Kürt sorununda yeni bir dönem

Kürt sorununda yeni bir a?amaya girildi

Halk? aldatmay? zanaat edinenler ne derse desin, çeyrek yüzy?ld?r ad? konulamayan sava? bir kez daha alevlendi. ?skenderun, Dersim, Hakkâri Gediktepe’de ardarda ya?ananlar, daha bütünsel, daha geni? bir sürecin sadece son haftalarda en dikkat çeken olaylar?. Bu olaylar kar??s?nda düzenin politikac?s?ndan gazetecisine tumturakl? sözler, “terör”ü lanetlemeler, “ezece?iz, bitirece?iz” edebiyat?, gerçe?in üzerini tabii ki örtemiyor. Sava? yeniden yükseliyor. Bunu teslim etmeyen, Kürt sorununda anlaml? hiçbir ad?m atamaz.

 

Ortada sürpriz say?labilecek hiçbir ?ey de yok üstelik. Gerek Öcalan, gerek PKK'nin Kandil yönetimi haftalard?r yeni bir döneme girilmekte oldu?unu aç?kl?yorlar. Bu yeni dönem sadece ate?kesin sona ermesiyle, PKK'nin "aktif savunma" ad?n? verdi?i, somut bir sald?r? olmaks?z?n da askeri eylemler yap?lmas?n? öngören yeni bir çizginin benimsenmesiyle tan?mlanm?yor üstelik. PKK yöneticilerinin aç?klamalar?na göre, yeni dönemin askeri boyutlar?ndan bile çok daha sert bir politik çekirde?i var. Bu dönem, stratejik bak?mdan "dördüncü dönem" olarak an?l?yor. Bundan önceki dönemde PKK'nin siyasi, askeri, ideolojik vb. bütün eylem hatt?n?n devletle bar??ç? bir çözüm üzerinde anla?ma çabas?na tâbi k?l?nd???, buna kar??l?k yeni aç?lmakta olan dönemde amac?n "demokratik özerklik" alanlar? olu?turmak oldu?u, yani Kürt hareketinin hedefine devletle anla?ma olmaks?z?n ula?ma çabas?na girece?i belirtiliyor. K?sacas?, hem sava??n ?iddeetinde bir s?çrama olaca??, hem de sava??n siyasi hedeflerinin de?i?ece?i PKK'nin zaten aç?klam?? oldu?u gerçekler.

Aç?l?m ve kapat?m

Düzenin temsilcilerinin, ister politikac? olsunlar, ister gazeteci-televizyoncu, ister yeni türedi "strateji uzman?", "?ehitlerimiz" edebiyat? gerçeklerin üstünü örtemiyor. Onlar?n "?ehitlerimiz" olarak and?klar? askerli?ini yapmakta olan gencecik insanlar?n da PKK saflar?nda sava?makta olan genç Kürtlerin de ölümünden hükümetiyle muhalefetiyle, siviliyle askeriyesiyle Türkiye devletinin tamam? sorumludur. Gerçekler tart??mas?z biçimde ortadad?r: PKK ve genel olarak Kürt halk?, 2002'den 2010'a kadar AKP hükümetine inan?lmaz derecede uzun vadeli bir kredi açm??t?r. Erdo?an hükümeti Diyarbak?r'da gösteri yapan gençlerin çat?r çat?r öldürülmesinin sorumlulu?unu gönüllü biçimde üstlenmekten Diyarbak?r'? ele geçirme çabas?na kadar her türlü sald?rganl??? sergiledi?inde bile bu kredi tamamen kapat?lmam??t?r.

2009 y?l?n?n "aç?l?m" operasyonu, Kürt hareketinin AKP hükümetinin geçmi?indeki bütün olumsuzluklar? bir kez daha unutmay? tercih etmesine yol açm??t?r. Oysa bu sitede ve Devrimci ??çi Partisi'nin bildirilerinde en ba?tan itibaren kan?tlar?yla birlikte ikirciksiz biçimde ortaya konuldu?u gibi1 "aç?l?m" gerçekte Türkiye'nin Kürt halk?n? siyasi hareketiyle birlikte kucaklamay? amaçlam?yordu. "Aç?l?m", Türkiye devletinin Barzani-Talabani önderliklerini kucaklayarak Irak'taki Kürdistan Bölgesi'ni hegemonya alt?na alma çabas?n?n bir parças?yd?. Bu, ad? aç?k konulmal?, "Musul-Kerkük aç?l?m?" idi. Türkiye'nin Kürt hareketinde tasfiye yoluyla Kürt halk?n? Barzani'nin ve AKP'nin pe?ine takma operasyonu idi.

Dürüst olal?m. Kürt hareketi ve Türkiye solunun Türk milliyetçisi olmayan, yani Kürtlerle ?u ya da bu ölçüde dayan??ma içinde olan kanatlar? "aç?l?m"? ciddiye ald?, Türkiye'nin Kürt sorununa bar??ç? ve demokratik bir çözüm olarak alg?lad?. Bunun sonucunun hüsran olacaf?? ba?tan belli idi, ama maalesef düzen güçlerinin taktiklerini iyi okuyamama bu tür umutlar?n ye?ermesine yol açt?. Ama yalanlar ancak bir süre ya?ayabilir. "Aç?l?m"?n foyas? çok çabuk ortaya ç?kt?. Ve 2009 y?l? bitmeden DTP'nin Anayasa Mahkemesi taraf?ndan kapat?lmas?yla ve bir dizi Kürt önderinin elleri kelepçeli foto?raflanarak a?a??lanmas?yla birlikte "aç?l?m" da sona erdi.2 Son günlerde, "aç?l?m" döneminde habur kap?s?ndan giren PKK'li "bar?? grubu"ndan insanlar?n tutuklanmas?, sadece "aç?l?m"?n tabutuna son çivileri çakm??t?r.

