KHK ile taşerona kadro değil, mahkûmiyet geliyor!

AKP hükümetinin 24 Aralık tarihinde çıkardığı KHK ile yaptığı taşeron düzenlemesi, taşeron işçisine kadro değil mahkûmiyet getirdi. Taşeron işçileri için daha kötü sonuçlar doğuracak bu düzenleme birçok işçiyi de kapsam dışında bırakıyor. Kapsamda olan işçiler, geçmiş haklarından feragat edecek, sınava ve güvenlik soruşturmasına tabi tutulacak. Bu koşulları sağlayıp geçiş yapabilen işçilerin ise en az 2020 yılının sonuna kadar ücretlerinde ve çalışma koşullarında hiçbir iyileşme olmayacak.

Bu düzenlemeyle kamuda çalışan taşeron işçilerinin sadece bir kısmı sürekli işçi kadrosuna geçiş yapabilecek. Sadece “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri” kapsamındaki ihalelerde çalıştırılan işçiler başvuru yapabilecek. Eğer işçilerin çalıştırıldığı şirkette personel gideri %70’den az ise, o işçiler başvuru yapamayacak. Çağrı merkezi, danışmanlık, yapım işi (anahtar teslim iş), hastane bilgi yönetim sistemi hizmeti kapsamında çalıştırılan taşeron işçileri de kapsam dışında kaldılar.

Belediyelerde çalışan taşeron işçileri de belediyelerin sürekli işçi kadrosuna değil, belediyenin şirketlerine geçiş yapabilecekler. Kamu iktisadi teşekkülleri (KİT) ise hiçbiri kapsama alınmadı. Böylece 26 farklı KİT’te çalışan 50 binin üzerinde taşeron işçisi, kapsam dışında kaldı.

Kapsama dâhil olan taşeron işçilerinin, sürekli işçi kadrosuna geçişleri otomatik olarak yapılmayacak. Başvuru sonrası işçileri zorlu bir sınav bekliyor. Çalışma bakanı formaliteden bir sınav olacak dedi ama KHK’ya göre her kurum, sınavı sözlü ya da yazılı olarak veya ikisini bir arada kendisi yapacak. Sınavı geçemeyen işçiler işsiz kalacak. Sınavı geçebilen işçilerden ise kamuya açmış oldukları davalardan ve geçmişe dönük alacaklarından feragat etmeleri istenecek ve sulh sözleşmesine imza atmaları dayatılacak. İmzalamayan işçiler kapının önüne konulacak.

Ücrette adaletsizlik devam ediyor, sendikal haklar engelleniyor.

Taşeron işçileri bu düzenlemeyle birlikte geçmiş yıllara ait ücret farklarını alamayacakları gibi, geçişten sonra da kamudaki ücret farkları devam edecek. İşçilerin ücretleri, Yüksek Hakem Kurulu’nun (YHK) karara bağlayacağı ve süresi en son sona erecek taşeron toplu iş sözleşmesindeki ücretlerden fazla olamayacak. YHK henüz süresi en son sona eren toplu iş sözleşmesini karara bağlamadı. Fakat bu düzenlemeden önce kamuda açılmış ve süresi 3 yıl olan ihaleler açısından toplu sözleşme süreci devam ediyor. Bu bakımdan YHK’nin karar vereceği toplu iş sözleşmesinin süresi de 2020’nin sonuna kadar olacak demektir.

YHK her taşeron işyeri için ayrı ayrı toplu sözleşme kararı verse de maddelerde standart kararlar veriyor. Ücretler konusunda ise verdiği zam, yılın ilk altı ayı için %4, ikinci altı ayı için %4. Bunun anlamı çok açık. Bu kapsamda olan işçilerin ücretleri daha şimdiden 2020’nin sonuna kadar YHK tarafından %4’e bağlanmış durumda. Bununla birlikte ayrıca sendikal haklar da tehlike altında. Çünkü YHK’nin karar vereceği toplu sözleşme süresi bitmeden hiçbir sendika yetki başvurusunda bulunamayacak.

Taşeron işçisi OHAL’e karşı!

Taşeron işçileri yıllardır, eşit işe eşit ücret ve güvenceli iş talebiyle kamu işçisi olmak için mücadele etti. Mahkemelere gitti ve kazandı. Fakat şimdi AKP hükümeti hem bu hakları gasp ediyor hem de bu düzenlemeyi KHK ile getirerek işçilere yargı yolunu kapatıyor ve en az 2020’nin sonuna kadar şimdiden ücretlerde ve çalışma koşullarında mahkûmiyet getiriyor. OHAL’in işçi sınıfının haklarına saldırmak için kullanıldığı bir kez daha görüldü. Artık taşeron işçisinin mücadelesi aynı zamanda kendi geleceği için OHAL’in kaldırılması için bir mücadeledir. Kadro talebinin binbir oyun içeren KHK’lar ile geçiştirilmesine karşı, koşulsuz şartsız tüm taşeron işçilerinin güvenceli kadroya geçirilmesi mücadelesidir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2018 tarihli 100. sayısında yayınlanmıştır.