Sosyal mesafe değil sınıfsal uçurum!

Sosyal mesafe

Türkiye haftalardır Koronavirüs salgınıyla mücadele ediyor. İktidarın uygulanmasını beklediği reçete evde kalmak, dışardaysak sosyal mesafeyi korumak. Bugün, sosyal mesafenin önemini de anlamını da hepimizin gerçek manasıyla kavramamızı sağlayan bir şey oldu. Tayyip Erdoğan yapımı devam eden hastane inşaatlarını ziyaret etti.

Bütün bu salgın süresince çalışmak zorunda kalan inşaat işçileri, Erdoğan’ı karşılamak için bir araya getirildi. Sosyal mesafeye uymak şöyle dursun saflar iyice sıklaştırılmıştı. İşçiler dip dibe yığınlar halinde bekleşirken, metrelerce uzakta araya çekilmiş şeritlerin arkasında, arada bekleyen korumalarıyla Tayyip Erdoğan çalışmaları “kontrol etti”. Önünde kolonyası, maskesi ve ıslak mendiliyle kameralara poz verdi.

Bu resim bir defa daha ve çok açık şekilde gösteriyor ki; bütün salgını saraylarda, yalılarda, villalarda geçirirken, kârları için işçi sınıfını bölük bölük fabrikalara iş yerlerine gönderenlerle aramızda sosyal mesafe değil sınıfsal uçurum var. Bugünkü resim bir hastane inşaatının teftişinin değil üretenlerle onların emeğiyle geçinenlerin, yani iki farklı sınıfın arasındaki uçurumun resmidir.

Daha 10 gün önce 1 Mayıs işçi bayramında DİSK üyelerine sosyal mesafe gerekçesiyle saldırıp gözaltına alanlarla bugün Erdoğan’ın karşısında işçileri dirsek temas aralığı dizenler aynıdır.

Salgın günlerinde aramızdaki fiziksel mesafeye dikkat etmek önemliyse de asıl olan üretenlerle sömürenler arasındaki sınıfsal mesafenin, sömürü düzeni devam ettikçe asla kapanmayacağını bilincimize iyice yerleştirmektir. Bizi sömürenin, hasta edip süründürenin, inşaatlarda, fabrikalarda sakat bırakıp öldürenin hangi sınıf olduğunu unutmamaktır.