Yunanistan’da seçim, Syriza’da bölünme

Syriza’nın lideri Aleksis Çipras, burjuvazinin saflarına doğru dolu dizgin koşuşu esnasında safra atıyor. Temmuz başında halkın yüzde 62’sinin kemer sıkmaya “hayır” dediği referandumun hemen arkasından Avrupa Birliği’ne (AB) teslim bayrağı çeken Çipras, mecliste ve sokakta sol muhalefetle karşılaşmıştı. AB’nin dayattığı kemer sıkma programı mecliste görüşülürken her hafta parlamento binasının bulunduğu Sintagma meydanında gösteriler yapılmıştı. Meclis içindeki oylamalarda ise hatırı sayılır sayıda Syriza milletvekili olumsuz oy kullanmış, Çipras, oylamaları Syriza’nın sağındaki partilerin (Yeni Demokrasi, PASOK, To Potami vb.) desteğiyle kazanmıştı. 149 Syriza milletvekilinden 43’ü son oylamada Çipras’ın yönelişine muhalif kalıyordu. Üstelik parti içinde, eski Enerji Bakanı Panayotis Lafazanis önderliğinde örgütlü bir muhalefet de biçimleniyordu.

Durum tuhaftı: Çipras kendi sağındaki partilerin başbakanı gibiydi, Syriza içindeki muhalefet ise kendisi için bir ayak bağı haline gelmişti. Bu arada Syriza içinde hesaplaşma talepleri yükseliyor, bir kongreden kaçınmak zorlaşıyordu. Çipras bir kılıç darbesi ile birden fazla sorunu çözmeye karar verdi: erken seçim. Erken seçimde hâlâ çoğunluğuna hâkim olduğu Syriza’nın milletvekili kadrosunu kendi taraftarlarından oluşturabilirdi. Ayrıca yeni teslimiyetçi politikası dolayısıyla kendi sağındaki partilerden de oy toplayabilirdi.

Bu adım, partinin sol kanadını ayrılmaya ve Halk Birliği adı altında yeni bir parti oluşturmaya sevk etti. Lafazanis önderliğinde kurulan bu yeni parti, Syriza’nın 25 milletvekilini de kendi yanına çekmeyi başarıyordu. Ama 43 muhalif milletvekilinin arasında olan meclis başkanı Zoi Konstantopulu ve ünlü eski Maliye Bakanı Yanis Varufakis gibi isimler partiden ayrılmamışlardı. Böylece Syriza iktidara geçişinden dokuz ay sonra belki de ikiye değil üçe bölünmüş oluyordu. Elbette seçime giderken muhalifler tasfiye edilebilir. Ama örneğin Varufakis’in popülaritesi, politikada kalmayı seçtiği takdirde, Çipras’ın başına bela olmasına da yol açabilir.

İflastan sonra hayat

Syriza düzen yanlısı ama sözde emekçi halkı savunan bir sol proje olarak iflas etmiştir. Şimdi emekçi halkı savunma programını terk ettikten sonra bile elbette sol iddiasını hemen terk edecek değildir. Ama yalana dayanan bir proje olduğu artık ayan beyan ortadadır. Şimdi soru, seçimde halkın nasıl bir tutum benimseyeceğidir.

Syriza’nın seçimleri kazanması ve Çipras’ın bir koalisyon hükümeti temelinde yeniden başbakan olması ciddi bir ihtimaldir. Çünkü halkın bütün politik kavrayışı paramparça olmuştur. Çipras halkın başını döndürecek kadar zikzak dolu bir hat izlemiş, bir simyacı edasıyla “hayır”ı “evet”e dönüştürmüş, en önemlisi kemer sıkmanın “kaçınılmazlığı” duygusunu kitlelere aşılamıştır. Bu yüzden halkın birdenbire Çipras’a sırt çevirmesi düşük olasılıktır.

Halk Birliği partisi soldaki orta yolcu ittifak olan Andarsya ile görüşmelere başlamış bulunuyor. Ama seçimler, Çipras’ın öngördüğü gibi 20 Eylül’de yapılırsa erken seçim değil, baskın seçimden söz etmek gerekir. Yunan halkı tatilden, adalardan ve köylerden yeni dönüyor. 20 gün içinde ne propaganda yapılabilir ki?

Çipras Yunan halkının başına bir süre daha bela olacak gibi görünüyor.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2015 tarihli 71. sayısında yayınlanmıştır.