene de toplu görüşmeleri boykot ederek, sokaklara çıkma kararı aldı. KESK’in bu kararı diğer işçi örgütlerinin hareketli dönemine rastlayınca ciddi bir önem kazanmakta ve suların gittikçe ısınacağını göstermektedir.

Görüldüğü gibi işçi sınıfının hareketli günler yaşamasına neden olan bu gelişmeler başka bir deyişle toplu iş sözleşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması, işten atmalar ve direnişler temel olarak bir nedenden kaynaklanıyor. Bu neden sanıldığının aksine “ücret artış talebi” değil, “sendikal örgütlülüğün savunulması” talebinden kaynaklanıyor. Çünkü yukarıda sayılan anlaşmazlık noktalarını dikkatle incelediğimizde patronların ilk elden “kapsam” maddeleriyle sendikal örgütlüğü yok etmeye çalıştığını ve esnek çalışma hükümleriyle bu örgütsüzlüğü pekiştirme gayreti içinde olduğunu net bir şekilde görebiliriz. Henüz sendikal örgütlülüğe sahip olmayan iş yerlerinde ise durum daha da vahim olmakta ve sendikaya üye olan işçiler derhal işten atılmaktadır.

Öyleyse içinde bulunulan süreç sermaye sınıfının sendikal hak ve özgürlüklere tam bir taarruz başlattığı şeklinde özetlenebilir. Artık masada işçinin yüzdelik zamları yoktur! Masada işçi sınıfının ve sendikaların “varlık yokluk davası” vardır. Ya bu dava kazanılacak ve işçi sınıfı göreceli olarak daha aktif, etkin ve yetkin olduğu bir sürece girecek, ya da sendikal örgütlenmeler sendikal bürokrasiyi dahi tehdit eder bir biçimde dibe vuracaktır.

Bu nedenle ilk yapılması gereken şey mücadeleyi kazanmak için güçleri birleştirmektir. Grev hazırlığında ve hali hazırda direnişe olan sendikalar hızla merkezi ve yerel olarak yan yana gelmelidir. Adını ve işleyişini kendilerinin belirleyeceği bir kurul ile birlikte mücadelenin en güzel örneklerini vermelidir. Bu kadar ciddi bir gücün birlikte hareket etmesi karşısında hiçbir kuvvet duramayacaktır. Elbette biz devrimci işçiler, Sınıf İçin Sendika arayışında olanlar da bu sürecin aktif mimarları olmalıyız. Bulunduğumuz her alanda tekil mücadelelerin kazanması için uğraş verirken onların birleşmesi için de var gücümüzle çalışmalıyız… Bu süreç işçi sınıfının ayağa kalkış sürecini başlatabilir!

O halde haydi G(ö)reve!!!