Yunanistan’da Referandum Savaşı (6)

 

Son gün.  5 Temmuz 2015, Pazar: Zafer

      Bu, Yunanistan halkı için, Avrupa’daki, tüm dünyadaki ezilenler için müthiş bir an. OXI, yani isyankâr, onurlu, kitlesel bir HAYIR, emperyalist IMF ve AB kurumlarının ortaya sürdüğü küstah sürekli kemer sıkma barbarlığı ültimatomuna karşı zafer kazanmıştır.

        Yüzde 62 civarında seçmen Hayır’ı destekledi. Sadece yüzde 38 civarı Evet oyu kullandı. İşçi sınıfının yoğun olduğu bölgelerde hayır oyları inanılmaz bir şekilde yüzde 70-80’e yükseldi! Sağ ana muhalefetin, Yeni Demokrasi’nin kötü şöhretli lideri Samaras istifa etmek zorunda kaldı.

       Yunanistan halkına karşı küresel sermayenin düzenlediği eşi benzeri görülmemiş bir korkutma kampanyasına şahit olduk. Avrupa Merkez Bankası’nın nakit akışını durdurma kararı sebebiyle bankaların referandumdan önceki hafta kapanması çok büyük basınç ve korku yarattı. Emperyalist şantaj, tüm Yunanistan burjuva muhalefet partileri, tüm burjuva medya, SEV (Yunan Sanayiciler Konfederasyonu), bankacılar, GSEE’nin (Emek Konfederasyonu) ve ADEDY’nin (Kamu Personeli Federasyonu) sendika bürokratları, Kilise’nin gerici piskoposları ve Kiev’deki Euro-Maidan modelinde üstten örgütlenmiş AB taraftarı gerici bir “sivil toplum hareketi” tarafından tam anlamıyla desteklendi. İşçi sınıfının ve yoksul halkın tüm düşmanları güçlerini Evet’in zafer kazanmasını sağlama almak için birleştirdiler.

       Solda, Stalinist Komünist Partisi Hayır oyunu  boykot etti, geçersiz ya da boş oy çağrısı yaptı.

       Bu kutsal olmayan ittifak, gerici hedeflerine ulaşma konusunda sefilce başarısız oldu. Kurbanlarının yani işçilerin, milyonlarca işsiz ve muhtaç hale getirilmiş insanın, en önce de işsiz ve geleceksiz bırakılmış genç neslin gücünü, öfkesini, karşı koyma iradesini, savaşma kapasitesini küçümsediler.

          Yüzeyin altında neler kaynadığını gösteren siyasi dönüş noktası, referandum için halka açık kampanyaların yapıldığı son gün yani Sindagma’daki olağanüstü halk seferberliğinin gerçekleştiği 3 Temmuz Cuma günü ortaya çıktı. Tarihsel değişimin gerçek toplumsal kuvveti, sınıf mücadelesi sahnesine gerçek başrol oyuncusu olarak çıktı. Devrimci radikalleşmenin yeni bir aşaması başladı ve bununla beraber belirleyici karşılaşmaya doğru bir geçiş de başlamış oldu.

          Parlamentonun eski başkanı, şimdi Yeni Demokrasi’nin geçici başkanı olan Vangelis Meymarakis zafer kazanmış halkı açıkça sınıfsal bir ifade ile tehdit etti. Sonuç üzerine ilk yorumu şöyle oldu: “Evet’i destekleyen burjuva sınıfı eğer AB ile bir uzlaşmaya varılmaz ise kendi cevabını verecektir.”

             Asıl tehdit mağlup Sağ’ın saflarından değil, muzaffer Sol’un liderlerinden geliyor. Syriza hükümeti art arda “ulusal birlik” ve “AB’den ayrılmama” çağrıları yaptı. Çipras, cumhurbaşkanından parlamentodaki tüm partilere AB ile gelecekte yapılacak görüşmelerde “makul bir anlaşma” yapılması için ortak tavır oluşturmak amacıyla toplantı çağrısı yapmasını istedi. Syriza açık bir sınıf savaşı koşullarında sınıf barışı ve sınıf işbirliği talep ediyor.

      EEK Politbürosu’nun HAYIR’ın zaferi üzerine bildirisinin ısrarla söylediği gibi: “Sınıf düşmanları, emperyalist Troyka ve Yunan burjuvazisi karşısında tavizlere, yeni geri adımlara hayır! Bir muharebe kazandık ama sınıf savaşı nihai zafere kadar, işçi iktidarı ve sosyalizm Yunanistan ve tüm Avrupa’ya yayılana kadar devam edecek!”

       Dünya kapitalizminin krizinin ve toplumsal devrimin tarihinde yeni bir dönem açıldı. Bu yeni koşullarda, EEK Avrupa’nın, Balkanların ve geniş Akdeniz bölgesinin toplumsal hareketlerini ve devrimci örgütlerini mevcut durumun analizini ortaklaşa yapmak, mücadele perspektifiyle ortak eylem planı oluşturmak için 3. Avrupa-Akdeniz Konferansı’nda Atina’da 18-20 Temmuz tarihlerinde ağırlamaya hazırlanıyor.