Elbette sava??n bugün t?rmanmas? bu gülünç geli?melerin ürünüdür. Burada hem iyi polis hem kötü polis suçludur. Barzani'yi kullanarak halk? kand?rmay? ve PKK'yi tasfiye etmeyi planlayan "aç?l?m" mühendisi AKP de, onun bu kurnaz plan?na bile sert tepkiler gösteren CHP de, da?a ç?kma tehdidi savuran MHP de. Herkes kendi me?rebine göre Kürtleri ezilmi? konumunda tutmay? hedeflemi?tir ve bu yüzden bugün ölen gençlerin kan? onlar?n vicdan?n?n lekesidir.

Dün saçmal?yorlard?, bugün deli saçmas? gibi konu?uyorlar!

Erdo?an'?n "ta?eron" iddias?n?n ciddiyetsizli?i

Tayyip Erdo?an'?n Gediktepe bask?n?ndan sonra Genelkurmay'a yollad??? telgraftaki ?u cümle, üzerinde dikkatle durulmay? gerektiriyor: "Hangi güçler ad?na ta?eronluk yapt??? milletimizce bilinen terör örgütü yok edilinceye kadar mücadelemiz sürecek." Bu cümlenin dilbilgisi yap?s?na göre ana fikri, e?er buna fikir denebilirse, Erdo?an'?n terör örgütünü "yok etme" kararl?l???. Dün "aç?l?m"?n mimarl???na soyunmu? olan Erdo?an, bugün, baz?lar?n?n kendisinin tam kar?? kamp?nda gördükleri Türk Silahl? Kuvvetleri'nin "son terörist" retori?ine benzer bir söyleme ba?vuruyor. Türkiye'de bu sözlere karn? tok olmayan b?rak?n s?radan insan?, has fa?ist bile var m?d?r ku?kulu!

Cümlenin dilbilgisi bak?m?ndan ana fikri bu olabilir, ama yan cümlede Erdo?an önümüzdeki dönemde izleyece?i yöneli?in çok önemli bir ipucunu veriyor. PKK'nin "ta?eron" oldu?u fikri, somut güncel ko?ullar içinde dü?ünülüdü?ü takdirde, ortaya ?u ç?k?yor: Erdo?an, Gazze dolay?s?yla ?srail'le, ?srail ve ?ran dolay?s?yla ABD ve genel olarak Bat? ile aras?nda do?an çatla?? hiç olmazsa seçimlere kadar halk nezdinde kendi lehine çevirebilmek için, PKK'nin sava??n? kendisine kar?? bir uluslararas? komplo olarak sunmaya haz?rlan?yor. Halk buna zaten haz?rlanm??t?r: ?skenderun bask?n?n?n ?srail'in Mavi Marmara'ya yapt??? sald?r? ile ayn? güne dü?mesi, ilk günden bu yana PKK'nin ?srail'in emrinde oldu?u yan?lg?s?n? do?urmak için kullan?l?yordu. Erdo?an bunun üzerine atl?yor. Bu çizgiyi sürdürdü?ü takdirde, Erdo?an'?n ABD ve ?srail ile çeli?kisini t?rmand?r?lm?? bir Türk milliyetçili?ine tercüme edece?i öngörülebilir.

"Ta?eron" iddias? bir ba?bakan taraf?ndan ortaya at?l?nca, elbette bütün toplum "kimin ta?eronu?" sorusunu ?srarla sormaya ba?lam??t?r. Bu soruya yan?t verme konusunda Erdo?an'?n ta?eronlu?unu Cemil Çiçek üstlenmi?tir. ?sim vermeden AB ülkelerini i?aret eden Çiçek'e bas?n mensuplar? en do?al soruyu, "o zaman neden AB'ye girmek istiyor Türkiye" sorusunu da yöneltmi?lerdir. Çiçek'in bu soruya verdi?i cevap bir iflas ilan? hükmündedir: "Bunu dü?ün... Bir ba?ka tart??ma konusu yapal?m." (Radikal, 22 Haziran 2010) Buradaki ciddiyetsizlik "ta?eron" tezinin her taraf?n?n nas?l döküldü?ünün resmidir.

Ama as?l ciddiyetsizlik ba?ka yerde yat?yor. Erdo?an, herhangi biri de?ildir, ba?bakand?r. Ba?bakan olarak söyledi?i sözler, devletin bütün istihbarat?n?n a??rl???n? ta??r. Oysa o böyle söylerken, kendisine ba?l? Genelkurmay'?n Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, onun bu aç?klamay? yapmas?ndan bir gün önce düzenledi?i bas?n toplant?s?nda, "PKK sald?r?lar?n?n arkas?nda ?srail'in oldu?u" yorumlar?na ili?kin soruyu ?öyle cevapl?yor: "Bu tür haberler ve Türk Silahl? Kuvvetleri'ni bu konunun içine çeken de?erlendirmeler tamamen gerçek d???d?r." (Radikal, 19 Haziran 2010) Yani Genelkurmay sözcüsü, hem "bu yaland?r" diyor, hem de "bir de orduya ba?lamay?n bu iddialar?" diye ekliyor. Ba?bakan kendi emrindeki bürokratlarla önce bir dil birli?ine ula?s?n, "ta?eron" gibi iddilara sonra ba?vursun! E?er ordu istihbarat?, örne?in M?T'in bildi?i baz? ?eyleri bilmiyorsa, Erdo?an bu eksi?i bir an önce kapatmal?d?r!

