Suriye Kürtleri yönetime el koyuyor

19 Temmuz’da Urfa-Suruç’un tam karşısında yer alan Kobani kentinde Kürt güçleri yönetime el koydular. Ardından sırasıyla Amude, Afrin, Tirbespi ve Dêrka Hemko’da Kürt halkı, resmi daireleri işgal etti, şehirlerin kontrolünü ele geçirdi. Suriye Kürdistan’ının en büyük şehri, Kamışlo’da ise gösterilerin devam ettiği ve çatışmaların çıktığı haberleri geliyor. Kamışlo kenti, 2004 yılında bir futbol maçı sonrasında Suriye ordusunun saldırısına uğramış ve 50’ye yakın Kürt hayatını kaybetmişti.

 

AKP hükümeti sessiz, medya çarpıtıyor

Suriye Kürtlerinin, şehirleri teker teker ele geçirmesi, AKP hükümetince ve Türkiye medyasınca suskunlukla karşılandı. Kobani şehrininin ele geçirilmesinden sonra, dünya medyası ve sosyal ağlar üzerinden bir çok haber, video ve fotoğraf paylaşılmasına rağmen Esad’a karşı “hassasiyetiyle” bilinen Türkiye medyası ancak iki gün sonra “uyanabildi”. İki gün sonra yapılan haberlerde ise Kürtlerin, Suriye’de şehirleri ele geçirdiği olgusu yerine “Suriye’nin Irak ve Türkiye sınır kapılarının muhalifler tarafından ele geçirildiği” haberleri yayınlandı. Ancak Kürt hareketi, teker teker şehirleri kontrol altına alıp Nusaybin sınırındaki Kamışlo’ya dayanınca zorlama haberler yayımlandı.

Şimdilerde ise Suriye Kürdistan’ında yaşanan bu gelişmeler, çeşit gazetelerin manşetine taşınıyor. Farklı bakış açılarıyla yansıtılan haberler, Kürtlerin Suriye rejiminin kurumları yerine kendi yönetim organlarını koymasından başka her şeyi anlatıyor. Sözcü gazetesi, 23 Temmuz günü “Tayyip Göz Yapayım Derken Kaş Çıkardı” manşetini atıyor. Gazete, Kürt halkının özgürleşmesini, AKP’ye bağlayacak kadar gericileşiyor. Esad’ın yeminli düşmanı, AKP yanlısı, Star gazetesi ise yine gerçekleşeni saklamaya çalışıyor. “Peşmergeler Suriye’ye girdi” manşetiyle, “bizim çocuklar bölgede, siz rahat olun” mesajı veriyor. Haberin devamında ise Peşmergelerin Kürtlerin can ve mal güvenliğini sağlamak için Suriye’de olduğunu öğreniyoruz. PKK/PYD’nin Peşmergeleri engellediği ancak başarısız olduğuyla haber devam ediyor. Hem Esad yanlısı gazeteler hem de Esad karşıtı gazeteler, Suriye Kürdistan’ında yaşanan iktidar değişikliğini çarpıtıyor. Gerçekleri ters yüz ediyor.

Suriye Kürdistan’ında olan ne?

Suriye Kürdistan’ında halkın, Esad güçlerini yönetimden uzaklaştırarak, kendi öz yönetim organlarını oluşturması önemli bir gelişmenin ardından geliyor. 9-10 Temmuz tarihinde düzenlenen Erbil Konferansı’nda Suriye Kürtleri tek çatı altında toplanmıştı. PKK’ye yakın Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile 15 muhalif Kürt partisi Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENSK) adı altında birleşmişti. Suriye Kürt Ulusal Konseyi içinde en önemli gücü, demokratik özerkliği savunan, Halk Meclisleri şeklinde örgütlenmiş ve yeni bir silahlı milis örgütü YPG’yi (Halk Savunma Güçleri) kuran, Tev-Dem adındaki cephede yer alan PYD oluşturuyor. Kobani’nin ele geçirilmesinden sonra PYD lideri Salih Müslim yaptığı açıklamada gelişen olayları şöyle ifade ediyor: “Şam’da patlamalar oluyor, çatışmalar derinleşiyor. Halk yönetime el koyarak Özgür Suriye Ordusu ile rejim arasındaki çatışmaların Kürdistan’a yayılmasını önlemeye çalışıyor”(ANF).

