Doğal değil toplumsal afet (30-09-2007)

Bütün bu yaşanan, doğal değil, toplumsal bir afet. Burjuva hükümetleri -bugünkü sağcı hükümet ve önceki PASOK hükümetleri- gayrimenkul spekülasyonuna büyük bir ivme kazandıran yasalar getirdiler; aynı mantıkla Anayasa'nın, yanmış orman arazilerine yapı inşasını yasaklayan 24. maddesini değiştirmek istiyorlar. Diğer yandan, kamu harcamalarındaki büyük kesintiler, itfaiye hizmetlerini yok olma noktasına getirdi. Personel, teknik altyapı ve önleyici tedbirler bakımından çok büyük eksiklikler sözkonusu. F-16 savaş uçaklarına ve diğer askeri cihazlara milyarlarca dolar harcayan küçük bir ülkede, yalnızca birkaç adet yangın söndürme uçağı mevcut.

Hükümet ve bütün bir devlet aygıtı, bu kriz karşısında duyduğu paniği ve aczini artık ortaya koymuş durumda. Atina yakınındaki Pentelikon dağında yangın başlamışken, felaket anında, Başbakan, 16 Eylül'de erken seçim yapılması çağrısında bulunabildi. Sağın, hiçbir gerçek siyasi tartışma ya da kampanyaya gerek kalmadan, üstelik de büyük bir toplumsal felaket anında kolay bir seçim zaferi elde etme girişimi karşısında herkes küplere binmiş durumda.

 

Yunan hükümetine yangın protestosu

Yunanistan'ın Mora yarımadası ile Eğriboz (Evia) adasında 10 gün boyunca devam eden ve 64 kişinin ölümüne yol açan orman yangınları üzerine, 29 Ağustos Çarşamba günü Karamanlis hükümetini protesto etmek üzere Yunanistan'ın başkenti Atina'da parlamento binasının önünde büyük bir eylem düzenlendi. Onbinlerce kişinin katıldığı eylemde uyguladığı politikalarla yangınlara zemin hazırlayan, yangınlara geç müdahaleederek felaketin büyümesine sebep olan ve yangın sonrasında yangından zarar görenlere ciddi anlamda yardım etmeyen Karamanlis hükümeti protesto edildi. Eylemin örgütlenmesinde DEYK'in Yunanistan seksiyonu EEK de aktif bir biçimde yer aldı.

İşte bu nedenle hükümet her türlü komplo teorisine başvuruyor ve Bush'un 11 Eylül sonrasında yaptığına benzer bir biçimde, Yunan ya da dış kaynaklı, gizemli bir el Kaide'nin "asimetrik tehdidi"nden söz ediyor. Esas olarak da anarşistleri suçluyor. Sanki birkaç yüz anarşistin, bütün ülke çapında, günlerce ve haftalarca aralıksız sürecek bir kundaklama eylemi tertiplemesi olanaklıymış gibi. "Terör tehdidi" heyulasını ortaya atıyorlar; hatta bazı sağcı bakanlar ve üst düzey yetkililer işi, PASOK'u bile kundakçılıkla suçlamaya vardırıyorlar.

Yanan bazı bölgelerde felakete karşı kurulan halk örgütlerinin ortak yangın söndürme mücadelesine katıldık.

Gelecek Çarşamba günü, 29 Ağustos'ta, MERA ve EEK olarak, (Petralona, Kolonos, Vironas, vs. gibi) mahalle hareketleriyle birlikte Atina'da, felaket kurbanlarına yardım için (hükümet yalnızca kırıntı verdi) acil ekonomik önlem talebiyle bir protesto yürüyüşü gerçekleştireceğiz. Şimdi bütün bir seçim süreci bu toplumsal felaketin gölgesi altında geçecek. Bizim müdahalemiz de buna göre şekillenecek.

Yoldaşça selamlar

Savas Mihail

27 Ağustos 2007