Öğrenciler eğitimde plansızlığa karşı seslerini yükseltti: “Siz sınav yapın, biz gelmiyoruz!”

Öğrenciler eğitimde plansızlığa karşı seslerini yükseltti: “Siz sınav yapın, biz gelmiyoruz!”

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaokul ve liselerde sınavları yüz yüze yapma kararı almıştı. Bu kararın virüsün mutasyona uğradığı, her gün on binlerce vaka ve yüzlerce ölümün yaşandığı bir süreçte alınmış olmasına karşı, hem öğrenciler hem veliler hem de eğitim emekçileri haklı tepkilerini yükselttiler. Özellikle öğrencilerin sosyal medyada, Twitter üzerinden “sınava gelmiyorum” etiketiyle attıkları yüz binlerce tweet büyük yankı uyandırdı. Öğrenciler ayrıca Ziya Selçuk’a istifa çağrısı da yaptı.

Elbette, bu tepki sadece yüz yüze eğitim kararının alınmasına karşı değil. Salgın sürecinin başından beri iktidar her alanda olduğu gibi eğitim alanında da plansız ve sermayenin kârına odaklı politikalar izledi. Aldığı kararları defalarca değiştirdi, çoğunda halkın sağlığını hiçe saydı, bir kısmından da geri adım atmak zorunda kaldı. Salgının ilk aylarında, milyonlarca insanın gireceği YKS, LGS, KPSS gibi sınavlar önce ileri tarihe ertelendi fakat sonra turizm patronlarının kârlarına zeval gelmemesi için tekrar öne çekildi. Yeni eğitim döneminin başında ise, özel okul patronlarının kârı korunabilsin diye okullar ve dershaneler “normalleşme” adı altında açıldı. Ve yine bu dönemde devlet okulları kaderlerine terk edilerek, hiçbir önlem alınmadan, sosyal mesafeye uygun sınıflar oluşturulmadan, gerekli hijyen koşulları sağlanmadan açıldı. Okullar sadece iki ay açık tutulabildi, tekrar kapatıldı. O dönem yine yüz yüze yapılması kararlaştırılan sınavlar iptal edildi. Geçtiğimiz haftalarda ise salgının geldiği boyut göz ardı edilerek yine yüz yüze sınav kararı alındı. Tepkiler çığ gibi büyüyünce sınavların ikinci kez iptal edildiğini duyurdular.

Örnekler saymakla bitmez. Ama bu kadar örnek bile politikaların hiçbirinin öğrenciyi, veliyi ve eğitim emekçisini korumak için işletilmediğini göstermeye yetiyor. Bu nedenle öğrencilerin tepkisi, bütün bir şekilde iktidarın izlediği eğitim politikalarına karşıdır. İktidar bu süreci yönetmekte sınıfta kalmıştır. Eğitim alanındaki bu kaosun mesulü patron bakan Ziya Selçuk derhal istifa etmelidir!

Yüz yüze sınav kararının geri çekilmesinde en büyük etken şüphesiz öğrencilerin birikmiş öfkelerini sosyal medya aracılığıyla dile getirmeleridir. Ziya Selçuk sınav tarihlerini ertelemek için yaptığı açıklamada bu konuya hiç değinmeksizin öğrencilere seslenerek “Lütfen, siz şu an sadece sağlığınıza ve derslerinize odaklanın” diyor. Oturun oturduğunuz yerde, size ne söylenirse onu yapın demek istiyor. Biz sizin plansız politikalarınıza karşı mücadele etmediğimiz sürece ne sağlımızı koruyabiliyoruz ne de nitelikli bir eğitim alarak derslerimize odaklanabiliyoruz!

Geleceğimizi onların ellerine, ne zaman değiştirecekleri belli olmayan kararlarına bırakmayacağız. Sosyal medya üzerinden sesimizi yükseltmek önemli ama yetmez. Sağlığımızı ve geleceğimizi hiçe sayan eğitim politikalarına karşı öfkemizi örgütlü bir güce dönüştürmeliyiz. Ancak böylesi bir örgütlü güçle sağlığımızı ve geleceğimizi güvence altına alabilir, canımızı hiçe sayanlardan hesap sorabiliriz.