Orak-Çekiç + Manifesto = terör?

Son olarak Dışişleri Bakanlığı’na bağlı internet sitesine saldırdıktan sonra polisi harekete geçiren “Redhack” (Kızıl Hackerlar) adlı hacker grubu, savcılık tarafından terör örgütü kapsamına alınmış ama asıl önemli kısmı bu kararın gerekçesi: grubun “orak-çekiçten oluşan bir logosu” ve bir “manifestosu” olması. Savcılık bugüne kadar sansasyonel eylemleriyle gündeme gelen Redhack’in gerçekleştirdiği sanal eylemleri bir liste halinde Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’na göndererek, uzmanlardan Redhack’in terör örgütü boyutuyla tekrar ele alınarak detaylı bir şekilde araştırılma yapılmasını istemiş.

Sol liberalizm sosyalist hareketi kanserli bir hücre gibi kemirmeye başlayalıberi birçok sosyalist parti ve grubun orak-çekiç gibi, kızıl yıldız gibi tarihsel simgeleri logolarından ve hayatlarından çıkardığını biliyoruz. Bravo devlete ve burjuvaziye ki bizim de Devrimci İşçi Partisi olarak bayrağımızda gururla taşımaya devem ettiğimiz orak çekicin ve muhtemelen “komünist manifesto”ya çağrışım yaptığı için tehlikeli buldukları “manifesto”nun değerini takdir etmiş! Ekleyelim ki, Devrimci İşçi Partisi olarak bizim de bir Manifesto’muz var ve bu sitede okunabilir.

Hatırlatmak gerekirse; Redhack grubu son olarak Sivas katliamına ve Suriye politikasına dikkat çekmek için Dışişleri Bakanlığı sitesini hacklemiş, Türkiye'de görev yapan 821 yabancı diplomat ve ailelerini kimlikleriyle deşifre etmiş, siteye başbakanın Kaddafi ve Esad ile kucaklaştığı fotoğrafları koyarak “Dün kardeş bugün düşman, emperyalizm için savaşmayacağız” diye yazmıştı. Ellerine sağlık!

Kendilerine yapılan eleştirilere ise şöyle cevap vermişti grup: “Sanki sokağa joplanmadan, küfür yemeden çıktık da, sanki grev vb. gibi özlük haklarımızı dile getirdiğimizde işten atılmadık da, sanki dilimizi, cinsiyetimizi, düşüncemizi, dinimizi veya dinsizliğimizi yaşamaya çalıştığımızda katledilmedik de, sanki ‘parasız eğitim’ dediğimiz için onlarca yıl hapse atılmadık da, sanki doğru düzgün haber yaptığımız için işten atılmadık da, sanki halk için sanat yapıyorum dediğimizde linç edilmedik de, sanki emperyalizm defolsun dediğimiz için işkencelerden geçirilmedik de ve sanki 'biz insan olmak istiyoruz' dedik diye fişlenmedik de, bize 'Neden hackliyorsunuz?' diye soruyorlar. Bize hack'ten başka yol mu bıraktılar?”

Biz de, siz de “hack’ten başka” değil ama artık bu teknoloji çağında hack’le beraber bizi asıl kurtaracak şeyi biliyoruz: Devrim! Burjuvaziyi asıl korkutan telaşa düşüren de bu. Onları korkutan Radhack’in devletin bazı sırlarını ifşa etmesi ve özellikle gençlerin takdirini kazanması değil, onların logolarındaki orak-çekiçin ve manifestolarındaki düşüncenin ardındaki ideoloji bir gün daha büyük emekçi kitlelerin takdirini ve ilgisini kazanırsa diye ödleri kopuyor. Kopsun. Ama şu mesele de ortada kalmasın: “Asıl terörist sizsiniz! Sizin devletlerinizin bayrakları, simgeleri altında savaşlar oluyor, sizin patronlarınızın işyerlerinde o bayraklarınız dalgalanıyor, o bayraklar altında katiller (Hrant’ın katili Ogün Samast’ın Samsun’da çektirdiği fotoğrafı hatırlayın) poz veriyor, o simgeler altında silah anlaşmaları imzalanıyor, tecavüzcü, soykırımcı (Sudan devlet başkanı gibi) devlet başkanları ağırlanıyor.

Evet korkmakta haklısınız, korkmaya devam edin! O orak-çekiç ve manifestoların manifestosu Komünist Manifesto’nun yani işçi sınıfının ideolojisi sizi yerinizden edecek. Üstelik bu öyle sanal âlemde sitelerinizin yıkılmasına da benzemez. Bu kez gerçek âlemde fabrikalarınız, tarlalarınız, silahlarınız, cipleriniz, villalarınız, yatlarınız, katlarınız, bütün gösterişi ve iğrençliği ile lüks hayatınız elinizden gidecek.

O yüzden rahat uyumayın!