Antalya’da işçi kıyımına ve başhekimin sözlerine tepki (16-07-2009)

6 Temmuz günü hastane başhekimi Sadık Özmen iki temizlik işçisine hakaret etmiş "bunlardan her şey beklenir, bunlar fuhuş bile yapar" diyerek işçi ve kadın düşmanlığını ortaya koymuş, taşeronun sözcülüğünü üstlenmişti. İşçiler bu hakarete karşı kendiliğinden tepki göstermiş, yemekhanede hakaret edilen Banu Kömür'ün arkasında durmuşlardı. Banu Kömür aynı gün iş çıkışı yaşananlardan haberdar olan basın mensuplarına olaylar hakkında bilgi verdi. Bunun üzerine 10 Temmuz Cuma günü Dev-Sağlık İş üyesi Banu Kömür ve işçilerin kendiliğinden tepkisine önderlik eden Aysun Ellez sendika üyesi oldukları ve bu olaylarda işçileri yönlendirdikleri gerekçesi ile işten çıkartıldı.

Antalya Devlet Hastanesinde taşeron ve başhekimlik saldırısı bundan önce de yaşanmıştı. Bir ay önce işçileri Dev-Sağlık İş'e örgütlediği gerekçesi ile Mustafa Aykara işten çıkartılmıştı. İşten çıkartılan Mustafa Aykara başhekimin odasında taşeron patronu tarafından 1,5 saat boyunca hakarete ve tehdide maruz kalmıştı.

Yapılan basın açıklaması ve oturma eyleminde işten atılan işçilerle kurum temsilcileri söz aldılar. İşten çıkartılan Banu Kömür; "Bu lafı sindiremedim. On senedir çalışıyorum. Çarşamba günü basına da söyledim.  Bu laf neden söylendi? Bundan sonra durmayacağım. Kaybedeceğim bir işim vardı, onu da kaybettim. Bundan sonra kaybedecek bir şeyim yok." dedi.

Banu Kömür'den sonra söz alan işten çıkartılan diğer işçi Aysun Ellez "Yemekhanede 60 kişilik bir eylem yaptık. Ancak örgütlenmek suçundan işten atıldık. Bu kullanılan "fuhuş" kelimesi hepimize söylenmiştir. Başhekim basın açıklamasına katılınılmaması için işçileri konferans salonuna kilitledi. Kaç yıldır bu  hastanede çalışıyorum. Meslek için eğitim diye bir şeyi hiç duymadım. Şimdi başhekim almış işçileri bize destek olmamaları için dışarı salmıyor. Başhekim bizden korkuyor. İşçileri bıraksa ya, özgürce fikirlerini söyleseler. İşçi arkadaşlarımızın kendisi içerde kalpleri burada" dedi.

Daha sonra sözü alan Antalya Tabipler Birliği temsilcisi, sorunun taşeron sistemi olduğunu sağlıkta dönüşüm adı altında sağlık hizmetlerinin daha fazla kalitesizleştiğini söyledi. İşten ilk atılan işçi Mustafa Aykara ise "işten atıldığımda 1,5 saat boyunca taşeron patronunun küfür ve tehdide maruz kaldım. Beynimi çıkartıcağını ve duvara çarpıcağını, yaptığımın ekmek yediğim kaba pislemek olduğunu söyledi. Bu hakaretlerin hepsini cep telefonuma kaydettim. Şimdi hastanede personelin cep telefonu kullanması yasaklanmış. Bizim sendikalaşmamızı ve hak arama mücadelemizi engellemeye çalışıyorlar. Sendikasızlaştırmaya çalışıyorlar" dedi.

Yapılan basın açıklaması ve oturma eylemi sırasında Antalya Devlet Hastanesi işçileri "meslek içi eğitim" adı altında konferans salonuna kilitlendi. Başhekim yapılan eğitimde üstü kapalı bir şekilde sendikayı ve işçileri tehdit etti. Bol bol aile hayatından ve dinden bahseden başhekim, sendikalı işçilere aba altından sopa gösterdi ve "fuhuş" kelimesini kullanmadığını söyledi.

Oturma eylemine işten atılan Devlet Hastanesi işçileri yanı sıra AÜ Tıp Fakültesi Hastanesi işçileri de gelerek sınıf dayanışmasını gösterdiler. Aynı taşeronlaştırma ve hak gaspı saldırısı içinde olan işçiler "işime, aşıma, onuruma dokunma", "kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" "yaşasın sınıf dayanışması" "köle değil işçiyiz örgütlüyüz güçlüyüz" sloganlarını attılar. Yapılan eyleme KESK ve DİSK ‘ten sendikaların yanı sıra siyasi partiler ve DİP-G militanları da katıldı.