Silvan’da isyan, onur, kardeşleşme

Kürt halkının sırtını yere getirmek çok zor! Düşünsenize, bir kente 11 gün boyunca sanki bir işgal gücü gibi tanklarınızı, askerlerinizi doldurmuşsunuz. Yanı sıra polisin özel harekât timleri. Aralıksız bir sokağa çıkma yasağı. Karanlık bir kent. İnsanlar ne ekmek alabiliyor, ne gaz tüpü. Çocuklarını ancak şekerli su ile besleyebiliyorlar. Üç mahallede taş taş üstüne bırakmamışsınız. Birçok genci öldürmüşsünüz. Kısacası terör estirmişsiniz koskoca şehirde.

Sonra 11. gün tankınızla tüfeğinizle çekiliyorsunuz. Siz çekilirken günlerdir havadan karadan bombalanan, kurşunlanan, evi yıkılan halk sokaklara doluşuyor ve yine size kafa tutuyor! Önce her geçen askerinizin ardından yuhalama. Sonra sloganlar başlıyor: “Bijî berxwêdana Farqîna!” Ardından “PKK halktır, halk burada!” Sonra çember daralıyor. Askerler gittikçe daralan bir koridordan geçmek zorunda kalıyor. Kimi basbayağı korkuyor, koşarak kaçıyor. Sadece bir tanesi söylenenlere sinirlendiği için silahına iyice sarılıyor, bir de dönüp bakıyor. Ama sesini yine de çıkaramıyor. Bir başka asker yüzünü saklıyor. Muhtemelen Kürt’tür. Sonra bazı askerlere gençler tarafından omuz atılıyor. Asker kendi ülkesinde ne yapacağını şaşırmış durumdadır.

Hava iyice ısınıyor. İş askerlere saldırı aşamasına geldiğinde, boynunda poşusu, olgun yaşa gelmiş bazı Silvanlılar giriyor devreye. Önce bir kişi koruyor teker teker geçmekte olan askerleri. Kürdün eli askerin omzunda. Onu koruyor. Asayişi sağlamak üzere orada olan Türk askerinin kendisi korunma ihtiyacı içinde. Koruyan da 11 gündür işgal edilmiş şehrin insanı! Önce bir kişi derken çember iyice daralınca her bir askerin yanında iki kişi onları koridorun içinde geçiriyor. En sonunda bir güvenlik kolu oluşturuluyor. İnsanlar el ele tutuşarak halkın askerlere karşı herhangi bir müdahalede bulunmasını engelliyor.

Bu jandarma artık İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Bu İçişleri Bakanı, Selami Altınok adındaki şahıs, “kafalarını ezeceğiz” demişti. Şimdi onun emrindeki askerleri, o kafasını ezeceğini söylediği insanlar koruyor!

Bir aşamada o kafası ezilecek insanlardan biri, belki de oğlu yaşındaki gencecik askeri eliyle omzundan tutarak kalabalığın içinden sağ salim geçirdikten sonra şöyle diyor: “Halk sizi böyle korur. Oyuna gelmeyin.” İşte kardeşleşme! İşte Türk ve Kürdün gerçekten kardeş olması için en önemli adım. Bakın görün, sizin bütün mezaliminize rağmen, Kürt Türk’e düşman olmadı. Siz Batı’nın büyük kentlerinde ve sahil kasabalarında faşist itlerinizi Kürtlerin üzerine salıyorsunuz, küçük bebekleriyle seyahat etmekte olan kadınların, yaşlı amcaların teyzelerin içinde bulunduğu otobüsleri taşlatıyorsunuz onlara. Ama Kürt Türk’e saldırmıyor. Bırakın sivili, bebekli kadını, yaşlı insanı, daha bir gece önce mahallesini tarumar eden birliğin askerine bile kardeşlik yapıyor.

Bu halkın kafasını ezmek çok zor, Selami Altınok. Tarihe hem gaddar, hem de başarısız olarak geçeceksin.

Yaşasın halkların kardeşliği! Bijî bratîya gêlan!