Ulusalcının mumu yatsıya kadar!

“Biz Türkiye’nin, Irak’ın petrol ve gazının yüzde 20’siyle değil bütünüyle ilgilenmesini istiyoruz.” ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone büyük polemik yaratan basın sohbetinde böyle diyor. Çarpıcı bir cümle. Irak’ın petrollerini Türkiye’ye peşkeş çekiyor. Irak’ı bölmeyin, diyor, tamamını sömürün. Konuş ulusalcı, ne oldu şimdi, açıkla!

En azından 2003 ile 2007 arasında ulusalcı kamp Irak konusunda histeri halinde idi. ABD Irak’ı bölmek amacıyla işgal etmişti. Hedefi Ortadoğu’da Kürdistan kurmaktı. Bu, aynı zamanda Türkiye’yi de bölmek anlamına geliyordu. ABD, Kürtlerin bağımsız devlet . kurmalarını sağlamak amacıyla Türkiye ile savaşmaya bile hazırdı.

Bu senaryo koskoca bir sektör doğurdu. “Kurtlar Vadisi” dizisi yetmedi, “Kurtlar Vadisi Irak” filminde ABD’lilerle Kürtler Türk kahramanlarımızın karşısında aynı kamptaydılar. Tarihin gördüğü en kalitesiz filmlerden biri gişe rekorları kırıyordu. İyi para olunca akın olur. Başka diziler de aynı tema üzerinde yükseliyordu (mesela “Sağır Oda”).

Metal Fırtına romanı onlarca baskı yapıyordu. Türkiye’nin Batısının bütün büyük kentlerinin bütün “mutena” semtlerinde koskoca üniversitelerde okumuş beyaz Türkler aralarında ABD’nin nasıl Kürtler uğruna Türkiye’ye savaş açacağını konuşuyordu. Metal Fırtına’nın iki yazarı zengin olmakla kalmadı, her biri daha sonra kendi başına Metal Fırtına 2, Metal Fırtına 3, Metal Fırtına 4 yazdı. Bir ülkede, Sakallı Celal’in teşhisiyle, bu kadar “okumuşluk dolayısıyla cahil” insan olursa, birileri de onların sayesinde zengin olur elbette!

Aynı dönemde Hitler’in ünlü “başeseri” Kavgam Türkiye’de satış rekorları kırdı! Gençler şaşkına dönebilir, ama hakikat bu! Beyaz Türklerin başucu kitabı Kavgam idi! Nişantaşı’nda “top ten” içinde Hitler!

Tabii, sanılmasın ki, bu ulusalcı budalalık sadece filmlerde ve romanlarda yaşatılıyordu. Bugün aramızda ciddi düşünür veya gazeteci olarak dolaşan adamlar ve kadınlar bu teoriyi tam bir histeri içinde savunuyordu o günlerde.

Şimdi yıl 2013. ABD’nin Irak’ı bölüp Kürdistan’ı kurmak amacıyla Türkiye ile bile savaşmaya kalkışacağı yolundaki ulusalcı teoriyi doğuran Irak savaşının 10. yıldönümü. Bugün durum şu: Türkiye Barzani yönetimindeki Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile al takke, ver külah. Irak’ın merkezi hükümetinin başındaki Maliki ile ise kanlı bıçaklı. Bu gelişmenin son evresinde, Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin Irak anayasasını ayaklar altına alarak kendi bölgesindeki petrolü kendisi satmasına Türkiye de suç ortağı oluyor.

ABD ne yapıyor? Ricciardone’ye kulak verelim:

“Türkiye ve Irak, ilişkilerini en iyi hale getiremezse daha da kötü sonuçlara yol açabilir. Daha şiddetli çatışmalar olabilir, başka güçler devreye girebilir.

“Irak’ı bütün olarak görmek gerekir. Petrol ve gaz çıktılarını dünya piyasalarına eriştirebilmek önemli. Irak’ın tümünde geliştirilmeli. Biz, Türkiye’nin Irak’ın petrol ve gazının yüzde 20’siyle değil bütünüyle ilgilenmesini arzu ediyoruz. Eğer Türkiye, bu kaynakların sadece yüzde 20’sinden yararlanacaksa bu bizi üzer. Türkiye’nin aynı zamanda Hürmüz Boğazı’na alternatif sunmasını istiyoruz. Çıkış noktalarının çoğalmasını istiyoruz. Bu, hem Kürt yönetimi hem Irak için iyi olacak. Türk ürünlerinin tüm Irak piyasasına ulaşmasını isteriz.
Bugün Dohuk ve Erbil’e olan erişim, örneğin Basra’ya da olmalı. Bağdat’taki zor siyasi durumla uğraşmak zor bile olsa bunu destekliyoruz. Irak Başbakanı Maliki ile yakın temas içindeyiz. Kürt Bölgesel Yönetimi ile de iyi ilişkilerimiz var.”

Ne diyor Ricciardone? Irak’ı bölmeyin diyor. Demek ki 2013’te durum ne? Türkiye Irak’ı bölmek, Irak Kürdistan’ını ekonomik ve politik amaçlarla hegemonyası altına almak istiyor. ABD ise buna karşı çıkıyor, Irak’ın bütünlüğünü korumaya çalışıyor.

Hitler bile bu kadar gerçek dışı hesaplar yapan kurmaylara sahip bir harekete herhalde güler geçerdi!