Lehman Brothers’dan Crédit Suisse’e: Üçüncü Büyük Depresyon’un başlangıcının 15. yıldönümü

Lehman Brothers’dan Crédit Suisse’e: Üçüncü Büyük Depresyon’un başlangıcının 15. yıldönümü

Tam 15 yıl önce 15 Eylül 2008’de Lehman Brothers adlı bir ABD bankasının çöküşüyle dünya ekonomisi büyük bir krize girdi. Tüm burjuva iktisatçıları kapitalizmin artık kendi krizlerini çözmeye muktedir olduğu yalanına o kadar iman etmişlerdi ki hep bir ağızdan bunun geçici ve finansal alanla sınırlı olduğunu tekrarladılar. Ancak Marksizmin sunduğu araçları ve yöntemleri doğru şekilde kullananlar ilk andan itibaren teşhisi koydu: Çöküş, küresel ekonominin derinlerindeki bütün kriz eğilimlerinin büyük bir sarsıntıyla gün yüzüne çıkmasıydı. 2008 dünya tarihsel bir dönüm noktasıydı.

Ana akım burjuva iktisatçıları önce resesyon dediler, yani maliye ve para politikalarıyla kontrol altına alınabilir, geçici olması sağlanabilirdi. Uzun süre adını koymaktan çekindiler. Depresyon olduğunu kabullenmemek için “Büyük Resesyon” terimi icat edildi. Devrimci Marksizm için ise gerçek ortadaydı: bu bir Büyük Depresyon’du.

Depresyon, kapitalist ekonominin, kâr oranının düşüş eğilimi sebebiyle çok derin krizlere düştüğü durumlar için kullanılır. Sadece altı ay veya bir yıl gibi kısa süreler değil, on yıllar boyunca sürebilecek bir dönemi ifade eder. 2008’deki çöküşle birlikte kapitalizm, tarihinde ilki 19. yüzyıl sonu ve ikincisi 1929’daki çöküşle başlayıp İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar devam eden depresyonların ardından üçüncü bir depresyon dönemine girdi.

Burjuva sözcüleri krizin finansal alanla sınırlı kalacağını iddia ettiler. Devrimci İşçi Partisi ise tüm teorik yayınlarında, belgelerinde, bildirilerinde, etkinliklerinde krizin finansal alanla sınırlı kalmayıp sorunun asıl kaynağı olan üretim alanına doğru taşacağını öne sürdü. Gelişmeler burjuva iktisadını tamamıyla yanlışladı. Dünya ekonomisi bugün çok daha ciddi sarsıntılara gebe. Hem şirketler hem devletler düzeyinde borçluluk 2008’dekinin çok ötesinde. Aradan geçen 15 yılda düşük faiz hadlerine rağmen kapitalist ülkeler ciddi bir ekonomik büyüme kaydedemedi. Tarihin cilvesidir yakın zamanda ABD ve Avrupa’da ciddi bir banka iflasları dalgası yaşandı. İsviçre’nin iki numaralı bankası Crédit Suisse çöküş sinyalleri verirken merkez bankası operasyonuyla kurtarıldı.

Bir yanda faşizm, dünya savaşı ve barbarlık diğer yanda halk isyanları ve devrimler

Daha da önemlisi ekonominin depresyon dönemlerinde kendiliğinden bir düzelme yaşamasının mümkün olmadığını bunun da toplumsal ve politik çalkantıları gündeme getireceğini söyledik. Küreselleşmenin yerine korumacılığın öne çıkacağı, dünya savaşı ve faşizmin ciddi tehlikeler olarak insanlığın gündemine geleceğini yazdık. Önce Brexit, ardından Trump ve ön faşist hareketlerin yükselişi, ABD ve NATO’nun Rusya ve Çin’i çevrelemek için dünya savaşını kışkırtan hamleleri bu tezimizi doğruladı.

Çalkantıların sadece barbarlık değil aynı zamanda isyan ve devrimi de halkların gündemine getireceğini yazdık. Halk isyanları, devrimci yükselişler ve hatta devrimler aradan geçen sürede tüm dünyada hiç eksik olmadı.

Marksizmin teorisi ve metodunda ısrar, yaşadığımız dünyanın kavranmasında büyük bir kılavuz olduğunu aradan geçen sürede bir kez daha kanıtladı. Fakat kapitalizmin krizlerini ve bunun yanında gelen devrimci fırsatları öngörmek tek başına yetmiyor. Bugün görevimiz Marksizmi yeniden proletaryanın devriminin kılavuzu haline getirmek ve krize, faşizme ve dünya savaşı tehlikesine karşı sosyalizmin zaferini hazırlamaktır!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2023 tarihli 168. sayısında yayınlanmıştır.