Bahçeli dü?ler diyar?nda!

Gediktepe bask?n? kar??s?nda saçma sapan konu?mada perdeyi yükselten ikinci ?ahsiyet, fa?izmin güncel ba?bu?u Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli'nin (derhal liste halinde sunulmas?ndan daha önce haz?rlanm?? oldu?u belli olan) talepleri ?öyleydi: (1) Aç?l?m?n bitti?i ilan edilsin. (2) Ola?anüstü Hal (OHAL) ilan edilsin. (3) Kuzey Irak'a kar?? her araçla cayd?r?c?l?k politikas? uygulans?n. (4) Kuzey Irak'a geni? çapl? kara harekât? yap?ls?n. (5) Burada "geçici güvenlik ku?a??" olu?turulsun. (6) Kandil Da??'na "etkili bir askeri harekât" yap?ls?n, buras? karargâh olmaktan ç?kar?ls?n. (7) Öcalan'?n dünya ile ili?kisi kesilsin. (8) Medya patronlar? ve yöneticileri BDP'lilere konu?ma hakk? tan?mas?n. (9) Erken seçim yap?ls?n.

Liste bitmek bilmiyor! Bahçeli hayal dünyas?nda geziniyor. Örnek olarak birkaç noktaya de?inelim. Bahçeli Kuzey Irak'a, hem de "geni? çapl?" kara harekât? düzenliyor. 5 Kas?m 2007 Beyaz Saray bulu?mas?ndan sonra 2008 ?ubat?nda yap?lan kara harekât?n?n ba?ar?s?zl??? bir yana, operasyon o dönemde bile ABD ile büyük bir gerilimin do?mas?na yol açm??ken, bugün "geni? çapl?" bir harekât? ABD'ye nas?l kabul ettireceksiniz? Bir de "geçici güvenlik ku?a??" olu?turulacak burada. Yani zaten i?gal alt?ndaki Irak'ta bir bölgeyi Türkiye yeniden i?gal edecek. ABD tapulu topra??ndan koklat?r Türkiye'ye, evet! Kandil, "terör karargâh?" olmaktan ç?kar?ls?n. Emriniz olur. Bugüne kadar bütün hükümetler kolayca gerçekle?tirilebilecek olan bu ad?m? atmaktan kaç?nm??lard?r. Bu ilk kez dahiyane bir fikir olarak Bahçeli'nin akl?na gelmi?tir.

Bahçeli, aç?l?m?n sona erdi?inin ilan?n? isterken olan biteni pek yak?ndan izlemedi?ini itiraf etmi? oluyor. Onun bu iste?ini AKP hükümeti çok önceden yerine getirmi?tir. Talepler listesinde tel bir gerçekçi kalem vard?r: erken seçimler. Onun d???ndakiler gerçek dünyadan kopmu? bir doktriner politikan?n hezeyanlar?d?r.

K?l?çdaro?lu klasi?i: Ad?yaman'da ba?ka, Ankara'da ba?ka!

Kimilerinin umutla gözünü dikti?i CHP Genel ba?kan? Kemal K?l?çdaro?lu'nun Gediktepe bask?n? sonras?nda söyledikleri, partida?? Onur Öymen'in Dersim isyan? konusundaki vahim demecine kar?? verdi?i tepkide oldu?u gibi ?izofrenik oldu. Hat?rlanaca?? üzere, o olayda memleketi Tunceli'ye gitti?inde Öymen'i istifaya ça??rm??, ama Ankara'ya döndü?ünde ona sahip ç?km??t?! Bu kez de ?izofrenik politikas?n? sürdürdü.

Ankara'da verdi?i demeçte içi bo? bir tak?m laflar aras?nda ?u iki cümleyi sarfetti: "Siyasi irade maalesef terörle mücadeleyi zaafa u?ratm??t?r. Hiç ku?ku yok ki dün oldu?u gibi bugün de terör örgütüne yönelik olarak sürdürülen mücadele kazan?lacakt?r." (Radikal, 21 Haziran 2010) ?kinci cümle, aynen öteki parti liderlerinde oldu?u gibi, yine gerçekle temas?n? yitirmi? bir zihnin ürünü. "Dün oldu?u gibi" dedi?ine göre K?l?çdaro?lu "terör örgütüne yönelik olarak sürdürülen mücadele"nin geçmi?te kazan?lm?? oldu?una ciddi ciddi inan?yor. ABD'nin Öcalan'? ele geçirerek Türkiye'ye vermesinden ba?ka mücadenin "kazan?ld???na" dair hangi belirti var? Kazan?lsayd? sava? bugünkü sertli?inde olabilir miydi? Halka neden yalan söylüyorsunuz? Halk "‘Dün oldu?u gibi' kazan?lacaksa, i?imiz var" demez mi?

