Memur grevi karşısında hükümetten inciler

Kamu emekçileri iş bıraktılar, sokağa döküldüler ya, bakanların her birinden birer inci.

En sıradanı Milli Eğitim Bakanı’ndan. Eyleme katılan öğretmenler hakkında soruşturma açılmayacağını söyleyerek “demokratlık” yapmış! Sevsinler. Kamu emekçilerinin grev hakkı Türkiye’nin onaylamış olduğu uluslararası sözleşmelerden gelen bir anayasal hak. Hakkını kullanana soruşturma açmak kimin haddine?

Adından olacak herhalde, babasının en akıllısı Ali Babacan. Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Bakan ya. Hemen topa girmiş. 3 milyon memura ödenen maaşın 74 milyon yurttaştan toplandığı türünden pek yüksek bir gözlemde bulunmuş ve eklemiş: “...bu iş dönüp dolaşıp tekrar daha yüksek vergi toplamaya gider. Memura daha fazla maaş ödemek için daha fazla vergi almamız gerekecek.” Demeye getiriyor ki, “bu 3 milyon zaten asalak gibi bir şey; 74 milyon vergi ödüyor, bunlar da o parayla yaşıyorlar.” Zahir başka ülkelerde memurların maaşları gökten yağıyor! Bakan bu çok keskin gözlemi ile yetinmiyor. Ardından ekliyor: “Memura daha fazla maaş ödemek için daha fazla vergi almamız gerekecek.” Amaç halkın geri kalanını kamu emekçilerinin taleplerine karşı kışkırtmak. “Bakın bunlara verirsek, sizin cebinizden çıkar ha!”

Babacan, hâkim sınıfların tipik bir temsilcisi olarak her zamanki numarayı yapmış. Emekçi halkın bir kesimi ne zaman kendi taleplerini yükseltse, bunlar o kesimi halkın geri kalanına şikâyet eder, istenenin bu geri kalan büyük çoğunluğun aleyhine olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. Şimdi bu beyefendi memura üç kuruş falan verecek diye bizden daha fazla vergi alma tehdidini savuruyor. Yahu, devletin aldığı görülmemiş derecede yüksek vergi dolayısıyla dünyanın en pahalı benzininin kullanıldığı ülke bu değil mi? İletişim vergisi adı altında cep telefonlarından konuşmaların ağır biçimde vergilendirildiği ülke burası değil mi? İşçinin memurun, tüccardan, doktordan, avukattan, serbest mimar mühendisten fazla vergi ödediği ülke burası değil mi? Daha ne alacaksın ki tehdit ediyorsun?

Yağma yok, emekçi halkı değil, kapitalistleri ve zengin küçük burjuvaları tehdit etsene bay Babacan! Kurumlar vergisini muafiyetlerle delik deşip edip holdinglerin ödediği vergiyi yarıdan fazla azaltmadınız mı? İki de bir “teşvik paketi” çıkarıp “yatırım yaparsan hatırım kalır, vergilerin, sigorta primlerin benden” diyen hükümet sizinki değil mi? Al kapitalistlerden vergiyi, ver memura!

Babacan halkı vergi ile korkutmaya çalışıyor. Çalışma Bakanı Faruk Çelik de Avrupa ile. Yanlış okumadınız, bu günleri de gördük. Türkiye’nin bir bakanı kalkmış diyor ki, “Fransa’da, İngiltere’de, Yunanistan’da memurlar işten çıkartılıyor, maaşları düşürülüyor, biz size zam veriyoruz, siz kalkıyorsunuz grev yapıyorsunuz!” Bu işçi-emekçi saflarında ve solda yuvalanan liberallere ders olsun. Belki “ama Avrupa’da” diye başlayan cümleleri artık daha dikkatli kurarlar. Öte yandan, Faruk Çelik’e sormalı: ne o beyefendi, başkalarının kriziyle bizim memura kemer mi sıktırıyorsun? Bu beyefendi AKP’nin memur bürosu Memur-Sen kendisine 1 Mayıs mitinginde söz hakkı verince pek keyiflenmiş, işçi hakları için mücadeleden falan dem vurmuştu. Sonra hiç beklemediği bir şey oldu: Alana toplanmış emekçilerin kuzu kuzu kendisini dinleyeceğini sanırken, sloganlar başladı. ''Yüzde 3'e hayır, yüzde 16!'' Buna cevaben de 'teşekkür ediyorum. Mesajınızı aldık, sağ olun'' dedi. Alamamışsınız beyefendi, alamamışsınız!

Bir de Maliye Bakanı İngiliz Mehmet (Şimşek) konuşmuş. “Biz memurumuzu enflasyona ezdirtmeyeceğiz” diyesiymiş. Şimdi, Mehmet Bey, eline bir hesap makinesi al bakalım, topla: 3 + 3. Kaç ediyormuş? 6 değil mi? Resmi enflasyonunuz kaç sizin? % 11. Bütün “iş âlemi” enflasyonun yükseleceğini tahmin ediyor mu, etmiyor mu? Üstelik, bu ülkede son bir yıl içinde doğalgaza %34, kömüre %26, akaryakıta %24, elektriğe %19 zam yapıldı mı, yapılmadı mı? Zahir saymayı bilmiyor bakan!

Konuşacak lafınız yok, bari susun!