Antalya ve Ankara’da Sivas Katliamı Anması (04-07-2009)

Basın açıklamasında, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Madımak Otelde 33 canın yakılarak katledilmesi halkların kardeşliğine, insan haklarına büyük bir darbe vurmuş olduğu vurgulandı. Katliamın üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen Madımak'ta yakılan ateşin sönmediği, yaşanılan olayların unutulmadığı en yüksek seslen haykırıldı. Geçen bu sürede birçok hükümet, birçok bakan değişmesine rağmen "Madımak Oteli Müze Olsun" talebimiz ve alevi halkının ülkedeki diğer inanışlarla eşit haklara sahip olmasına ilişkin taleplerimizin yanıtsız kaldığı sloganlarla vurgulandı. Bu talepler emperyalizme, faşizme, cinsiyet ayrımcılığına, faili meçhullere, gericiliğe, özelleştirmelere, neoliberal politikalara ve kapitalizmin kendisine karşı; emek, demokrasi, barış, halkların kardeşliği, insan hakları, eşitlik, özgürlük mücadelesi veren herkesin talebidir denildi. Basın açıklaması okunurken "Sivas'ı unutmadık, Maraş'ı unutmadık, Gaziyi unutmadık şeklinde sloganlar atıldı."  Devrimciler için tarihsel önemi olan, bu topraklarda farklı inanış ve kültürlere olan tahammülsüzlüğün gerici kitleleriyle, ordusu ve polisiyle hep birlikte planlanıp eyleme sokulması sonucunda yaşanan Sivas katliamı, devrimci dayanışma çerçevesinde kendine yakışır şekilde anıldı.

 

Ankara'da 2 Temmuz Sivas Şehitleri Anması

Ankara'da 2 Temmuz anması bu yıl da, geçen yıl olduğu gibi, Toros Sokak'tan Koleje yürüyüşün ardından yapılan miting ile gerçekleştirildi. Düzenlenen mitingin ana sloganı ‘Madımak Oteli Müze Olacak' oldu. Yaklaşık dört bin kişinin katıldığı yürüyüşün ardından alanda yapılan saygı duruşu sırasında Sivas'ta kaybedilenlerin isimleri teker teker okunarak hep bir ağızdan ‘Yaşıyor!' diye bağırıldı. Barış ve kardeşlik vurgularının yanı sıra eşitlik ve özgürlük taleplerinin dile getirildiği kürsü konuşmalarının ardından müzik dinletisi oldu ve Ali Asker bir konser gerçekleştirdi.

Saygı duruşu ve anma başlamadan hemen önce CHP'lilerin kışkırtması ile alanda kısa süreli bir gerginlik yaşandı. İnsanlar Madımak Oteli'nde tam tamına sekiz saat abluka altında bırakılıp diri diri yakılırken hükümet o zamanın SHP'sinden (bugünün CHP'si) ve DYP'den oluşuyordu. Yani büyük yüzsüzlük sergileyerek bu eylemlere katılan CHP en az kışkırtmayı gerçekleştirenler ve gericiler aracığıyla bu eylemi örgütleyen kontrgerilla kadar sorumluydu (SHP daha arlı davranıp düzenleyiciler arasında adı geçmesine rağmen hiç gelmedi). Bu gerçeği teşhir eden devrimcilere tahammül gösteremeyen CHP'liler önce Halk Cephesi'yle ardından Halkevleri ile bir gerginlik yaşadılar. Gerginlikte zaman zaman yumruklaşmalar oldu.

İşin acı kısmıysa belki de aynı mahallede oturan, yüreğinde aynı acıyı hisseden, aynı sınıfa mensup gençlerin kavga ediyor oluşuydu. Bugün CHP'nin arkasında toplanan Alevi emekçilerin ve gençlerin bu partinin düzen yanlısı gerçek yüzünü ve seçim zamanları haricinde Alevilerin sorunlarıyla ilgilenmediğini görmeleri gerekiyor. CHP'nin ikiyüzlülüğünü teşhir eden devrimcilerle değil kapitalistlerle, sömürü ve baskı düzeniyle ve onun politik özneleriyle kavgaya tutuşmaları gerekiyor. On altı yıl önce tutuşanlar bunu isterlerdi. Sivas katliamını, gerçekleştirenleri, destekçilerini, engellemeyenleri, sorumluların açığa çıkarılması için kılını kıpırdatmamış düzen partilerini unutmayalım, unutmak ihanettir.