Mezhepçi Deniz Baykal

CNN Türk televizyonundaki tarafsız bölge programına çıkarak soruları yanıtlayan CHP eski genel başkanı Deniz Baykal, 7 Haziran'dan sonra AKP ve Erdoğan'la girdiği yakınlaşmayı devam ettirerek, iktidarın Suriye politikasını destekledi. Baykal PYD ve YPG'ye karşı askeri müdahaleleri ve Azez'de YPG güçlerinin top atışlarıyla vurulmasını, iktidarın argümanlarına paralel milliyetçi argümanlarla savundu. Hızını alamayan Baykal, daha ileri giderek meselenin Kürtlerle sınırlı olmadığını Halep'in tarihten bu yana bir Sünni kenti altında olduğunu iddia etti ve Rusya destekli Şii-Nusayri kuşatmasına izin verilmemesi gerektiğini savundu. Baykal, Suudi uçaklarının İncirlik'te konuşlandırılmasını da destekleyen bir tutum aldı.

Baykal, 7 Haziran'dan büyük bir yenilgiyle çıkan ve tek başına iktidar olanağını kaybeden AKP'nin yardımına koşan ilk kişi olmuştu. Seçimin hemen ardından partisinin bilgisi ve onayı dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşme büyük tartışmaya neden olmuştu. O dönemden beri Erdoğan ve AKP ile dirsek temasını sürdüren Baykal, son olarak iktidarın mezhepçi dış politikasına da açıktan destek vermiş oldu. AKP ve Erdoğan'ın bile söylemekten çekindiği şekilde Halep meselesini bir Sünni Şii çatışması olarak lanse eden Baykal, böylece Halep'i uzun süre elinde tutan ve katliamlar yapan tekfirci ve mezhepçi örgütleri de meşrulaştıran bir tutum izlemiş oldu. Bu tutumunu gerekçelendirmek için de Halep'in tarih boyu bir Sünni şehri olarak tanındığını dile getirdi. Oysa Halep tarih boyu bir Sünni şehri olarak tanınmıyordu. Suriye'nin mezhepsel temelde bölünmesi ve Halep Devleti'nin bir Sünni devleti olarak kurulması 1920'de Fransız Mandası altında gerçekleştirildi.  Yani batıcı laik tutumuyla bilinen Baykal'ın mezhepçi politikaları savunması hiç de şaşırtıcı değildir.