As?l önemlisi ilk cümle. Sava??n yükselmesinden AKP hükümetinin "aç?l?m" politikas?yla Kürtlerin haklar?ndan dem vurmas?n? falan sorumlu tutuyor. Yani tipik Baykal ve... Bahçeli çizgisi! Sava? ç???rtkan? çizgi. Bu çizgiyi Gaziantep'te yapt??? konu?mada daha da aç?k hale getiriyor: "Bunlar 2002'de iktidara geldiklerinde, terör yoktu. Aç?l?m diye yola ç?kt?lar, toplumu böldüler, geldiler duvara toslad?lar." (Radikal, 22 Haziran 2010)

Ama sonra Ad?yaman'da kendini Kürtlerle kar?? kar??ya bulunca ortaya bamba?ka bir söylem ç?k?yor: "35 y?ld?r terörü silahla susturmaya çal??t?lar. Ak?l yok bunlarda, mant?k yok bunlarda, kan kanla y?kanmakla temizlenmez. Böyle bir anlay?? olmaz. Toplumsal bar??? sa?lamak için, toplumsal deste?i sa?lamak için önümüze akl?m?z? ve mant???m?z? koyaca??z. Birisinin reçetesine de?il, milletin reçetesine ba?vuraca??z." (Radikal, 22 Haziran 2010)

"35 y?l" 1975 demek. 1975'te ne olmu?tu? 35 y?ld?r "terörü silahla susturmaya çal??t?lar" cümlesinin öznesi kimdir? Herhalde AKP, hatta onun öncülü Erbakan de?il. En fazla ordu, sonra MHP, sonra da K?l?çdaro?lu'nun partisi ve ona yak?n bütün güçler. Asl?nda pratik olarak düzenin bütün güçleri. K?l?çdaro?lu "ak?l yok bunlarda, mant?k yok bunlarda" derken yar?m yüzy?la yakla?an bir süre içinde bütün Türkiye devlet kadrolar?n? kar??s?na al?yor. Sava? kar??s?nda düzen politikac?lar?n?n nas?l bir ak?l yitimine u?rad???n?n daha iyi bir belirtisi olabilir mi? Ama öte yandan Ad?yaman konu?mas?n?n çizgisinin Ankara'da söylenenlerin z?dd? oldu?u da ortadad?r. K?l?çdaro?lu, ?izofrenik poltikas?na devam ediyor!

Sava??n d?? ko?ullar?

Biz burjuvazinin bu temsilcilerinin kendi ürünleri olan bir durum kar??s?nda sergiledi?i bütün bu ak?l yitimini bir kenara b?rakarak gerçek dünyaya dönelim. Sava??n yeniden yükselmesinin içinde yer ald??? ko?ullar?n so?ukkanl? biçimde de?erlendirilmesi, gelece?in olas?l?klar?n?n kavranmas? bak?m?ndan önem ta??yor. Bu konuda, iki nokta sürekli olarak ön plana ç?k?yor.

Bunlardan birincisi, uluslararas? alanda PKK'nin çevresinin ku?at?lm?? oldu?una ili?kin tespit. Yani d?? ko?ullarla ilgili. Öteki ise sava??n yeniden yükseli?inin, arada geli?mi? olan linç e?ilimleri dolay?s?yla, bir Kürt katliam? veya halklar aras? bir etnik iç sava? ile sonuçlanabilece?i görü?ü. Yani iç ko?ullarla ilgili. Bu ikincisine birazdan dönmek üzere, ?imdi sava??n d?? ko?ullar?n? k?saca ele alal?m.

PKK'nin bask?nlar?n?n en etkilileri, en çok ses getirenleri s?n?r d???ndan gelerek yapt??? karakol bask?nlar? oldu?undan d?? ko?ullar özellikle önemlidir. Nitekim, Gediktepe bask?n?ndan sonra toplanan güvenlik zirvesinde al?nan kararlar (istihbarat eksikli?i ve karakollarda bulunudurulacak askerlerin niteli?inin yan? s?ra) esas olarak "çevre ve ilgili ülkelerle terörle mücadele koordinasyon faaliyetleri" odakl?d?r.

"?lgili ülkeler" kategorisi, asl?nda tek bir ülkeden olu?uyor: ABD. Türkiye'nin PKK kar??s?nda 1990'l? y?llar?n sonunda itibaren bir ölçüde üstünlük yakalam?? olmas?n?n ard?nda ABD'nin verdi?i destek önemli bir rol oynam??t?r. ABD 1999'da Öcalan'? ele geçirmekle ve Türkiye'ye teslim etmekle Türkiye'ye büyük avantaj sa?lam??t?. 2003'ten sonra Irak'?n kuzeyinde bir yeni Kürt siyasi birimi kurulmas?, bu atmosferi bozdu. 2003-2007 y?llar? aras?nda Kürdistan Bölge Hükümeti'nin kurulmas? ve yeni Kürt yönetiminin PKK ile aray? bozmaktan kaç?nmas?, Kürt yönetiminin hamisi olan ABD ile Türkiye'nin aras?ndaki ili?kilerin çok gerginle?mesine ve Türkiye'de bunun Metal F?rt?na ve Kurtlar Vadisi Irak gibi popüler kurmaca çal??malarda Kürt sorunu dolay?s?yla Türk-Amerikan çat??mas? olas?l???na bile tercüme olmas?na yol açt?. Ama 5 Kas?m 2007'de Beyaz Saray'da var?lan anla?madan sonra ili?kiler yine eski yoluna girdi. Barzani'nin Türkiye'nin himayesine girmesi, ABD'nin askerinin bir bölümünü çekece?i Irak'ta Türkiye'ye daha aktif bir rol vermesi gibi geli?melerin yan? s?ra, ABD'nin istihbarat ve ba?ka yollardan PKK ile sava??n bir taraf? haline gelmesi, daha sonra "aç?l?m" konusundaki mutabakat Türkiye aç?s?ndan PKK ile sava??nda önemliydi.

