Muhammed bin Selman katiliyle ilişkileri koparın!

Muhammed bin Selman katiliyle ilişkileri koparın!

Recep Tayyip Erdoğan Salı günü mecliste Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda bütün dünyanın merakla beklediği bir konuşma yaptı. Konuşmanın en önemli noktası, Erdoğan’ın Kral Selman’a dostça hitap ederek, Veliaht Muhammed bin Selman’ı ondan ayırması idi. Konuşmadaki diğer bütün öteki noktalar ya Suudi yönetimini bu amaçla sıkıştırmak için, ya da Türkiye hükümetinin olayı çok geç soruşturmaya başlamasının ve ABD ile birlikte Suudi devletine zarar gelmemesi için elinden geleni yapmasının üstünü örtmek içindi.

Pazarlık için sorular

Bunu görmek için Erdoğan’ın meclis konuşmasında sorduğu altı soruya bakmak yeter:

*15 kişi o gün neden İstanbul'da toplandı? Yani cinayet önceden planlanmıştı. Bunu dünya âlem zaten biliyor.

* Başkonsolosluk binasının aranmasına neden günlerce izin verilmedi? Suudi devleti Kaşıkçı’yı yoldan geçen birinin öldürdüğünü söylemiyor ki! Devletin içinden güçler öldürdü diyor. Demek ki bunlar delil karartmak istiyordu. Asıl soru, Türkiye hükümetinin bir cinayet ihtimali ayan beyan ortadayken en az bir hafta boyunca kriminal soruşturmaya neden başlamadığıdır.

* Cinayetten sonra neden onlarca tutarsız açıklama yapıldı? Bu da malumun ilamdır. Dünya âlemin zaten sorduğu bir soruyu, cinayetin işlendiği ülkenin cumhurbaşkanının sormasının hiçbir özel anlamı yoktur.

* Cemal Kaşıkçı'nın cesedi neden ortada yok? Demek ki vahşeti saklamak istiyorlar. Ama haftalardır dünya basını “Türk yetkililere” yaslanarak bütün vahşeti açıkladı. Biz Erdoğan’a soralım: Madem bu açıklamaları yalanlanamadınız, neden hükümetiniz vahşeti bütün dünyaya resmen açıklamıyor?

* Suudi yetkililerine göre ceset yerli bir işbirlikçiye verildi. Bu işbirlikçi kimdir? Bu soru sorulmasa Türkiye devletinin ciddiyeti bütün dünyaca sorgulanır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı biri cinayette suç ortağıdır. Suud devletinin sanıklar listesinde bu yardakçının adı olmadığına göre, sanıklardan en az biri, üstelik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı biri elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır. Sormayacak da ne yapacaksınız?

* Bu kişiler kimden emir alarak İstanbul'a geldi? İşte esas soru budur. Erdoğan, bu yazının başında söylediğimiz gibi, Kral Selman’a sorumlu senin veliahtın Muhammed bin Selman’dır iması yapıyor. Çünkü Suud devleti emri Muhammed bin Selman’ın askeri danışmanı General Ahmed el Asuri’nin verdiğini açıklamıştır. Siz “azmettirici danışman” açıklamasına karşı hâlâ “emir kimden?” sorusunu sorarsanız, bunun anlamı “danışmana emri kim verdi?”demektir. Yani parmağınızla Muhammed bin Selman’ı işaret etmektir!

Tayyip Erdoğan böylece, Gerçek gazetesinin açıkça ifade etmiş olduğu gibi (https://gercekgazetesi.net/gundemdekiler/emperyalist-usagi-katliamci-suud-krallligini-aklama-operasyonuna-hayir), Katar’a uyguladığı ambargo ile Rabiacılığa ağır bir taarruza geçmiş olan Muhammed bin Selman’ı hedef tahtasına koymuş oluyor.

Büyükelçiyi tutuklayın!

Bir de Kral Selman’a çağrı yapıyor Erdoğan: Cinayetin sanığı olan 18 kişinin Türkiye’de yargılanması için ricada bulunuyor. Bu kadar çelişkiye düşmek olur mu? Siz “Başkonsolosluk binasının aranmasına neden günlerce izin verilmedi?” diye sorduğunuza göre, başkonsolos resmen cinayetin suç ortağı demektir. O zaman neden bir kuş gibi hür memleketine uçmasına izin verdiniz? Şimdi 18 sanığı isteyeceğinize elinizdeki sanığı (ironi odur ki hemen Brunson’ın ardından!) salıverdiniz?

Başkonsolosluğun aranmasına engel olmak delil karartmak demektir. Bu kararı tek başına başkonsolos veremez. Türkiye’deki Suudi misyonunun başı olan Büyükelçi de sorumludur. Büyükelçiyi sorgulayın, tutuklayın, dava açın!

Muhammed bin Selman’la görüşme

Dedik ki, Erdoğan meclis konuşmasında veliahtı hedef tahtasına koydu. Ama hedef tahtasına koymak başka, yapılması gerekeni yapmak başka. Gerçek gazetesi yukarıda sözü edilen yazıda şöyle yazıyor: zayıf ve yıpranmış olan, açığı yakalanmış bir veliahtı iktidarda tutmak Erdoğan’ın işine bile gelebilir.”

Salı günü parmağıyla veliahtı gösteren Erdoğan Çarşamba akşamı o kişiyle telefon görüşmesi yapıyor. Birdenbire ne değişti? Bu kadar vahşi bir cinayeti Türkiye topraklarında işleten bir baş katil ile ne konuşulur?

Cumhurbaşkanlığı’ndan henüz bir açıklama yapılmadı. Ama konunun ne olduğunu Muhammed bin Selman açıkladı: “Suudi Arabistan ve Türkiye arasında çatlak oluşturmak isteyenler var. Kral Selman, ben ve Erdoğan olduğu sürece bunu başaramayacaklar. Her iki ülkenin hükümeti, suçluların cezalandırılması için iş birliklerini ispatlayacaklar.”

Doğru söze ne denir? Devrimci İşçi Partisi, Kaşıkçı’nın kaybolduğu ilk günden beri (https://gercekgazetesi.net/karsi-manset/suudi-gazeteci-cemal-kasikciyi-bulun) Suudi Arabistan ile Türkiye arasında bir “çatlak oluşturmak” için çalışıyor! Çünkü, daha önce de söylediğimiz gibi, “ Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun işçi ve emekçi halkının ve ezilen uluslarının çıkarı, bu gerici petrol zengini ağaların yıkılmasındadır, ayakta kalmasında değil!”

Suudi Arabistan ile bütün ilişkiler kesilmelidir!