İsrail’de gösteriler: Netanyahu istifa!

İsrail’de gösteriler: Netanyahu istifa!

İsrail’de, yani Siyonist oluşumun işgal ettiği topraklarda, işgal devletinin vatandaşı olan binlerce eylemci Netanyahu’ya karşı sokağa çıktı. Temmuz ayının ilk yarısı henüz dolmadan başlayan eylemlerde, Netanyahu-Gantz hükümetini Koronavirüs döneminde ekonominin çöküşe gidişinin sorumlusu olarak görüyor ve hakkındaki yolsuzluk soruşturması virüsten sonra yeniden gündeme gelen Netanyahu’nun istifasını talep ediyor.

Ağırlıklı olarak gençlerin ve genç işsizlerin oluşturduğu kitleler, kendini yolsuzluk soruşturmalarından kurtarmanın yolunu arayan Netanyahu’yu hedef tahtasına oturtuyorlar. Ancak talepleri bununla sınırlı değil. Genç eylemci kitlesi işsizlik oranı yüzde 25’e çıkmışken, Koronavirüs vakaları artarken, insanlar geçim sıkıntısı çekerken işgalci politikalarla, ilhak planlarıyla ve kendi bekasıyla uğraşan hükümeti karşısına alıyor.

Hükümet kitlenin karşısına ilk haftalardan itibaren İsrail “Savunma” Güçlerini çıkarttı. Eylemlerde tazyikli su ile pek çok insan yaralandı, eylemlere katılan onlarca genç gözaltına alındı. Daha sonra sağcı Siyonistler Netanyahu’nun yardımına yetişip, eylemlere saldırmaya ve eylemcileri yaralamaya başladı. Milli Savunma Bakanı eylemcileri üstü kapalı tehdit ederek, eylemlerin sonunun kanlı bitebileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Rivlin, “kardeşin kardeşe karşı silah tutmasından” endişe ettiğini söyledi. Ancak eylemlere karşı sağcıları kışkırtan ilk günlerden itibaren Netanyahu’nun kendisiydi; ilk işi işgal karşıtı eylemcileri hedef göstermek olmuştu.

Böyle bir toplumsal hareket İsrail’de ilk defa ortaya çıkmıyor. Bundan bir yıl önce Etiyopyalı Yahudiler isyan etmişti. 2011’de Arap devriminin Akdeniz’i ayağa kaldırdığı dönemde Tel Aviv’in Rothschild Bulvarı’na kurulan ve bütün yaz devam eden kamp sadece sosyo-ekonomik taleplere odaklanıyordu, Kahire’de devrimin merkezi olan Tahrir Meydanı’na selamlar gönderiyordu.

Bugün tarihi Filistin topraklarındaki en büyük toplumsal çatışma Filistin halkı ve işgalciler arasında. Ancak İsrail toplumu yekpare Siyonistlerden oluşmuyor, sınıflardan ve katmanlardan oluşuyor. Bugün sokaklarda, “Herkes için demokrasi!” diyen kitlelerde henüz Filistinliler için demokrasinin ön koşulunun işgalin sona ermesi ve Filistinli mültecilerin tarihsel Filistin topraklarına geri dönmesi olduğu bilinci yerleşmiş değil. Tam da bu yüzden eylemciler çağrı yapsa dahi Filistin halkı en azından kitlesel olarak bu eylemlere katılmıyor. Çünkü Filistinliler için işgal sürdüğü müddetçe, başbakanlık koltuğunda hangi işgalcinin oturduğu hiçbir şey ifade etmiyor. Eylemlerin zayıf karnı burada. Ancak bu eylemler İsrail toplumunda da farklı dinamiklerin var olduğunu gösteriyor.

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ağustos 2020 tarihli 131. sayısında yayınlanmıştır.