Madrid Atina’ya benzeyecek!


Madencilerin eylemi etkisini şimdiden gösteriyor. Onlar meydanlardan çekilir çekilmez, kamu emekçileri grev ve yürüyüş yapacaklarını açıkladı. Buna karşılık hükümet sözcüsü açıklama yaptı: “Madrid Atina’ya benzemeyecek”. Korkunun ecele faydası yok! Göreceksiniz, işçi sınıfı Madrid’i Atina’ya benzetecek!


1990-91 dönemecinde madenciler kenti Zonguldak’ta Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinin en büyük, en etkili eylemlerinden biri yaşanmıştı. Kömür madeni işçileri, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın madenleri yaşatmama politikasına karşı ayağa kalkmış, Aralık 1990 boyunca yaklaşık bir aylık bir aktif grevden sonra 4 Ocak 1991’de Büyük Ankara Yürüyüşü diye bilinen bir eyleme geçmişlerdi. Ne var ki, madenciler dört gün yürüdükten sonra, tam Ankara yönünde E-5’e çıkacakken önleri kesilmişti. Burada CHP’li sendikacıların arabuluculuğuyla yapılan pazarlıktan sonra sendika yönetimi Zonguldak’a dönmeyi kabul etmişti.
İspanya’nın madencileri geri dönmediler ve başkent Madrid’e ulaştılar. Bu nokta dışında, İspanya’da dün Madrid’de Sanayi Bakanlığı önünde sona eren madenciler yürüyüşü, birçok bakımdan bizim Zonguldak madencilerinin Ankara Yürüyüşü’ne benziyor. Şikâyet aynı: Hükümetin kömür madenciliğine sübvansiyonu (devlet desteğini) kaldıracak olması. Bu önlem, bütün ülkelerde ancak sübvansiyonla yaşayabilen kömür madenciliğini çöküşe sürükleyecek. 8 bin madenci işinden olacak. İlaveten dolaylı yoldan 30 bin işçinin işsiz kalacağı hesaplanıyor.
Madenciler “Kömür Karası Yürüyüşü” (“Marcha negra”) olarak adlandırdıkları yürüyüşlerinden önce, aynen Zonguldak işçisi gibi haftalarca kendi bölgelerinde (Asturias) gösteriler yaptılar. Asturias 1934’te de madencilerin öncülüğünde büyük bir ayaklanmaya sahne olmuş, İspanya devleti ayaklanmayı binlerce kişiyi öldürerek bastırmıştı. Bu seferki eylemlerde de Asturias’ın sert mücadele gelenekleri canlandı. Kırsal yörede polis ve jandarma ile madenciler arasında yaşanan çatışmalarda, işçiler kendi yapımları havan topları kullandılar! (İşin burası Zonguldak’a benzemiyor!)
Zonguldak-Ankara yürüyüşü sırasında madenciler her gece bir başka kasabada konaklıyor, evlere ve çeşitli işyerlerine dağılıyor, yerel halkla kaynaşıyordu. “Kömür Karası Yürüyüşü”nde de çeşitli yerleşim birimlerinde yerel halk madencilere büyük destek verdi. İspanya’nın kuzeyinden başlayan ve 400 kilometre dolayında olan yol, 20 günde katedildi.
Başkent Madrid’de madencilere muhteşem bir karşılama düzenlendi. Sanayi Bakanlığı’nın bulunduğu Plaza de Colón’da (Kristof Kolomb Meydanı) yüz binlerce gösterici madencileri muazzam bir alkışla destekledi. İki büyük konfederasyonun (UGT ve CCOO) ve onlara bağlı madenciler sendikalarının başkanlarının yanı sıra dünya çapında on milyonlarca sanayi ve maden işçisini bir araya getiren, yeni kurulmuş uluslararası sektör sendikası IndustriALL temsilcisi de konuştu. (IndustriALL adına konuşmayı, sendikanın Genel Sekreter Yardımcısı, Lastik-İş kökenli Türkiyeli sendikacı Kemal Özkan yaptı.)
Madenciliğe verilen devlet desteğinin kalkması elbette Avrupa’nın genel borç krizi içinde son dönemde AB’ye kurtarma paketi için başvuran dördüncü ülke haline gelen İspanya’nın kemer sıkma önlemlerinin sonucu. Sağcı Partido Popular (PP-Halk Partisi) hükümetinin başbakanı Mariano Rajoy, tam da madencilerin Madrid’e girdiği gün bahisleri yükselterek KDV’nin üç puan arttırılacağını, yerel yönetim harcamalarının azaltılacağını ilan etti. Rajoy işçi sınıfına meydan okuyor, AB’ye yaltaklanıyor.
Madencilerin eylemi etkisini şimdiden gösteriyor. Onlar meydanlardan çekilir çekilmez, kamu emekçileri grev ve yürüyüş yapacaklarını açıkladı. Buna karşılık hükümet sözcüsü açıklama yaptı: “Madrid Atina’ya benzemeyecek”. Göreceksiniz, er ya da geç, işçi sınıfı Madrid’i Atina’ya çevirecek!