Bugün bu durum radikal bir de?i?imin e?i?indedir. 2009 Ocak sonunda Davos'taki sözlü düello ile ba?layarak 2010 Haziran?nda askeri çat??man?n e?i?ine gelen Türkiye-?srail gerilimi olsun, Türkiye'nin Birle?mi? Milletler Güvenlik Konseyi'nde ?ran'a yapt?r?mlar aleyhinde oy kullanmas? olsun, ABD sisteminde ?srail yanda?lar?n?n Türkiye aleyhtar? propagandas?n? güçlendirmi?tir. ABD'nin bugünkü hükümetten kurtulmak için harekete geçmesi her an mümkündür, belki de ba?lam?? bir süreçtir. Bu ko?ullarda, en az?ndan seçimlere kadar, hükümet aç?s?ndan ABD'den PKK'ye kar?? ciddi bir dayan??ma beklemek mümkün de?ildir. Ayn? ?ey, her iki anla?mazl?k konusunda da ABD ile hemfikir olan AB için de söz konusudur.

Irak'?n kendi durumu hiç de parlak de?ildir. Seçimler yap?lm??t?r, ama üç ayd?r hükümet kurulmamaktad?r. Ülke içindeki gerilimin her an bir iç sava?a evrilmesi mümkündür. Bu kadar gergin br an?nda merkezi Irak hükümetinin PKK ile ilgili olarak Türkiye'ye yard?m etmesi, sözel düzeyde mümkün olsa bile pratikte de?ildir.

Barzani yönetimi Türkiye'nin himayesi alt?na gireli beri, Kürtler aras? dayan??ma konusundaki 2003-2007 söylemini terk etmi? bulunuyor. (Böylece, o dönemdeki söylemin Türk devletiyle gerilimde Türkiye Kürtlerini bir koz olarak kullanmaktan ibaret oldu?u aç?kl??a kavu?mu? oluyor!) Buna ra?men, Türkiye ile buzlar eridikten sonra bile ne Barzani, ne de Talabani PKK'ye kar?? silah kullanmaya aç?k olmu?tur. Türk ordusununun k?s?tl? özellikte s?n?rötesi operasyonlar? bile Kürdistan Bölgesi'nde ciddi rahats?zl?k yaratmaktad?r. Dolay?s?yla, ABD'nin bast?rmad??? bir dönemde Barzani ve ?urekâs?ndan Türkiye'nin fazla bir destek beklemesi mümkün de?ildir.

Öyle görünüyor ki, bu dönemde Türkiye'nin destek alabilece?i ülkeler, sadece yeni bölgesel hegemonya politikas?n?n yaratt??? yeni dostlar (?ran ve Suriye) olacakt?r. ?ran'?n ve Suriye'nin son dönemde PKK'ye yak?n bir dizi militan? öldürdü?ü biliniyor. Ama bu iki ülkenin esas sava? tiyatrosu olan Kuzey Irak'ta yapabilece?i hiçe yak?nd?r. Öyleyse, Kuzey Irak'a bütünüyle s?k??m?? gibi görünen PKK, bugün Türkiye'nin kar?? kar??ya bulundu?u durum ve Irak'?n çeli?kileri dolay?s?yla bir nefes alma alan?na sahip görünmektedir.

Sava??n iç ko?ullar?: öteki sava?

PKK'nin sava?? Türkiye devlet sisteminin son derecede hassas bir an?na denk dü?üyor. Bir kere, nesnel geli?meler aç?s?ndan burjuvazinin politik iç sava?? mtühi? bir gerilimin e?i?indedir. Ya Anayasa Mahkemesi meclisin kabul etti?i anayasa de?i?ikliklerini ayaklar alt?na alacakt?r, ya da Türkiye Eylül ay?nda referanduma gidecektir. Her iki durumda da burjuvazinin Bat?c?-laik kamp? ile ?slamc? kamp? aras?ndaki gerilim doru?una t?rmanacakt?r. Öyle ya da böyle bunu genel seçimler izleyecektir. Bat?c?-laik kamp, üçüncü bir kez AKP'nin seçilmesine ve böylece Erdo?an'a cumhurba?kanl???n?n yolunun aç?lmas?na tahammül edebilecek bir ruh durumunda de?ildir. Yani burjuvazinin iç sava??nda neredeyse nihai muharebeye do?ru ilerlenmektedir.

Bu nesnel ko?ullar?n yaratt??? ortamda burjuvazinin her iki kanad? da Kürt sorununu birbirine kar?? kullanmaktan çekinmemektedir. Taraf gazetesi aylard?r, hatta y?llard?r her büyük PKK bask?n?ndan sonra çar?af çar?af belgeler e?li?inde TSK'nin, elinde bask?n hakk?nda istihbarat oldu?u halde, engellemek için hiçbir ?ey yapmad???n? ileri sürüyor. Bu, en son ?skenderun ve Gediktepe bask?nlar?nda da tekrarlanm??t?r. Taraf'?n yay?nlad??? belgelerin gerçek olmas? halinde Genelkurmay'?n bu davran???n?n nedenlerinin anla??lmas? gerekir. Burada, her ikisi de ayn? yönde etki yapacak iki faktörden söz edilebilir. Birincisi, sava??n yükselmesinin TSK'ye güç kazanad?racak olmas?d?r. ?kincisi, ise sava??n, 1990'l? y?llardaki bütün hükümetleri y?pratt??? gibi, AKP'yi de y?prataca?? hesab?d?r.

