İşçiler sorun: Süleyman Çelebi DİSK için ne yaptı? (14-02-2008)

2000 yılında yapılan kongrede Çelebi, bir önceki genel başkan Rıdvan Budak DSP’den milletvekili seçildiği için boşalan genel başkanlık koltuğuna oturdu. O kongre aynı zamanda gayet manalı biçimde DİSK’in eski tüzüğünün değiştirildiği ve sosyalizme referansın kaldırıldığı kongre idi. Bakalım, Çelebi o günden bu yana neler yapmış.

  • Çelebi yönetiminde DİSK, Avrupa Birliği’nin MEDA programının finansmanı ile sendikacılara ve işçilere beş yıldızlı otellerde bol bol “sosyal diyalog”, “şirketlerin toplumsal sorumluluğu” ve benzeri kavramların propagandasının yapıldığı seminerler düzenledi. Bu kavramların hepsi işçi sınıfının uyuşturulması ve sermayenin planlarını benimsemesi amacıyla gündeme gelmiştir. İşçiler Çelebi’ye sormalı: DİSK mücadeleci döneminde Türk-İş’i ABD emperyalizmine bağlı kuruluşlardan (AID, AAFLI) büyük miktarda para alması ve sendikal eğitimi ABD emperyalizminin istediği doğrultuda yürütmesi dolayısıyla eleştiriyordu. Sendika hareketi ABD emperyalizminden para alınca kötü de Avrupa emperyalizminden alınca iyi mi oluyor?
  • Çelebi döneminde önce DSP-MHP-ANAP hükümeti, ardından AKP hükümeti bir İş Yasası tasarısı hazırladılar. Sonra bu tasarı 2003’te yasalaştı. Bütün mücadeleci sendikalar, bu yasayı “kölelik yasası” olarak nitelediler. DİSK yönetimi ise çalışma hayatında “esneklik” uygulamalarını kural haline getiren 4857 sayılı İş Yasası’na “bilim kurulu” aşamasından itibaren destek vererek işçi sınıfı haklarının tırpanlanmasının suç ortağı haline geldi. İşçiler Çelebi’ye sormalı: “Esneklik” işçi sınıfının lehine bir uygulama mı ki, sen bunu başından itibaren destekledin, yasanın ipliği pazara çıkınca da sadece göstermelik çıkışlarla yetindin?
  • Çelebi döneminde DİSK “işyerimi seviyorum” diye kampanya yaptı. Koskoca DİSK patron yalakalığına soyundu, işçiyi işverenle barıştırmaya kalkıştı. İşçiler Çelebi’ye sormalılar: DİSK işçinin sendikalaşmasına bile izin vermek istemeyen patronlara ait işyerlerinin nesini seviyor?
  • Çelebi yönetiminde DİSK 12 Eylül’ün 25. yıldönümünde yapılacak protestodan “provokasyon olacak” bahanesi ile çekildi, böylece devletin bu bütünüyle meşru gösteriyi yasaklamasına olanak sağladı. İşçiler Çelebi’ye sormalı: 12 Eylül askeri diktatörlüğünün en önemli yönü DİSK’e saldırmak ve işçi hareketini ezmek değil miydi? Sen DİSK’in 12 Eylül’ü protesto etmesini ne cüretle engellersin?
  • Çelebi döneminde DİSK AB’nin Türkiye’deki “fahri konsolosu” gibi davrandı. Çelebi, Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişari Komisyonu’nun eşbaşkanlığını yaptı, AB’yi hep Türkiye işçi sınıfına çözüm olarak gösterdi. İşçiler sormalı: Bu AB Maastricht ve Amsterdam Antlaşmalarıyla neo-liberalizmi ve esnekleşmeyi yasa haline getiren, Avrupa kıtasının İMF’si gibi davranan AB değil mi?
  • Çelebi, aynı zamanda AB nezdinde Türkiye devletinin gönüllü diplomatlığını yaptı. Karma İstişari Komisyon’un 2005’te Brüksel’de düzenlenen 10. yıl toplantısında AB yetkilileri Türkiye’nin çeşitli anti-demokratik uygulamalarını eleştirirken, Türk-İş ve Hak-İş’le birlikte sessiz kaldı. AB yetkililerinin eleştirdiği konular arasında Hrant Dink’e yapılan baskılar da vardı. Hrant Dink bir yıl sonra öldürüldü. İşçiler Çelebi’ye sormalılar: DİSK başkanı olarak Türkiye’de demokratik hakların savunusunu neden AB emperyalizmine terk ettin?
  • Başbakan Erdoğan ile en büyük patron Mustafa Koç arasında bir kayıkçı dövüşü sırasında Çelebi Koç’u savundu, onun uğruna “işçiyi sokağa dökerim” dedi. Büyük kapitalistleri desteklemek üzere işçileri sokağa dökmek DİSK’in işi midir? Çelebi neden fabrika işgaline girişen SEKA işçileri için, özelleştirmeye karşı uzun süre eylem yapan Tüpraş ve Petkim işçisi için, bir yılı aşkın direniş sürdüren Çorlu deri işçisi için, hatta kendi üyesi Birleşik Metal-İş’in iki yıla yakın süredir grevde olan SCT işçisi için işçiyi sokağa dökmemiştir de, Koç’u desteklemek için dökecekmiş? İşçiler Çelebi’ye sormalılar: 12 Eylül’ün DİSK’i ezmesini cuntaya mektup yazarak talep eden Vehbi Koç, bu Mustafa Koç’un dedesi değil mi?
  • Nihayet belki de en önemlisi, Çelebi DİSK’in adının prestijini sözde sosyal demokrat, Avrupa Birlikçi bir burjuva partisi kurmak için kullanmıştır. İşçi Mücadelesi 10 Aralık Hareketi’nin beş yıldızlı otellerde beş yüz kişilik toplantılar düzenlemesi karşısında hareketin finansmanının nasıl sağlandığını defalarca sormuş, ama cevap alamamıştır. İşçiler Çelebi’ye sormalı: Bir burjuva partisi kurmak için DİSK’ten neden yararlandın?

Kısacası, Çelebi yönetimi, ta 1992 Ören Tezleri’nde belirlenen sol liberal çizgiyi derinleştirerek, DİSK’i patronlarla mutabakatın, devlete hizmetkârlığın ve AB emperyalizminin “fahri konsolosluğu”nun örgütü haline getirmiştir. DİSK üyesi işçiler Çelebi’ye değil dört yıl bir gün bile vermemelidirler. Aksi takdirde Çelebi DİSK’i siyasi hırsı uğruna harcamaya devam edecektir.


Çekinme, işçinin yüzüne de açık konuş Çelebi!

Süleyman Çelebi, 10 Aralık Hareketi’nin sözcüsü olarak kendisine sorular soran bir gazeteciye “mülkiyetin kimde olduğuna bakmadan, özel girişimciliği desteklemeyi” savunduğunu söylüyor. Gazeteci “yabancı sermaye de mi?” diye sorunca da “artık çekinmeden konuşmalıyız” diyor ve ekliyor: “Üretim yapacaksa yabancı sermayeye engel olmamak lazım.” Yani Çelebi hem yerli sermayenin önünü açmayı hedefliyor (“özel girişimciliği desteklemek”) hem yabancı! Hani diyoruz ki, Çelebi DİSK kongresinde toplanmış delegenin önünde de bunu bir söyleyiverse...