Wall Street İşgali

Hatırlayacaksınız, yaklaşık iki yıl önce Ankara’da Tekel işçilerinin Kızılay’ı işgal eylemi 78 gün sürmüştü. Çok önemli bir direniş örneğiydi Tekel işçilerinin mücadelesi. ABD’deki Wall Street’i işgal eylemi başlayalı da bugün tam 72 gün oldu ve büyük olasılıkla Tekel işçilerinin eylemini geçecek süre olarak. 

Ancak hemen vurgulamak gerekir ki bu kadarı bile bu eyleme katılan Amerikalılar için çok önemli anlamlar içeriyor. Zira görüştüğüm eylemcilerin neredeyse hepsi, çok uzun yıllar suskun kalmış bir toplumun üyelerinin böylesi bir eyleme girişmesini çok önemli görüyorlar. “Amerikalılar için bu kadarı bile çok iyi” diyenlerin sayısı epey fazla. Haksız da değiller. Çünkü Wall Street işgal eylemi sadece ekonomik talepler üzerine kurulmuş bir eylem değil, aynı zamanda bu eylemle Amerikalılar ekonomik sistem ile siyasal sistem arasındaki bağı da kuruyorlar. Bu nedenle de mesele sadece iş/aş isteme meselesinden daha ileriye giderek bütün bir sistemin eleştirisine doğru uzanıyor. Kiminle konuşursanız size anlatacağı şeylerden birisi, ne ekonomik ne de siyasal sistemin artık böyle gitmeyeceği, sistemin toptan bir değişiminin çok gerekli olduğudur. Amerikan toplumu için çok önemli bir gelişme bu.

Aslına bakılırsa bu eylem, doğrudan doğruya eyleme katılmayanları da şu ya da bu biçimde ekiliyor, dönüştürüyor, biraz daha politikleştiriyor. Amerikalıların birçoğu eylemcileri ve taleplerini haklı buluyor, çünkü ekonomik ve siyasal sistemin olumsuz etkilerini daha açık ve net bir biçimde görmeye başlıyorlar. Sendikalı ya da sendikasız, bu eyleme gidip katılma şansı olmamış konuştuğum bütün işçiler eylemi açık açık desteklediklerini belirttiler. Elbette gerekçeler farklı olabiliyor, ancak hepsinde ortak olan vurgu artık bir değişimin gerekli olduğu. Bu işçilerden ufak da olsa bir kısmı bu değişimin seçimle filan da olmayacağının farkında. Bu önemli bir nokta, zira eleştirileri Obama yönetimiyle sınırlı kalmıyor, sistem değişmedikçe kim seçilirse seçilsin aynı sorunları yaşayacaklarını düşünüyorlar. Eylem bilinçleri biraz daha açıyor, biraz daha keskinleştiriyor. Tabii bunların hepsi yavaş yavaş oluşan gelişmeler. Bunda en etkili şeylerden birisi de eylemin Wall Street’in dışına çıkması ve Amerika’daki irili ufaklı birçok şehirde benzer işgal eylemlerinin yapılıyor olması.

Eylemin sevindirici yanlarıından birisi de işçi sendikalarının başından beri açık açık destek vermeleri. İşçiler ya sendikalarıyla beraber gruplar olarak ya da iş çıkışı bireysel olarak eylemi ziyaret ediyor, yürüyüş ve marşlara katılıyorlar. Özellikle taşıma işçileri sendikası, öğretmenler sendikası ve hemşireler her gün orada.

Geçen haftalarda polis eyleme müdahale etti ve çadırları kaldırdı. Bu zaten beklenen bir şeydir, eylemi bitirmek için ellerinden geleni yapacaklardır kuşkusuz. Eylemcilerin önemli bir kısmı polis müdahalesine direndi ve gözaltına alındı. Başka şehirlerde de bu müdahale protesto edildi. Şimdi artık çadırlar yok. Ancak insanlar yine her gün toplanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse sayı da giderek artıyor. Her Perşembe akşam üzeri dörtte büyük yürüyüşler düzenleniyor. Önümüzdeki haftanın yürüyüşünün örgütleyicisi öğretmenler ve hemşireler sendikası. Wall Street eyleminde herhangi bir sınıf içeriği bulamayanlara da örnek olur umarım bu. Şimdi önemli soru, bu eylemin nereye doğru evrileceğinde. Bakalım, izleyip göreceğiz.

New York, 28 Kasım 2011

* Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2011 tarihli 26. sayısında yayınlanmıştır.