Bu durum o kadar ayyuka ç?km??t?r ki, genellikle AKP yanl?s? oldu?u hiç söylenemeyecek Milliyet gazetesi, Gedikpa?a bask?n?ndan sonra "soruyoruz" man?eti alt?nda TSK'ya bu istihbarat atlamalar?n?n nedenlerini sormu?tur (20 Haziran 2010). Daha da ötede, Meclis Ba?kan? Mehmet Ali ?ahin, Gediktepe'den sonra "Genelkurmay'dan tatmin edici aç?klama bekliyorum" demeciyle TSK'ye neredeyse alenen meydan okumu?tur. Ertesi gün bu demecine ?öyle aç?kl?k getirmi?tir: "TBMM Ba?kan? olarak milletimizin hissiyat?n? dile getirmek görevimdir. Çünkü TBMM, yasama organ? oldu?u kadar denetim organ?d?r. Ele?tiriler olursa bunu da söyleyece?iz." Yani millet içinde TSK'ya bu konuda ele?tiriler vard?r. "Millet içinde" burada AKP yanl?lar? veya ?slamc? burjuva kamp demektir elbette.

Demek ki, PKK sava??na kar?? d?? destekten büyük ölçüde yoksun kalmas? ihtimali yüksek olan Türkiye burjuvazisi, ayn? zamanda bu konuda kendi içinde de bölünmü? durumdad?r. Ba?ka biçimde ifade edelim: Burjuvazinin iç sava??n?n yaratt??? çatlaklar, PKK'nin sava??n?n olanaklar?n? artt?rmaktad?r.

Bütün bu ko?ullar çerçevesinde, y?llard?r ?ovenizmle ko?ulland?r?lm?? olna Türk halk?n?n ne tür tepkiler verece?i elbette büyük önem ta??yor. ?unu saptamak yararl?d?r: Linç giri?imleri genellikle Kürt taraf? zay?f göründü?ü anlarda art?yor, güçlü göründü?ünde geriliyor. Bu bak?mdan, içine girdi?imiz dönemde ölü say?s?n?n art???n?n yarataca?? bütün k?zg?nl??a ra?men, kendili?inden baz? patlamalar?n d???nda, linç ve katliam çabalar?n?n sistematik bir karaktere bürünmesi, daha aç?k söylersek çe?itli fa?ist hareketlerin bu tür hareketlere kas?tl? olarak öncülük etmesi dü?ük bir olas?l?kt?r. Buna kar??l?k, burjuvazinin iç sava??ndan kelleyi koltu?a alm?? olan birtak?m güçler (fa?istler ve/veya derin devletin organlar?) bedelini de göze alarak özellikle hükümeti y?pratmak amac?yla bu tür yöntemlere ba?vurabilirler. Her ?eyin ötesinde, uzun y?llar?n zehrinin bir k?v?lc?mla büyük bir patlamay? tuut?turmas? da mümkündür. Dolay?s?yla, bu dönemde bu tür giri?imlere kar?? son derecede uyan?k olmak, halklar aras? karde?li?i her ba?lamda güçlü biçimde savunmak önemli bir görevdir. Türkiye 1915 deneyiminde geçmi? bir ülkedir. Bugün ko?ullar elbette ayn? de?ildir. 1915 bir dünya sava??n?n ortas?nda ya?anm??t?. Ama yine de Türkiye'nin yüre?inde biraz vicdan ta??yan bütün insanlar? Kürt halk?na yönelik katliam giri?imleri konusunda son derecede duyarl? olamk zorundad?r.

1999 ve 2007 sendromu

AKP'nin yakla?an seçimlerde (2010 veya 2011'de) iktidardan dü?ürülmesi Bat?c?-laik burjuvazi ve onun temel temsilcileri (TSK, yüksek yarg?, CHP vb.) için büyük bir aciliyet ta??yor. ?imdi bunlara yava? yava? ba?ta ?srail, ikinci s?rada ABD olmak üzere, emperyalizm-Siyonizm ittifak? da kat?l?yor gibi görünüyor. Ortaya yava? yava? 28 ?ubat 1997'deki toplumsal-siyasi ittifaka benzer bir ittifak ç?k?yor. AKP'nin seçili?inden bu yana kar??s?nda böyle bir ittifak olu?mam??t?. Bu ittifak, AKP'yi bütün gücüyle sarsarak Türkiye'yi yeniden "eski eksen"e oturtmak için elinden geleni yapacakt?r.

Bu ittifak?n dünden farkl? olarak bugün bir ölçüde umutla bakabilece?i bir de yeni vitrin vard?r. Baykal'dan farkl? olarak K?l?çdaro?lu'nun sand?kta AKP'yi toptan alt edemese bile CHP'nin oylar?n? önemli oranda artt?rabilece?i ortak kan?d?r. Zaten Baykal'?n bir saray darbesi ile devrilmesinin ve yerine K?l?çdaro?lu'nun getirilmesinin nedeni tam da halk kitlelerini (üstelik s?n?f mücadelelerinde de bir k?p?rt? ba?lam??ken) CHP'ye cezbetmektir. AKP seçimden hâlâ ilk parti olarak ç?ksa dahi, oylar? önemli oranda yükselmi? bir CHP, MHP'nin de deste?ini alarak seçim sonras?nda hükümeti kurabilir. Ama ya bu da yetmezse?

Bu soruyu ABD'den ?srail'e, Bat?c?-laik burjuvazinin TSK'den CHP'ye bütün organlar?na ve ideologlar?na herkesin soraca??ndan emin olabilirsiniz. Çünkü kar??da sadece Türk halk kitleleri nezdinde de?il, bütün Ortado?u'da ?srail'e kafa tutmas? dolay?s?yla efsanele?meye ba?layan bir Erdo?an vard?r. Dolay?s?yla, onu yenilgiye u?ratmak isteyen, kar??s?ndaki bütün güçlerden yararlanmak zorundad?r.

