Özgür Gündem kimden yana?

Dürüst bir soru ile başlayalım: Düşmanlarınız barışçıl bir gösteri yapar da aralarından 51 kişi ateş açılarak öldürülür, belki 300, belki 500 kişi yaralanırsa, ne demek gerekir? Daha da açık soralım: Karşı devrimciler silaha davranmadıkları halde kıyıma uğratılırsa ne yaparsınız? Mısır’da 8 Temmuz Pazartesi günü devrik başkan Mursi’nin tutulduğu yer olduğu söylenen Cumhuriyet Muhafızları Karargâhı önünde yaşanan olay tam da bu sorulan soruya uygun bir olay.

Biz deriz ki: Bir daha yapılmasın! Yanlıştır. Sivil ve silaha sarılmamış kalabalıkları öldürmek üzere ateşle disiplin altına almak doğru bir yöntem değildir. Mısır ordusunun yaptığı katliam ne siyasi sonuçları bakımından (karşı devrim kampına meşruiyet kazandırır), ne de ideolojik olarak savunulamaz.

Peki, çok uzun yıllar devrimci bir ideolojiyi savunmuş, şimdilerde ise solda olduğunu hep tekrarlayan bir akımın yayın organı bu olay karşısında birinci sayfada sekiz sütuna şöyle bir manşet atarsa ne düşünürsünüz? “Darbeciler katliama başladı”. Haberin verildiği iç sayfayı açsanız ve şu başlığı görseniz ne hissedersiniz? “Ordu Kahire’yi kana buladı”.

Biz pek tartışılacak bir durum olduğu kanaatinde değiliz çünkü buna benzer başlıklar hemen her gün kullanılıyor. Özgür Gündem gazetesi Müslüman Kardeşler’i ve Muhammed Mursi’yi destekliyor. Yeniden iktidara gelmesi için propaganda yapıyor. Şayet gazete yönetimi böyle düşünmüyorsa, bu manşetlerden ve günlerdir yayınlanmakta olan diğer haberlerden sonra bunu kanıtlamak ona düşer.

Biz, Gerçek gazetesinde günlerdir açıklanan gerekçeler temelinde diyoruz ki, Mısır’daki darbe, tarihin gördüğü en muhteşem kitle eylemlerinden, en güçlü devrim hareketlerinden birinin zafer kazanmasının önüne geçmek için onun hedeflerinin bir bölümünü gerçekleştirmek zorunda kaldı. Bu doğru ise, darbenin kendisine karşı olsak bile devrim kampını, karşı devrim kampına karşı savunmalıyız. O zaman Mursi’nin karşısındayız demektir. Gerçek’in tutumu bu kadar berrak. Soruyoruz: Özgür Gündem’in tutumu ne?

Mursi taraftarlarının, yani Müslüman Kardeşler’den ve bir dizi başka İslamcı örgütten oluşan ve Mursi’nin yeniden başa getirilmesi için mücadele eden Ulusal Meşruiyetçi İttifak’ın yanında mı yer alıyor? Darbeye karşı demokrasiyi savunma gibi bir görüşle bunu yapıyorsa, devrimin karşısında yer aldığını göremiyor mu? Yoksa bizim devrim kampı dediğimiz kampın devrimci olduğunu kabul mü etmiyor? Yani Adeviyye’nin mi yanında Tahrir’in mi?

Gezi’de Ali Nesin mantık dersleri verdi. Biz de şimdi bir mantıksal dizi ile Özgür Gündem’i yönetenlere soralım: Şayet (1) Mursi’yi devirmek isteyen kamp devrim kampı ise ve onu görevine iade etmek isteyen kamp karşı devrim kampı ise, (2) siz bu ikinci kampı “demokrasi” adına destekliyorsanız, o zaman (3) karşı devrimi desteklemiş olmuyor musunuz?

Buradan başka bir soru doğuyor: Kürt hareketinin yayın organının (organlarından birinin) karşı devrimi desteklemesi normal midir? Yoksa hareketin “êdi bese” demesi beklenebilir mi?

7 Temmuz Pazar günü Taxim Hill Otel’de bir toplantı yapıldı. Konusu Gezi ile “süreç” arasındaki ilişkiydi. Orada BDP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel, Diyarbakır’da düzenlenen Ortadoğu kadın konferansında Mısırlı kadın militanların “Mursi gidici” dediğini onaylayarak aktardı ve gayet doğru biçimde “mücadele Türkiye’de Gezi ile sınırlı değil, Ortadoğu çapında” dedi.

Peki, bu Kürt hareketi nasıl oluyor da gazetesinde Mursi’yi destekliyor? Hevaller, Özgür Gündem’in sağcı çizgisini göremiyor musunuz?