Türkiye: Avrupa'nın toplama kampı

Avrupa Birliği 12 Kasım’da Malta’da bir zirve gerçekleştirdi. Konusu Türkiye’den ve Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya doğru mülteci ve göçmen akımı idi. Uygundur. Malta, emperyalizmin ve Akdeniz’in çevresindeki müttefiklerinin (Türkiye, Mısır, Tunus, Fas vb.) ortak bir çabayla mülteci ve göçmenler için devasa bir mezarlığa çevirdiği Akdeniz’in orta yerinde bir ada! AB şimdi mezarlıkta ıslık çalıyor!

Bu toplantının esas hedefi Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’sini, ilk planda Suriyeli, onun ardından Iraklı, Afgan vb. göçmenler için bir toplama kampı hâline getirmekti. İkinci sırada da Afrika ülkeleri vardı, ama onlar Türkiye’ye verilen önceliğe çok kızmışlar. Nedeni açık: Türkiye tek başına yılda 3 milyar avro alacak. Bunun yanı sıra başka konularda da pazarlık ediyor. 30 Afrika ülkesine ise sadece 1,8 milyar avro verilmesi düşünülüyor!

Ne kadar ekmek, o kadar köfte! Türkiye’de hükümetin elinde 2,2 milyonu Suriyeli olmak üzere milyonlarca rehine var. Arkada da koskoca bir mülteci deposu kaynıyor. 20 milyona yakın Suriyeli, 30 milyon Iraklı falan filan. Kuzey Afrika’da ise büyük çatışmaların yaşandığı tek ülke Libya. Onun da zaten nüfusunun tamamı büyük kargaşa çıkmadan önce 6 milyonun biraz üzerinde idi. Tabii kara Afrika’dan gelmek isteyen çok. Ama Somali’den Mali’ye, çatışma yaşanan ülkelerden kapağı Akdeniz sahillerine atmak çok daha zor. Bir de tabii Türkiye’nin yeni mülteci akımı yaratma olanağı var. Suriye’yi biraz daha karıştırsa, 3-5 milyon mülteci daha çıkabilir ortaya! Kuzey Afrika ülkelerinin böyle bir gücü yok. Kısacası, Türkiye büyük devlet! Edirne yoluyla geçişi yasaklar ki, yarattığı tehlikeler ortada olan deniz yolu kullanılsın!

İşin komik bir yanı da var. Tayyip Erdoğan bu konuyu konuşmak için ilk Brüksel’e gittiğinde AB 2 milyar avro önermişti. Bir sürü bakan aşağılamıştı öneriyi. “Türkiye öyle parayla iş mi yaparmış?” havasıyla. Meğer mesele miktarda imiş. Türkiye öyle iş yaparmış. Şimdi basına yansıyan bütün haberler, miktar 3 milyar avroya çıkartılınca anlaşma sağlandığını gösteriyor. Tabii, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ek birtakım talepler var: Türk vatandaşlarına vize uygulanmaması, katılım müzakerelerine yeniden başlanması, Türkiye’nin AB zirvelerine katılmaya yeniden başlaması gibi.

Bu zirvelerden ilki de anlaşılan Kasım sonunda olacak. Tayyip Erdoğan 28 devlet ve hükümet başkanınca ağırlanacak ve imza atılacak. Böylece Türkiye resmen bir toplama kampı hâline gelmiş olacak! Gaziantepli sanayicilerin “yaşasın!” diye zıpladığını duyuyor musunuz?