??te burada i?in içine Kürt hareketi giriyor. BDP'nin ve daha geni? anlamda Kürt halk?n? temsil eden güçlerin (koyu ?slamc? olanlar?n d???nda kalanlar?n) burjuvazinin Bat?c?-laik cephesinin yan?na kazan?lmas? için büyük oyunlar oynanabilir, büyük vaadlerde bulunulabilir.

28 ?ubat 1997 muht?ras?n?n bas?nc? alt?nda Erbakan'?n ba??nda bulundu?u Refahyol hükümeti devrildikten ve Refah Partisi Anayasa Mahkemesi taraf?ndan kapat?ld?ktan sonra yap?lan 1999 seçimlerinde askeri müdahaleden intikam almaya haz?rlanan Erbakan-Çiller cephesinin kar??s?nda Ecevit-Mesut Y?lmaz cephesi vard?. Seçimleri hangi cephenin kazanaca?? berlirsizdi. Bu yüzden burjuvazinin Bat?c?-laik kanad? MHP'ye muazzam destek verdi, önünü açt?. MHP de seçimden (tarihindeki en yüksek oy oran? olan) % 19'la ç?k?p hükümet orta?? oldu. 2007'de ise AKP ile CHP aras?ndaki yar??ta CHP'nin çok geriden gelmekte oldu?unun bilincinde olan Bat?c?-laik burjuvazi yine MHP'yi parlatt?. "Solda olan CHP'ye, sa?da olan MHP'ye" ça?r?lar? yap?ld?. MHP bir önceki seçimde % 9 dolay?nda oy alarak meclis d???nda kalmas?na ra?men bu seçimde % 14'e yükseldi.

Bu denge oyunu bu kez de BDP üzerinde oynanabilir. Bunun için de Bat?c?-laik burjuvazinin temsilcileri BDP'yi belli tavizler kar??l???nda kendi yanlar?na çekmeye çal??abilirler. BDP buna direnmelidir!

CeHePe de?il Cephe!

E?er Kürt hareketi önümüzdeki seçimlerde bu taktik manevralar?n tutsa?? olur da CHP'nin yan?na kayarsa, bu Kürt mücadelesi aç?s?ndan büyük bir kay?p olacakt?r. Kimileri burjuvazinin saflar?ndaki çatla??n Kürt halk? aç?s?ndan yeni mevziler kazanma yolunda kullan?lmas? gerekti?ini, dolay?s?yla CHP ile ittifak?n yararl? olaca??n?, aksini savunman?n poliitk esneklikten uzak sadece ilkeleri göz önüne alan bir yakla??m sergilemek demek oldu?unu söyleyeceklerdir. Bu argüman?n yaln?zca ilk yar?s? do?rudur. Evet, Kürt hareketi de i?çi s?n?f? hareketi de, burjuvazinin saflar?ndaki çatlaktan yararlanmal?d?r. Ama buradan hareketle "dolay?s?yla CHP" sonucuna varman?n hiçbir mant?ksal zorunlulu?u yoktur! Çatlaktan yararlanma ne denli ak?ll? bir taktikse, bu gerekçeyle CHP'ye ba?lanma o denli oportünist bir taktiktir.

Önce genel olarak ?unu söyleyelim: Bat?c?-laik burjuvazinin ve onun bu durumdaki en önemli kurumu olan CHP'nin Kürt halk?n? kendi yan?na kazanmak için yapaca?? bütün vaadler, zamanla buru?turulup bir kenara at?lacakt?r. Bunun nedeni sadece CHP'nin do?as? gere?i Kürt halk?na gerçek bir özgürle?me yolunda olanaklar sa?layamayacak bir parti olmas? de?ildir. Yukar?da özetledi?imiz tablo hat?rlan?rsa, AKP'nin yenilgisini sa?lamak için Bat?c?-laik cepheye MHP de gerekmektedir. Yani seçimlerden sonra AKP'nin yerine kurulacak herhangi bir hükümetin MHP'yi de içermesi hemen hemen kesindir. ??te bu yüzden Kürt halk?n?n özgürlükleri burada, CHP'nin niyetlerinden de ba??ms?z olarak, a??lamaz s?n?rlarla kar??la?acakt?r.

Ama mesele bundan da ibaret de?ildir. Bat?c?-laik burjuvazinin Kürt hareketine kar?? bütün manevras? ikiyüzlülük ve aldatmaca üzerinde yükselecektir. Bunun bir örne?i 28 ?ubat döneminde ya?anm??t?r. O dönemde Hem ?slamc? hareketle, hem de Kürt hareketiyle ayn? anda u?ra?man?n zorlu?unun fark?nda olan Genelkrumay, Refah Partisi ile mücadele etti?i süre boyunca Kürt hareketini nötralize etmek (tarafs?zla?t?rmak) için çe?itli taktikler uygulam??t?r. Bu taktiklerin en etkilisi maalesef 28 ?ubat taraftar? baz? sol hareket ve ayd?nlar?n, bu arada Kürt hareketinin içine s?zm?? olan unsurlar?n, 28 ?ubat'? sözümona bir "restorasyon" teorisi temelinde "ilerici" olarak sunmalar? ve Kürt hareketine buradan hay?r gelece?i fikrini i?lemeleri olmu?tur. 28 ?ubat döneminde gerici askeri müdahalenin zafer kazanmas?n?n sonucunun Kürt hareketi için ne anlama geldi?ini bugün biliyoruz. 1997 y?l?nda Erbakan'? yenilgiye u?ratan asker, 1998'de Suriye'ye ültimatom vererek 1999 ba??nda Öcalan'? ABD deste?iyle ele geçirmi?tir.

