Mutfaktaki yangının sebebi nedir ve nasıl söndürülür?

Halkın mutfağındaki yangın sönmek bir yana giderek alevleniyor. Türkiye yeniden enflasyon canavarının başını kaldırmasına tanık oluyor.

Emekçinin mutfağı alev alev

Resmi rakamlarla %11,9’a ulaşan enflasyon gıdada %13 seviyesine dayanmış durumda. Kuru fasulye, koyun eti, yoğurt, yumurta, çay, dolmalık biber, kuru soğan ve baharattaki fiyat artışı %20 ila %25 arasında seyrediyor.

Mazot fiyatlarının 5 liranın üzerine çıkarak rekor kırması, gıdada fiyatların ivme kazanarak artacağına işaret ediyor. Zira en temel tarım ürünleri için mazot en önemli maliyet kalemi. Maliyetlerde buğdayın %18’i, ayçiçeğinin %16’sı, arpa ve mısırın %12’si mazot giderlerinden oluşuyor.

Hükümet kendine yakın iki market zincirine ithal ucuz et satma tekelini verdi. Ancak halk bu etlere ulaşamıyor. Ucuz ithal et marketlere gelir gelmez emekçinin sofrasına gelmeden buharlaşıp uçuyor. Dahası asgari ücretli için kilogramı 29 liradan satılan kıymayı, 31 liradan satılan kuşbaşını sofrasına getirmek hâlâ pahalı bir seçenek.

Halkın ekmeği ile oynuyorlar!

Ucuz ithal et, ucuz bir propaganda çabası olarak kalmışken, iktidar halkın ekmeğini küçülten yeni bir düzenleme yaptı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı tebliğ değişikliği ile ekmek artık 200g üretilebilecek. Daha önce 250g ekmek 1 liradan satılırken artık aynı fiyattan 200g ekmek satılacak. Yani ekmek fiilen %25 zamlanmış olacak.

Geçtiğimiz yıl fırıncıların yaptığı %25’lik zam, yarattığı tepki sonucu pek çok ilde geri alınmıştı. AKP iktidarı zammı arka kapıdan yeniden gündeme getirdi. Böylece ucuz eti arayıp bulamayan halk bir anda elindeki ekmeğin küçülmesiyle karşı karşıya kaldı. Ekmeğe yapılan zamma AKP iktidarının taktığı ad ise “israf ayarı”! Sermayenin iktidarı, sarayın masraflarına, patronlara verilen teşviklere, şirketlere yapılan vergi kıyaklarına ayar yapıyor, her zaman olduğu gibi yine halkın ekmeği ile oynuyor!

Emperyalistlerle el ele tarımı ve hayvancılığı çökerttiler

İktidar IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği ile el ele yıllar içinde hem tarımı hem de hayvancılığı çökertti. Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Et ve Balık Kurumu (EBK), Yem Sanayii Türk Anonim Şirketi (YEMSAN) sermayeye peşkeş çekildi. Son ithal et furyası ise vatandaşın sofrasına ulaşmadığı gibi hayvancılığa daha da büyük darbe vurdu. Artan maliyetler ve düşen rekabet gücü sonucunda et üretimi daha da düşmüş durumda. Bunun anlamı et fiyatlarının bir süre sonra eskisinden de pahalı hale gelecek olması.

Ekmeği aslanın ağzından almak

Ekmek aslanın ağzından midesine doğru yol alırken, tek çözüm devletin gıdada, tarım ve hayvancılıkta kontrolü sağlamasıdır. Emekçi milyonların yeterli ve sağlıklı biçimde beslenmesi için, üretimi devlet eliyle planlamak ve bunun üzerinden gıda fiyatlarını kontrol altına almak gerekmektedir. Tarım ve hayvancılık IMF, Dünya Bankası ve AB (Gümrük Birliği) boyunduruğundan kurtulmalı, küçük üretici desteklenirken, büyük devlet çiftlikleri ve devlete ait tarımsal işletmeler kurulmalıdır.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2017 tarihli 99. sayısında yayınlanmıştır.