Cezayir devrimi birinci yılını doldurdu!

CEZAYİR DEVRİMİN BİRİNCİ YILDÖNÜMÜ 22 ŞUBAT

Arap devriminin iniş çıkışlı gelişmesi içinde Cezayir devrimi, en ısrarlısı görünüyor. Sudan devrimi Ömer el Beşir’i devirdi, ama onun yamakları ile ortak yönetilen bir Egemenlik Konseyi’nin ötesine geçemedi. Irak devrimi Süleymani suikastının yarattığı İran-ABD geriliminin, buna hiç hazırlıklı olmayan devrim kampının başına bomba gibi düşmesiyle soluğunu bir ölçüde yitirmiş görünüyor. Lübnan, önderliksizliği içinde “yeni hükümete şans verelim” eğiliminin yarattığı engellerle boğuşuyor.

Oysa Cezayir, devrimin birinci yıldönümünde hâlâ diri, hâlâ kararlı, hâlâ dosta düşmana gücünü hissettiriyor. Bir yılın bilançosunu herkes başka türlü yapıyor tabii. Düzenin Aralık ayında seçtirttiği Cumhurbaşkanı Tebbun bu vesileyle iki şey yaptı: Birincisi, Hirak’ın (hareketin adı) yıldönümü olan 22 Şubat’ı ulusal bayram olarak ilan etti. Ama kurnazca saptırarak: Demokrasi ve halkla ordu arasında kucaklaşma bayramı gibi bir şey! Halk meydanlarda “Kulna el issaba truh, ya hna ya ntuma” (çete gidecek dedik, ya biz, ya siz!) sloganını haykırıyor, çetenin temsilcisi “hem siz hem biz” demiş oluyor, yetmiyor, bir de halkla “kucaklaşıyor”!

Tebbun’un ikinci yaptığı, bir bilanço oldu. Ona göre Hirak bir ayağı çukurda eski cumhurbaşkanı Buteflika’yı devirdi, onun rejiminin “ulusal ekonomiyi mahveden” iş adamlarının hapse atılmasını sağladı, demek ki her şey hallolmuş oluyor. Ha, geriye bir “ayrıntı” kalıyor, o da “bu sevgili memleketin yönetim tarzını değiştirmek”. Beyefendi bütün meselenin burada düğümlendiğini anlayamamış. Halk başından beri diyor ki, “siz gidin, biz yeni yönetim tarzına sizsiz karar vereceğiz”. O ise hâlâ halk ile orduyu kucaklaştıracak!

İşte Cezayir devrimi bu merkezi sorunu hâlâ çözmüş değil. Halk, Hirak’ın yıldönümünün bir gün öncesinde, 21 Şubat Cuma günü 53. defa muazzam kalabalık ve canlı biçimde sokaklara döküldü. Başkent Cezayir’de, Oran’da, Konstantin’de, ama aynı zamanda ezilen ulus Berberilerin ya da aynı anlamda Amaziglerin memleketinde. (Yukarıdaki fotoğraf bir Berberi kentindeki eylemi gösteriyor.) Devrimin halkı nasıl sıçramalarla ilerlettiğinin çarpıcı örneğini başkent Cezayir’de atılan slogan gösteriyor: “Kazbah Bâbül-vâd Berberidir!” Düne kadar Arap üstünlüğünü savunurdu bu halk. Her kent Arap’tı! Şimdi her milletten, memleketten, dilden emekçiyi birleştiriyor! Başkentte 53. Cuma’da Cezayir bayrağının yanı sıra devletin hâlâ “suç unsuru” gibi gördüğü Berberi bayrağı da sallanıyordu. Bir de Filistin bayrağı, “Şehit Filistin”in bayrağı. Nice yıllara Cezayir devrimi! Yeni yılda kendine bir önderlik inşa etmeni diliyoruz. Zaferin için, zaferimiz için!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2020 tarihli 126. sayısında yayınlanmıştır.