Kürt hareketinin ayn? tür bir taktik çal?ma bugün de kanmas? hareketi en avantajl? oldu?u bir durumda ciddi ?ekilde geriye dü?ürecektir. Evet, burjuvazinin içindeki çatlak dolay?s?yla, BDP bugün büyük bir avantaja sahiptir. Ama CHP'ye ba?lanmas? bu avantaj?n büyük ölçüde sabitle?mesine yol açacakt?r. BDP ba??ms?z politik manevra yetene?ini yitirecektir. Oysa, her iki kamptan da ba??ms?z duran bir BDP burjuvaziden çok daha büyük tavizler koparma olana??na sahip olacakt?r.

Ancak en önemlisi bu da de?ildir. En önemlisi, Türkiye Kürtlerinin bu sistemden özgürlük beklemelerinin bütünüyle yanl?? olmas?d?r. Kürt hareketi, 1993'ten, hatta HEP'in SHP saflar?nda seçimlere girmeye karar verdi?i 1991'den bu yana, Türkiye kapitalizminin politik güçlerinden birinden ya da ötekinden kendisine bir el uzat?lmas?n?, haklar?n?n tan?nmas?n? ve uygulanmas?n? bekliyor. Aradan koskoca iki ony?l geçmi?tir. Ve her uzat?l?r gibi yap?lan el sonra geri çekilmi?tir. Bunun dersini art?k ç?karmak gerekir.

Dün AKP'ye verilen destek, aç?lan kredi kar??l???nda ölümler, tutuklamalar, sald?r?lar, s?n?rötesi operasyonlar getirdi. Sekiz y?l çok de?erli bir zaman dilimidir. Hele çeyrek yüzy?ld?r sava? ko?ullar?nda ya?ayan bir halk için. Bu süre AKP'den umut beklenerek bir bak?ma harcanm??t?r. Bu sefer de K?l?çdaro?lu'nun pe?inde y?llar?n yitirilmesi büyük bir hata olur.

Kürt halk?n?n özgürlüklerini elde etmesi için, Ortado?u'da muazzam de?i?iklikler olmad??? sürece, tek yol i?çi s?n?f?yla el ele vermektir. ??çi s?n?f? durgun oldu?unda elbette ?ovenist de olur, ?rkç? da. Gerici ideolojilere de fa?izme de kap?labilir. Kap?lm??t?r da. Ama mücadele yükseldi?inde durum de?i?ir. Mücadele eden i?çinin bilinci de bu mücadele içinde de?i?ir, yeniden ?ekillenir. S?n?f?n ortak mücadelesi farkl? uluslardan i?çileri birbirine yakla?t?r?r. Tekel mücadelesinde tam bu ya?anm??t?r. Tekel mücadelesi, sadece Türk i?çilerine Kürt i?çilerine ve halk?na önyarg?l? tarzda bakmamay?, onlar? küçümsememeyi, onlar?n bilincine sayg? duymay? ö?retmemi?tir. Ayn? zamanda, Kürt i?çilerine de Türk i?çilerinin mücadeleye girdiklerinde eskisinden çok farkl? bir bilince kavu?acaklar?n? kan?tlam??t?r.

Bu yüzden, tam da Tekel eyleminin ard?ndan, görev mücadele eden i?çiler ile mücadele eden Kürtler aras?nda bir toplumsal cephenin temellerinin at?lmas?d?r. Bu, ba?lang?çta BDP ile sosyalist hareketin enternasyonalist kanatlar? aras?nda bir siyasi blok olarak ortaya ç?kacakt?r. Ama Kürt kitlelerinin yan? s?ra mutlaka i?çi ve emekçi kitlelerine de eri?ebilmelidir. Bunun ko?ulu, söz konusu blokun sosyo-ekonomik alanda bütünüyle s?n?f temelli politikalara yönelmesidir. Blokun ad? bunu aç?kça ortaya koymal?d?r: Emek ve Özgürlük Bloku. Blokun genel seçimlerde gösterece?i adaylar bunu aç?ka ortaya koymal?d?r: Bat?'da i?çi ve sosyalist adaylar, Bölge'de Kürt adaylar.

Bu toplumsal cephele?medir ki, dünyay? sarsan ekonomik kriz ile bölgemizi avcuna alan emperyalist sava??n yarataca?? sars?nt? içinde bizi felaketlerden koruyacak ve sonunda kurtulu?un yolunu gösterecektir.

1 Bu konuda daha önce yapt???m?z analizler için a?a??daki yaz?lara bak?labilir:

Çözüm: Ortado?u Federasyonu http://www.iscimucadelesi.net/index.php?option=com_content&task=view&id=616&Itemid=40, Ba?bu? hükümetin "aç?l?m" program?n? aç?klad? http://www.iscimucadelesi.net/index.php?option=com_content&task=view&id=629&Itemid=40, Siyasi çözüm do?ru yolda ilerlemiyor http://www.iscimucadelesi.net/index.php?option=com_content&task=view&id=684&Itemid=40

2 "Kapat?m" http://www.iscimucadelesi.net/index.php?option=com_content&task=view&id=733&Itemid=40).