Venceremos: Şili uyandı, zulme ve yoksulluğa paydos!

Venceremos: Şili uyandı, zulme ve yoksulluğa paydos!

Bu satırlar yazılırken Şili 15 gündür sokaklarda kıran kırana bir mücadele veriyor. Bir yanda olağanüstü hâl ve sokağa çıkma yasaklarıyla maskesi düşen, Pinochet diktatörlüğünden kalma sözde demokratik bir rejim var. Diğer yanda ise gösteriler sırasında bağrından 19 insanını toprağa veren ama yılmayan Şili halkı.

Gösterilerin sebebi hayat pahalılığı, 30 yıllık neo-liberal uygulamaların sonunda artan eşitsizlik. Zengin daha zengin olurken halkın borç batağında sürünmesi: Ne kadar tanıdık değil mi? Bardağı taşıran damla ise metro zamları oldu. Buna karşı lise ve üniversite öğrencilerinin 14 Ekim’de metro duraklarını işgal etmesiyle başladı her şey. Halkın öfkesi dizginsiz polis şiddetiyle bastırılamadı, daha da tırmandı. Başkent Santiago’da çok kuvvetli eylemler ve polisle çatışmalar yaşandı. Alev alev yanan barikatlarda Şili halkı, en çok da gençler geleceğini arıyordu.

Başkan Sebastian Piñera’nın halka cevabı önce 18 Ekim’de olağanüstü hâl ilan etmek, ardından 19 Ekim’de Şili ordusunu sahaya indirmek oldu. Fakat 7 milyonluk Santiago’da sokağa çıkma yasağını kimse dinlemedi. O kadar ki, bir hafta içinde gece gündüz demeden sayısız eylem, iki günlük bir genel grev, 1 milyon kişinin toplandığı -diktatörlükten bu yana en büyük- gösteriler düzenlendi! Protestolar bütün şehirlere yayıldı.

İsyan ilk kısmi zaferini 27 Ekim’de Piñera’nın tüm kabinenin istifasını istemesiyle aldı. Elektrik ve metro zamlarının iptal edilmesi, asgari ücrete yapılan zamlar, hepsi Piñera’nın paçayı kurtarma ve halkı evine döndürme çabalarının yansıması. Ancak işi çok zor çünkü artık halkın sloganı Piñera istifa! Bu Şili için son derece anlamlı bir talep.

Piñera olağanüstü hâli şu sözlerle ilan etmişti: Güçlü ve amansız bir düşmana karşı savaş veriyoruz. Adam çok haklı, karşısında Şili işçi sınıfı var. En büyük sendikası CUT’un çağrısıyla dünyanın bir numaralı bakır üreticisi ülkenin neredeyse tüm madenlerini kapatan, greve çıkıp okulları, hastaneleri açmayan. Şili’nin mücadele geleneği o derece kuvvetli ki dünyanın tüm halklarının devrimci tarihine geçmiş semboller yaratmış. Şu sloganı duymayan var mı: Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez! Ya da en güzel sözlerle Türkçe’de de söylenen Venceremos…

Evet, Şili’de halk bugün savaşıyor. İşçi sınıfı henüz sahaya tüm gücüyle inmiş değil. Burada esas görev Şili’nin devrimci örgütlerine düşüyor. Piñera devrilene kadar sürecek bir genel grevin örgütlenme hazırlıklarına derhal başlamak, bunun için iş yerlerinde grev komiteleri ve en yakıcı sorunlarla mücadele etmek için mahallelerde halk meclisleri örgütlemek için atağa geçmek.

Bu mücadelenin yarattığı zeminde yükselecek bir işçi emekçi hükümeti için, haydi Şili’nin devrimcileri ve işçi sınıfı, dünya halklarının önüne düşme cesaretini ve kararlılığını gösterin! Venceremos! Kazanacağız!

28 Ekim 2019

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2019 tarihli 122. sayısında yayınlanmıştır.