Sahibinin üniversitesi!

Tayyip Erdoğan’ın ve 3600 polisin Göktürk-2 uydusunun fırlatılışı vesilesiyle ODTÜ’yü ziyareti sırasında polisin protestocu öğrencilere saldırısını ODTÜ yönetimi öğrencilerin ve öğretim kadrosunun basıncı altında kınayınca Tayyip Erdoğan celallendi ya, ODTÜ dışındaki diğer üniversitelerin yönetimleri kuzu kuzu başbakanlarına destek veren bildiriler yayınlamakta birbirleriyle yarışa başladılar.

Marmara, İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Galatasaray ve Mimar Sinan üniversiteleri ortak bir bildiri yayınlayarak öğrencileri “önemli bir bilimsel etkinliğe şiddet karıştırmak”la suçladı. Hacettepe ve İstanbul Üniversiteleri de derhal kervana katıldı. Recep Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan, Yıldırım Beyazıt, Sabahattin Zaim gibi adlar taşıyan bir takım üniversiteler elbette en önde yürüyor. Toplam 40 üniversitenin yönetimi Tayyip Erdoğan’a destek olmak ve ODTÜ yönetimini yalnızlaştırmak amacıyla bildiri yayınlamış bulunuyor. Bu yetmiyor, eskiden bazılarının budalaca YÖK karşıtı olduğunu sandığı AKP yanlısı kadrolar, şimdi ellerinde tuttukları YÖK aracılığıyla ODTÜ’yü sıkıştırmak amacıyla soruşturma açıyor.

Üniversite yönetimleri açıklamalarında bol bol demagoji yapıyorlar ama işin özü şu: ODTÜ öğrencileri şiddet kullanmakla üniversitenin nezih bilimsel ortamını bozmuşmuş. Bu beyefendiler ve hanımefendiler anlaşılan Göktürk-2 uydusundan da önce uzaya çıkmışlar, orada yaşıyorlar, Türkiye’de olan bitenden haberleri bile yok! Her gün başka bir yerde, işçiden kamu emekçisine, Kürt’ten çevrecisine, kadından öğrencisine demokratik gösteri hakkını kullanmak isteyen bütün kesimlere polisin gaz, basınçlı su, cop ile saldırdığından haberleri yok. Öğrencileri öteki kesimlerin bazılarından ayıran, haklarını kullanırken kendilerine saldırı yapılınca haklarını savunmaları. Yani onlarınki özsavunma! Hak mücadelesi! Şiddeti uygulayan taraf polis. Ama onlar bilimin “nezih” dünyasından “objektif” olarak bakınca bunu “göremiyorlar”.

Üniversitelerin Tayyip Erdoğan’ın emrine uyarak ODTÜ öğrencilerine, öğretim üyelerine ve onlara basınç altında da olsa destek veren ODTÜ yönetimine karşı saldırıya geçmesi, Türkiye’de aydınlar katmanının önemli bir bölümünün her geçen gün ne kadar alçaldığının ifadesidir. “Sahibinin sesi” haline gelmiş bir üniversite, üniversitelikten çıkmış demektir. Tayyip Erdoğan “böyle üniversite, böyle öğretim görevlisi olsa ne olur, olmasa ne olur” demiş ODTÜ’yü kastederek. Biz ötekiler için bile farklı düşünüyoruz: Kendi bağımsız düşüncesine sahip çıkan öğretim üyelerinin ve görevlilerinin, “sahibinin sesi” haline gelmiş olan üniversite yönetimlerine karşı bayrak açması, üniversiteyi yeniden kazanmak için elzemdir. Üniversiteyi ticarethane haline getirmiş olan YÖK’ten ve üniversite yönetimlerinden kurtulmak ancak bu tür kadrolar ile öğrencilerin el ele vermesi ve güçlerini işçi sınıfı ile birleştirmesiyle mümkün olacaktır.