İstanbul'da İSİG Meclisi toplantısı

1 Ekim Cumartesi günü saat 13:00’de İstanbul Tabip Odası'nda İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi toplantısı yapıldı. Toplantıya İSİG Meclisi'nin bileşeni olan sendikalardan, meslek örgütlerinden, akademiden, adalet arayan işçi ailelerinden çok sayıda işçi, mühendis, doktor ve akademisyen katıldı.

Toplantının açılışında İSİG Meclisi'nden Murat Çakır geçmiş çalışmalardan ve etkisinden bahsetti. Konuşmada verilerin artık ulusal ve uluslararası birçok emek dostu örgüt, siyasi parti ve yayın tarafından kullanıldığını aktardı. Bugün gelinen noktada birçok işyerinde muvazaalı (yani iş aktini yasanın ruhuna aykırı tarzda düzenleyen) bir şekilde asıl işlerde taşeron işçi çalıştırıldığını, bu durum tespit edildiğinde ise iş kolu değiştirilerek işçilerin çalıştırılmaya devam ettiğini, iş teftişlerinin etkisizleştirildiğini ve işveren örgütü gibi görüldüğünü, yapılan hukuksuzlukların iktidar tarafından görmezden gelindiğini söyledi. Kıdem tazminatının kaldırılmak istendiğini söyleyen Çakır, bu noktada patronların işyeri güvenliğine tamamen ucuz işçilik sağlayacak şekilde baktığını söyledi. Genelde iş cinayetlerini önlemenin, işçinin ölümünden ucuz olduğunun söylendiğini, gerçekte ise durumun tam tersi olduğunu, özellikle iş sağlığını sağlamanın daha pahalı olduğunu ve bu noktada durumun iş güvenliğinin finansmanına bağlı olduğunu söyledi. İş cinayetlerini önlemek için finansman sağlanması konusunda, işverenlerin meseleye bakışı belli olduğuna göre, meselenin sistem içinde çözümü olmadığı anlatıldı.

Bu meseleyle ilgili somut örneği Enerji-Sen temsilcisi aktardı. Türkiye’de alçak gerilim hatlarında her yıl yüz işçi öldüğünü, bu hatlara kurulacak 300 milyon dolarlık bir sistemle bu ölümlerin tamamının önüne geçilebileceğini ancak bu maliyetin işçi ölümlerinin getirdiği maliyetten fazla olması nedeniyle konuyla ilgili önlem alınmadığını söyledi. Temsilci bu durumda meselenin çözümü için işçiler lehine yatırım yapmak gerektiğinden bahsetti. İnşaat-İş Sendikası ise MR İnşaat'ta daha önce dört iş cinayeti yaşandığını ve her gün mutlaka yaralanma olduğunu, iş güvenliği önlemini sendika denetiminde işçilerin almasıyla iki aydır hiçbir yaralanma olmadığını anlattı.

Bu noktada altını çizmek gerekir ki işyerlerinde iyileşme için işçi denetimi şart. Bunun yanında bazı çevreler, sürekli bu meseleyi işçilerin kurallara uymaması, eğitimsiz olması, baret takmaması gibi sebeplere bağlıyor. Oysa mesele derinlemesine irdelendiğinde, böyle olmadığı görülmektedir. Bu cinayetlerin de asıl nedeni iş basıncıdır. Örneğin elektrik işçileri işçi sınıfının en eğitimli olduğu sektörde çalışmalarına rağmen manzara ortadadır. Diğer taraftan yaşanan cinayetleri genelde mesai ve çalışmanın son saatlerinde gerçekleşmesi yine meselede çalışma koşullarının önemini ortaya koymaktadır.

Bunların yanında toplantıda OHAL koşullarında işçi sınıfına yapılan çok yönlü saldırılardan bahsedildi. İSİG meclisinin de bundan korunmasının yolunun daha çok çalışmak, daha sağlam veriler tutup meseleye dikkat çekerek meşruiyetini arttırmak olduğu konuşuldu. Son olarak Çapa Tıp Fakültesi'nde iş güvenliği önlemlerinin alınmasını istediği için haksız bir şekilde işten atılan Cemal Bilgin, olası polis saldırısına karşı 3 Ekim Pazartesi günü saat 13:00’de herkesi direniş çadırına dayanışmaya çağırdı.