Makedonya seçimlerinde sosyalizmin sesi: Levica

11 Aralık Pazar günü eski Yugoslav cumhuriyeti Makedonya seçimlere gidiyor. Bu seçimlerin öncekilerden farkı, kadroları arasında Makedonyalı devrimcilerin de bulunduğu Levica’nın da seçimlerde yer alacak olması.

Levica ve içindeki devrimci kanadı oluşturan Lenka’nın karşılaştığı en büyük sorun ülkede siyasetin Makedon, Arnavut ve Türk etnik grupları üzerinden yapılıyor oluşu. Sınıf siyaseti Yugoslavya’nın çözülmesinden sonra bir proje olarak hem emperyalist ülkelerin ajanlığını yapan sivil toplum örgütleri hem de özelleştirmeler yolu ile kesesini doldurmuş olan ülke içindeki işbirlikçi gruplar tarafından geri plana itilmiş durumda. Bu duruma bir çözüm sunmak için Levica seçimlere “etnisiteler üstü” bir siyaset ile gireceklerini belirtiyorlar.

Makedonyalı devrimcilerin önündeki tek engel ise etnik grupların kabileci siyaseti değil. Yugoslavya’nın çözülüşünden sonra Sosyal Demokratlar Birliği adı altında kurulan parti, o zamana kadar elde edilmiş kazanımları teker teker gasp etmeye başlamıştı. Özelleştirmeler, piyasa ekonomisinin tüm protestolara rağmen geri getirilmesi, eğitim, sağlık gibi hakların tek tek elden çıkması bunlara örnek olarak verilebilir.

Sosyal Demokratlar Birliği’nin özelleştirmelerde yetersiz kaldığı noktada devreye şu anda 10 senedir iktidarda bulunan VMRO girmiştir. Sosyal Demokratlar ancak hükümetten çekildikleri andan itibaren kendisinden sadece derece farkı ile daha neoliberal olan VMRO’nun politikalarını eleştirmeye başlamıştır! Bununla da yetinmeyip ülkedeki devrimci oluşumları burjuva siyaset oyunları yardımı ile sindirmeye, kendisine tabi kılmaya çalışmaktadır. Bir başka deyişle, sosyal demokrasinin o bilindik dostlar alışverişte görsün muhalefetini oynamaktadır. Sosyal Demokratlar, Levica’nın seçimlerden önce aday göstermeyi planladığı sendika üyesini kendi bünyesine dâhil etmeye çalışmış, Levica’nın içerisinde bulunan ve seçimlerde Sosyal Demokratlarla işbirliği yapılmasını savunan kanadı devimci kanat Lenka’ya karşı kışkırtarak seçime 1 aydan az bir süre kala parti içerisinde bozgunculuk yaratmaya çalışmıştır. Bunlarla beraber burjuvazinin güler yüzlü temsilcisi olan Sosyal Demokratlar, Levica’yı kendi safına çekmek, kendisi ile birlikte seçime girmeye zorlamak için parti içerisine yerleştirdiği siyasetçiler aracılığı ile partide çatlak yaratmaya da çalışmaktadır.

Ülkedeki siyasette her taşın altından çıkan Amerika ise tüm bu gelişmelere karşı bir direniş geliştirme potansiyeline sahip grupları, yani devrimcileri Makedon hükümeti ile işbirliği içerisinde sindirmeye çalışmakta, kendi istihbarat ajanları aracılığı ile topladığı bilgileri hükümetle paylaşmaktadır.

Fakat 1991 sonrası tüm Balkan coğrafyasında ve tabii Makedonya’da da görülen en önemli değişim siyaset merkezinin yeni kurulan cumhuriyetlerin başkentlerine kaydırılması ve başkentlerin sanayiden, dolayısı ile işçilerden arındırılıp yerine her türlü gerici siyasete açık tarzda küçük burjuvalaştırılmasıdır. Makedonya bu süreci yaşarken hem kendi Müslüman azınlığı ile yüzleşip onları Eski Çarşı olarak bilinen yere sıkıştırıp çarşının çevresinde hummalı bir şekilde insanın gözünü kanatacak bir zevksizlikte heykeller ve anıt binalar ile doldurmaya, yeni Makedon kimliğini, aynı zamanda da inşaat sektörü aracılığı ile kendisine sadık bir burjuvaziyi yaratmaya koyulmuştur. Bu süreçte etnik grupları sınıfın önüne çıkartan bir siyaset sınıf siyasetinin yerini almış, “Makedon” siyaset, “Arnavut-Türk” siyasetinin karşısına konumlandırılmıştır.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2016 tarihli 86. sayısında yayınlanmıştır.