Turizmde mücadele bayrağı sandıktan çıkarıldı! Tek başına kalma, TOİS'e katıl!

Türkiye’de turizm yüz binlerce işçinin ekmek kapısı durumunda. Özellikle turizmin yoğun olduğu Antalya, İzmir gibi şehirlerde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu bu sektörde çalışarak hayatını idame ettiriyor. Aynı zamanda çevre illerde yaşayan insanlar sezonluk olarak çalışmak için turizm yoğunluklu şehirlere akın ediyor. Yani yüz binlerce insan turizm-otel sektörünü ekmek kapısı olarak görüyor.

Ancak özellikle Suriye’deki iç savaş ve Rusya’da yaşanan ekonomik kriz, 2011’den beri Türkiye’de turizm emekçilerine zor günler yaşatıyor.

2011’den sonra, Suriye’de patlak veren iç savaşla beraber özellikle Batı ülkelerinden gelen turist sayısında büyük bir düşüş yaşandı. Özellikle Reyhanlı’da meydana gelen bombalı saldırının ardından Türkiye’nin Suriye’deki savaştan etkilendiğini gören ve bundan tedirgin olan Batılı turistler Türkiye’ye tatile gelmekten vazgeçmeye başladılar.

Türkiye turizminin en önemli ayağını Rusya’dan gelen turistler oluşturuyor. Rusya’dan Türkiye’ye her sene milyonlarca insan tatil için geliyordu. Ancak ilk olarak Rusya’da patlak veren ekonomik kriz dolayısıyla Rus turist sayısında düşüş yaşandı. Kapitalizmin krizleri sadece kriz yaşanan ülkenin sınırları içinde kalmıyor. Emperyalist çağda bir ülkenin yaşadığı kriz onunla ekonomik ilişkiler içinde olan ya da olmayan ülkeleri de etkiliyor. Ancak Türkiye’de turizme en büyük zararı AKP hükümetinin Suriye’de güttüğü mezhepçi politikalar verdi. 2015 yılında Suriye sınırında Rusya uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye ile Rusya arasında ciddi bir gerilim ve karşılıklı restleşmeler yaşandı. Bu restleşmenin ardından normalde Rusya’dan Türkiye’ye gelen turistler, tatil için Türkiye’ye gelmekten vazgeçti. 2016 turizm sezonunun daha başında olduğumuz şu günlerde Türkiye’ye ve özellikle Antalya’ya gelen turist sayısında çok ciddi azalmalar görülüyor. Turizm-otel sektöründe çalışmayan insanlar için bile turizm krizi şimdi ayyuka çıkmış durumda. Ancak yukarıda anlattığımız gibi turizmin krizi çok daha önce başladı. Turizm işçileri açısından krizin etkileri bugün çok daha sarsıcı bir hâle geldi.

Turizmde kriz işçiyi vuruyor, AKP hükümeti patronları koruyor

Turizmde yaşanan kriz, patronlar tarafından uzun zamandır dile getiriliyor. Turizm patronları AKP hükümetinden karşılıksız yardım dileniyor. Hükümet ise turizm patronlarının hiçbir isteğini geri çevirmedi. Bu konuya birçok örnek verilebilir. Ancak bu örneklerden en çok öne çıkanı 2015-2016 eğitim öğretim yılında okulların bir ay geç açılması oldu. Turizm patronları, tatilde yeteri kadar kazanamadıklarından yakınıp hükümetten yardım dilenince, hükümet hemen adım atarak insanlar otellere gitsinler diye okulların bir ay geç açılmasına karar verdi. Yani patronlar istedi, hükümet hemen yerine getirdi. Hükümetin kimin hükümeti olduğu bu örnekte kendini bir kez daha ele vermiş oluyor.

Turizmdeki kriz sadece Türkiye’nin turizmden yeteri kadar para kazanmaması olarak görülmemeli. Uzun zamandır devam eden turizm krizi, turizm-otel işçileri açısından ciddi bir işsizlik, kazanımların tırpanlanması, hak ihlâlleri, ücretsiz izinler ve uzun süreli askıya alınmalar olarak yaşanıyor.

Turizm-otel işçilerinin yaşadığı bu ciddi sorunlar açısından ise Antalya önemli bir merkez. Antalya’ya gelen turist sayısında yaşanan ciddi düşüş nedeniyle geçen sene turizm sezonu sonunda (Kasım 2015) askıya alınan turizm-otel işçilerinin çok büyük bir kısmı sezon başlangıcı olan Nisan 2016’da işlerine geri dönemediler. Haziran ayı itibariyle binlerce turizm işçisi işsiz kalmış durumda.

Turizm sezonunun başlangıcıyla beraber işe başlamış olan turizm-otel işçileri ise maaşlarını alamamak, zorunlu ve ücreti ödenmeyen fazla mesailer, ücretsiz izinler, birkaç kişinin yaptığı işi bir kişinin yapması ve mobbing gibi sorunlarla karşı karşıyalar.

