Tekel İşçisi Nasıl Kazanır? - 4 (DİP Girişimi - 25-01-2010)

AKP hükümeti, TEKEL işçisini önce biber gazı, tazyikli su ve cop ile yıldırmaya çalıştı. Bu tutmayınca, 4/C'nin sefalet ücretlerine üç beş kuruş ekleyerek, on aylık geçici işçiliği on bir aylık geçici işçiliğe yükselterek işçiyi kandırmaya çalıştı.

TEKEL işçlerini ne baskı durdurdu, ne kurnazlık! Cevabı eyleme devam edip etmeme konusunda yapılan referandumda verdiler. 10 bine yakın işçi oy kullandı, oy birliği ile yola devam kararı çıktı. TEKEL işçisi yola devam dedi ama Türk-İş yönetimi yolu tıkamaya kalktı, kendi düzenlediği mitingin kürsüsünden cevabı aldı. İşte şimdi mücadele meyvelerini vermeye başlıyor. TEKEL işçilerinin kararlılığı Türk-İş yönetimini ve Kumlu'yu adım adım genel greve doğru sürüklüyor.

Genel Greve Bir Adım Yaklaştık!

Ama Uyanık Olmak Gerek!

21 Ocak Perşembe günü toplanan üç işçi, üç memur konfederasyonu başkanı, hükümete Salı akşamına kadar mühlet verdi. Bunun ardından "dayanışma grevi"ni ve "üretimden gelen gücün kullanılması"nı gündemine alacağını ilân etti.

Güzel! Ama bu sizin eseriniz! Artık 40 günü aşan mücadelenizin eseri! Sanmayın ki, Mustafa Kumlu değişti, başka bir insan oldu. Sanmayın ki, genel grev garanti. Genel grev hâlâ aslanın ağzında. Kumlu ve fikir arkadaşları, hâlâ genel grevi engellemenin peşinde. Kanıt mı? İşte kanıt:

Hak-İş AKP'nin işçi bürosu gibi çalışan bir örgüt, Memur-Sen ise aynı partinin memur bürosu gibi davranıyor. Onlar nasıl oldu da TEKEL işçisinin haklarını savunacak bir birliğe geldi? Kim çağırdı onları? Geldilerse amaçları mücadele birliğini içeriden baltalamak olmasın?

Konfederasyonların ilân ettiği anlaşmanın bir maddesi şöyle diyor: "Konfederasyonlar, hükümetle bugüne kadar sürdürülen diyalog sürecinin hızlandırılarak devam etmesini istemektedir." Hangi "diyalog süreci"? Bu karar açıklandı, ertesi gün Tayyip Erdoğan sizin için yine "açız diye ajitasyon yapıyorlar" dedi. Erdoğan sizinle kavga ederken konfederasyonların böyle cümleler yazması, Kumlu'nun fikir arkadaşları Hak-İş ile Memur-Sen'i yanına alıp hükümete yaranma çabasından başka ne olabilir? Türk-İş'in hükümetle görüşmesine öteki konfederasyonlar da katılacakmış. Hak-İş ve Memur-Sen başbakanın huzurunda el etek öpmekten başka ne işe yarar? Kısacası, Mustafa Kumlu hükümetle bir danışıklı dövüşe hazırlanıyor olabilir. Dikkat!

Sesimizi Direniş Komitesiyle Duyuralım!

Genel grev olsa da olmasa da, kendi mücadeleniz hakkında söz sahibi olmalısınız. Ki satışa getirilmeyesiniz. Ki kimse sizin arkanızdan oyun oynayamasın. Öyleyse, Türk-İş yönetimini denetlemek için derhal adımlar atmak gerekiyor.

1. Salı akşamı yapılacak olan konfederasyon başkanları toplantısı işçiye açık düzenlensin. Başkanların toplandığı salona bir kapalı devre televizyon sistemi konularak görüşmeler yayınlansın. Olmadı, görüşmeler hoparlörle sizlere duyurulsun.

2. Mücadelenizin gidişatı üzerinde söz sahibi olmak için derhal bir Direniş Komitesi kurulmasını sağlamak gerekiyor. Her işletmeden en güvenilir üç temsilcinin seçilmesiyle oluşturulacak Direniş Komitesinin verilen kararlara müdahale hakkı olmalıdır. Böyle bir komitenin kurulması gündelik işleri bile kolaylaştıracaktır.

3. Genel greve doğru giden yolda mücadeleleri birleştirip büyütmek hayati önemdedir. İlk elden Kent AŞ işçileri, İtfaiye ve Şeker işçileri Türk-İş tarafından Ankara'ya davet edilmelidir. TEKEL işçilerinin yanı başına kuracakları çadırlarla mücadelenin ve genel grevin tüm işçi sınıfına ait olduğu gösterilmelidir.

4. Sadece oturup bekleyerek mücadele kazanılmaz. 31 Ocak'tan sonra binlerce işçi daha Ankara'da olacak. Bu tarihten itibaren hafta içi Meclis ve AKP binaları, hafta sonu şehrin tümsokak ve meydanları eylem alanı haline gelmelidir. Kazanmak için bu şehri hükümete dar etmek gerek!

Kahraman TEKEL işçileri!

TEKEL işçilerinin değerli aileleri!

40 günü aşkın süredir ayaza soğuğa, yağmura kara inat direniyorsunuz. Bütün Türkiye sizin yanınızda. Bu mücadeleyi küçük kırıntılar için vermediniz. Güvenceli bir iş, kazanılmış haklarınız, çocuklarınızın geleceği için savaşıyorsunuz.

Salı gününe kadar hükümet bir takım kırıntılar önerebilir. Son zamanlarda konuşulan 4/B ya da benzeri bir önerinin gelmesi mümkün. Mesela 4/B başta bir çözüm olarak görünebilir. Çünkü 4/C gibi geçici işçilik değil, yıllık ücretli izni bile var.

Ama 4/B de sizin için kurtuluş değil. Sözleşmeli personel olacaksınız. Sözleşmenizin her yıl yenilenmesi gerekecek. Bugün mücadelenizi dağıtmak için size taviz vermiş gibi görünenler, birinci yılın sonunda, olmadı ikinci yılın sonunda "ihtiyaç fazlası" deyip sizi işten çıkarabilir.

Bunun için direnmediniz! Bunun için savaşmadınız! Güvenceli iş için, kadrolu iş için direndiniz, savaştınız. Sizi kandırmalarına izin vermeyin. Bütün Türkiye işçi sınıfı size bakıyor. Bütün memurlar, emekliler, asgari ücretliler size bakıyor. Siz kazanırsanız, onların da önü açılacak. Siz kaybederseniz, herkesin hali yaman. Sırtınızda büyük sorumluluk var. Gelin, kendi mücadelenizin sahibi olun!

TEKEL İŞÇİSİ KAZANACAK!