Emperyalizm Suriye’ye müdahalesini arttırıyor

Suriye’de, tam iki yıl önce, 2011 yılının Mart ayında Arap devriminin rüzgârıyla bir halk hareketi olarak başlayan mücadele, aynı yılın sonunda kanlı bir savaşa dönüşmüştü. 2012 böyle geçti. Yeni yılla birlikte Esad ve karşıtı Suriye muhalefeti pat durumunu aşamıyorlar. Türkiye’nin karşı çıkmasına rağmen Suriyeli muhaliflerin bir bölümü Esad hükümetiyle görüşebileceklerini söylüyorlar.

Ancak görüşmelerin başlaması, emperyalist müdahale ve iç savaşın müzakere yöntemiyle sonlandırılması anlamına gelmiyor. Tunus’ta Suriye dostları toplantısında açıkça Suriyeli muhaliflerin silahlandırılmasını isteyen Suudi Arabistan, sınır kapılarını ardına kadar açan Türkiye ve finansör Katar’ın himayesindeki bir muhalefetin bağımsız karar alma yetisine sahip olması beklenemez. Nitekim, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) PYD ile Serekaniye’de süren uzun çatışmalar sonucu mutabakata varıp ortak kontrol noktaları oluşturmasını da içeren bir anlaşma imzalaması, başka bir tartışmayı ortaya koydu. ÖSO’nun üst düzey yetkilileri böyle bir anlaşmayı reddederken yerel yetkililer anlaşmanın bağlayıcılığını savundular. Bu bize çok parçalı bir yapıya sahip ÖSO’nun, Esad karşısındaki gücünün sınırlarını gösteriyor.

ABD’nin Suriye muhalefetine desteği daha öncesinde Esad’ın yıkılması doğrultusunda iken şimdi Selefi ve El Kaide yanlısı grupların giderek ağırlığını arttırması emperyalizmi bölgede yeni arayışlara itiyor. Bu, emperyalizmin sıkışması anlamına geliyor. Batılı yayın organlarında ABD’li subayların Suriyeli muhaliflere askeri eğitim veren görüntüleri yayınlandı. Bu görüntüler, ABD ve muhaliflerin askeri düzeyde sadece Esad güçlerine değil El Nusra Cephesi gibi örgütlere de üstünlük sağlama isteğinde olduklarını ifade ediyor.

“Suriye Dostları Konferansı”nın Şubat’ın son günlerinde Roma’da yapılan toplantısında hem ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı John Kerry, hem de AB sözcüleri, muhalefete yardımı arttıracaklarını açıkladılar. Yardım hâlâ “öldürücü olmayan” malzeme ile sınırlı, ama bu sadece gıda ve sağlık malzemesi anlamına gelmiyor. İletişim ve ulaştırma araçları, keşif aletleri vb. de bu kategoriye girebiliyor. En önemlisi, yardım ilk kez doğrudan doğruya muhalefetin askeri kanadına, yani Özgür Suriye Ordusu’na yapılacak. Buna paralel olarak, Şubat’ın son günlerinde New York Times gazetesine bir de haber sızdırıldı: ABD askeri uzmanları, ilk kez, adı açıklanmayan bir ülkenin adı açıklanmayan bir üssünde, Suriye muhalefetinin militanlarına eğitim vermeye başlamış durumda. İç savaş belki de miadını dolduruyor, yerini yavaş yavaş bir emperyalist müdahaleye bırakabilir.

2012 sonlarına doğru Hillary Clinton’ın, Pentagon’un, ABD Genelkurmayının ve CIA’nın askeri müdahale planını gündeme getirdiği, ama Obama’nın bir ölçüde seçimler yaklaşıyor olduğu için bu öneriyi geri çevirdiği artık açıklanmış durumda. Seçimden sonra ise CIA başkanı Petraeus’un cinsel skandallerin, Clinton’un ise uzun süren bir hastalığın pençesine düşmesi öneriyi öldürmüş. Gerçek, okurlarını “ABD seçimleri sonrasında Suriye’ye dikkat!” diyerek uyarmıştı. Bu uyarımız da, başka birçoğu gibi, doğru çıktı. Müdahaleyi önleyen belki rastlantı, belki de Muhaberat’ın Petraeus’u skandalle karşı karşıya bırakarak CIA’yı felç etmesi oldu.

Suriye’de devam eden iç savaş, bıkkınlık ve silahlı çatışmalarda tarafların üstün gelememesinden kaynaklı görüşmelere kapı açsa da emperyalizmin ve Türkiye’nin dengeleri değiştirebilecek hamlelerine karşı hazırlıklı olmak gerekiyor.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Mart 2013 tarihli 41. sayısında yayınlanmıştır.