Turizm-otel işçileri önemli hak ihlâlleri ile karşı karşıyayken hükümet ve Çalışma Bakanlığı turizm patronları için koşulları daha da kolaylaştırıyor.

Patronların yardımına İşkur koşuyor

2016 turizm sezonunda turizm-otel işçileri işsizlikle karşı karşıyayken aynı zamanda İşkur aracılığıyla gerçekleştirilen programlarla işçiler ciddi ücret düşüşleriyle de karşı karşıya kalıyor. İşkur'un gerçekleştirdiği program aracılığıyla, otellere başvuran turizm-otel işçileri asgari ücretle işe alınıyorlar. Daha önce asgari ücretin üzerinde maaşlarla çalışan işçiler bu sezon “İşkur aracılığıyla işçi alınacağı” gerekçesiyle ya geri çevriliyor ya da başvuru için İşkur’a gönderiliyor. İşkur aracılığıyla işe giren işçilerin maaşlarını ise çalıştıkları oteller değil İşkur ödüyor, yani devlet! İşkur’un bu programıyla çalışan işçilerin sigortaları da yok. Sigorta yerine işçilere ferdi kaza sigortası yapılıyor. Bu programa başvuran işçiler stajyer olarak göründükleri için sadece 6 ay çalışabiliyorlar. Yani patronlar kendi ceplerinden bir kuruş çıkmadan işçileri otellerde çalıştırıp, 6 aylık süre dolduktan sonra işten çıkarıp bir başkasını işe alabiliyorlar.

Turizm-otel sektöründe yaşananlar işçi sınıfının durumu ile ülke ve bölgenin siyasi durumunun ne kadar iç içe geçmiş olduğunu kanıtlıyor. AKP hükümetinin fetih projesi olarak atıldığı Suriye macerası, sadece Suriye halklarına zulüm olmuyor. Aynı zamanda Türkiye işçi sınıfı ve Ortadoğu işçi sınıfına da baskı olarak dönüyor.

Diğer taraftan sürekli olarak Türkiye’yi teğet geçtiği söylenen, işsizlik ve enflasyon rakamlarından bin bir yolla uzak tutulan küresel ekonomik krizin boyutları da Rusya’nın ekonomik krizi ve Türkiye’deki turizm-otel işçilerinin durumu ile ortaya çıkmış oluyor.

Turizm-otel işçileri, TOİS saflarında mücadeleye!

Peki, bütün bu olumsuz tabloya karşı turizm-otel işçileri ne yapmalı? Turizm-otel işçileri, işsizlik, zorunlu fazla mesai, sezonluk çalışma gibi başta kendi sıkıntıları, devamında ise iş güvencesinin tamamen ortadan kaldırılması, kıdem tazminatının fona aktarılması gibi bütün işçi sınıfının kazanımlarına yapılan saldırılara karşı bir araya gelerek örgütlenmelidir.

Turizm-otel işçileri örgütlenip, kendi patronlarının karşısında duramazlarsa, başta turizm-otel işçilerinin çalışma koşulları olmak üzere bütün işçi sınıfının koşulları her geçen gün daha da kötüye gidecek. Patronlar ve hükümet, işçi sınıfının kazanımları ve haklarına karşı yürüttükleri mücadelede sağlam bir birlik ve programla yürüyor. Turizm-otel işçileri ve bütün işçi sınıfı bundan çok daha iyisiyle patronların karşısına çıkabilir. Turizm-otel işçileri için işte bu “çok daha iyisini” sağlayacak birlik çatılarından bir tanesi Turizm Otel İşçisinin Sesi örgütlenmesidir.

Turizm Otel İşçisinin Sesi Bülteni (TOİS), bir bülten olmaktan çok turizm-otel işçilerinin örgütlenme aracı olarak mücadele ediyor. TOİS çatısı altında farklı farklı otellerden bir araya gelen işçiler, özellikle bu kadar yoğun saldırı altında oldukları bir dönemde önemli bir odak olarak TOİS’i var ediyor.

Hükümet nasıl ki patronların her alanda önünü açıyor, onlara her türlü kolaylığı yapıyorsa, Turizm Otel İşçisinin Sesi de turizm işçilerine mücadele için yolu gösteriyor: örgütlenme ve mücadele!

Turizm-otel işçileri, haksız işten çıkarmalara, sezonluk çalışmaya, askıya alınmaya, zorunlu, ücretsiz fazla mesailere, düşük asgari ücrete, iş yerlerinde baskıya, yoğun iş yüküne karşı mücadele etmek için Turizm Otel İşçisinin Sesi sizi çağırıyor. Tek başımıza örgütsüz kalıp bütün ipleri patronların ellerine verirsek çok daha kötü koşullar bizleri bekler. Ama örgütlenip, birliğimizi sağlarsak çok daha iyisini biz var edebiliriz.

Çok daha iyisi için mücadele etmeliyiz. Mücadele için de, “Tek başına kalma, TOİS’e katıl!”


Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Haziran 2016 tarihli 80. sayısında yayınlanmıştır.