Suriye’de yaşanmakta olan, Batı Kürtlerinin bir daha eskisi gibi kimliksiz yaşamayacağını ifade eder. Kürtlerin şehirleri ele geçirmesi ve kendi yönetimlerini oluşturması, Suriye rejiminden, ama aynı zamanda Suriye muhalefetinden kopuş hamlesidir. Bu çerçevede PYD’nin Özgür Suriye Ordusu’na yönelik tavrı Suriye Kürt hareketinin karakterini belirlemekte oldukça yararlıdır. Her ulusal devrimci süreç kendi içerisinde gelgitler yaşar ve çelişkiler barındırır. Batı Kürtlerinin arasındaki ilerici ve gerici güçlerin birbirine olan üstünlüğü, Suriye Kürt hareketinin geleceğini belirleyecektir.

Barzani etkisi ve AKP

Suriye Kürtlerinin çatı örgütü oluşturmasında Barzani’nin etkisi bilinmektedir. Erbil Konferansı değişik kökenden Kürt muhalefetiyle PYD arasındaki bir işbirliği amacıyla yapılmıştır. Barzani’nin hedefi, böyle bir çatı örgütlenmesiyle kendi etkisini Suriye Kürtlerine yaymaktır. PYD ise saf dışı bırakılmayacak kadar güçlü bir örgüttür. PYD’nin emperyalizm işbirlikçisi Suriye Ulusal Konferansı ile Özgür Suriye Ordusu’na karşı olumsuz tavrı, Barzaniciliğin, Suriye Kürt hareketini yönlendirmesi önündeki en büyük engeldir. Bunun yanında, Barzani’nin Türkiye şubesi olan örgüt ve haber sitelerinin, daha hareketin başında PYD’yi saf dışı bırakma çağrıları ile Barzani’nin peşmerge güçlerini Suriye’ye yollayabileceği haberleri PYD etkinliğinden duyulan rahatsızlığı ifade etmektedir. Barzanicilik ve onun aracılığıyla dolaylı AKP etkisi, Suriye Kürt ulusal hareketini evcilleştirmeye yöneliktir. Suriye Kürt hareketinin önündeki en büyük engel, Barzani eliyle, Suriye Ulusal Konseyi ile birleştirilmesidir.

AKP hükümetinin Suriye politikasındaki en büyük çatlak

AKP hükümetinin ve Türkiye medyasının, Suriye Kürtlerinin hamlesini görmemesinin, şimdiden iki yüzlü politikalara ve çarpıtmalara başvurmasının bir çok anlamı var. Birincisi, Suriye Kürdistan’ında yaşanan bu gelişmelerin, Türkiye Kürtlerine sıçrama olasılığı. Türkiye’nin tüm Güney sınırının (Irak ile Suriye) ağırlıklı Kürt nüfusundan oluşması, kendi başına Türkiye için bir gerilim iken artık tüm sınır bölgesinin Kürtler tarafından kontrol edilmesi bu gerilimi arttıracaktır. İkincisi, Suriye Kürtlerinin kendi yönetimlerini eline almaları, AKP hükümetinin Suriye üzerindeki saldırgan politikalarını azgınlaştıracaktır. Hükümet işte şimdi “tampon bölge” planını uygulamaya koyabilir. Sınıra hızlı silah sevkiyatı bunun ilk işareti olabilir. Kürt halkının özgürleşmesini bastırmaya yönelik bu tür bir uygulamaya kesinlikle karşı çıkılması gerekir. Türkiye’nin güney sınırında yaşanan bu denli büyük bir yönetim değişikliğine hükümetin tek kelime bile etmemesi ne kadar zor durumda olduğunun bir göstergesidir. Aynı zamanda Suriye’de körüklemek istediği mezhep çatışmasında bir gediktir.

Bu yazı yazılırken Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu Kamışlo ve yarım milyon Kürt’ün yaşadığı Halep kentlerinden çatışma haberleri geliyor. Kamışlo’da, Halk Savunma Güçlerine (YPG) bağlı iki üye Esad güçleri tarafından katledildi. Halep’te ise Kürtlerin, Esad güçleriyle Özgür Suriye Ordusu arasındaki çatışmaların arasında kaldığı haberleri geliyor. Suriye Kürdistan’ında yaşanan bu özgürleşme hamlesi, Kürtlerin bir daha eskisi gibi yaşamayacak olduklarının bir ifadesidir.