Kapitalizm kasırgası!

Harvey Kasırgası dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olarak kabul edilen Amerika Birleşik Devletleri’nin, petrolü dolayısıyla zenginliğiyle ünlü (televizyon dizisi kahramanı JR’ın memleketi) Teksas eyaletinin en önemli kenti, ülkenin dördüncü büyük kenti Houston’u ve bir dizi daha küçük kent ve kasabayı yaşanmaz hale getirdi.

Resmi ağızlar hayret içinde, “bütün yıl boyunca yağacak yağmur üç günde yağdı” diyor. Ne demek istiyorlar? Bu iş doğada görülen olağandışı bir olayın sonucudur. İnsan ancak bu kadar korunabiliyor. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok.

Medya ne yapıyor? İngilizce bilenler açsın CNN International’ı, dinlesin. Trump’ın Houston’u ziyaretini canlı yayınla veriyor, eşi Melania’nın giydiği kılığın dedikodusunu yapıyor, kâh eyalet valisine, kâh belediye başkanına, kâh bölgenin bir Kongre (ABD’de parlamento karşılığı kurum) üyesine bağlanıp yapılan çalışmaların övgüsünü onlardan dinliyor. Yani doğa olağanüstü bir olay yarattı, devletimiz bizi koruyor.

Bir, doğa olağanüstü bir olay yarattı, çünkü kapitalist sistem en az 250 yıldır doğayı olağanüstü zorladı. Kapitalist sanayinin atıklarından fosil yakıtların enerji kaynağı olarak kullanımına, kapitalizmin kentleşme modelinden otomobil ve petrol şirketlerini zengin etmek üzere kurulan tüketim düzenine, sistemin bütün mantığı iklimde akıl almaz bir sarsıntı yaratıyor. Daha yeni, bir Rus gemisi kutup bölgesinde tarihte ilk kez buz kırıcı olmadan seferini yapabildi! Dünya hızla korkunç bir iklim çöküntüsüne doğru gidiyor. Yani doğa olağanüstü bir olay yaratmadı. Harvey kasırgasının doğrudan doğruya denizlerin ve atmosferin sıcaklığında elle tutulur bir artışın ürünü olduğu kolayca kanıtlanabilir bir şey. Kapitalist sistem, en geliştiği, en çok yüceltildiği ülkede, doğayı buraya getirdi. Bankacıların, sanayicilerin, burjuva ideologlarının pek sevdiği terimle söyleyelim: “yeni normal” bu!

İki, ABD devletinin “hain doğa”nın halka ettiği kötülüğe en müşfik, en etkin, en cömert biçimde tedbirlerle cevap verdiği havasının yaratılması muhtemelen koskoca bir yalan. CNN International’ın ve (belirli istisnalarla) Amerikan düzen basınının devamlı devlet yetkilileriyle konuşması, mikrofonu halka neredeyse hiç uzatmaması muhtemelen yardım ve kurtarma faaliyetlerinin çok kötü gitmesinden dolayı halkı yatıştırmak için. O yetmedi, “hür dünya”nın liderinin halkın hayatı söz konusu olduğunda nasıl kayıtsız ve cimri olduğunu gizlemek için. Bırakın palavrayı! Katrina kasırgası yaşanalı daha kaç yıl oldu? 2005 yılında ABD’nin Louisiana eyaletinin New Orleans kentinde en az 1.250 insanın hayatına mal olan bu kasırganın kenti harap etmesinin nedeni, kenti koruyan su setlerinin onyıllardır onarılmaması idi, bu kadar çok insanın ölmesinin nedeni ise ABD’nin doğal afetler için kurduğu sistemin tek kelimeyle dökülmesi! CNN International, Trump’ı Teksas eyaletinin valisine “ne harika iş çıkardın diyemeyeceğim, öyle ama şimdi söylemek yakışmaz” derken gösteriyor. BBC televizyonu 12 yıl önceye geri gidiyor, o zamanın Trump’ı olan George W. Bush’u yetkililere dönüp, “ne harika iş çıkardın” derken gösteriyor! Arkası çorap söküğü gibi gelmişti o zaman. Bush yönetiminin ve Amerikan arama kurtarma sisteminin nasıl döküldüğü, şimdi dillere destan! Trump ile CNN sekiz aydır neredeyse karşılıklı bıçak çekecekler. Trump basında en çok CNN’e çatıyor. CNN Trump’ın “cahilliği” söz konusu olduğunda etmediğini bırakmıyor. Ama kapitalist düzenin çıkarları gündeme gelince nasıl suç ortaklığı yapıyorlar!

Üç, bu tür afetlerde olan yine işçiye emekçiye yoksula oluyor. Şimdi tabii gösterilmiyor, hakkında konuşulmuyor. Ama durumu bir bakışta anlamak mümkün. Siz eğer halka dönüp, Houston belediye başkanının yaptığı gibi, “kenti zorunlu olarak terk etme” emri verir ama bunun ne ulaşım bakımından ne de iaşe ibate bakımından koşullarını hazırlamazsanız ne olur? Zengin Kadillak’ına atlar, ikinci evine ya da başka bir kentte lüks bir otele koşar, yoksul aileler mecburen evlerinde oturur. Benzin parası mı var, çocuklarına ve yaşlı, hasta, sakat insanına nasıl bakacak? New Orleans’ta Bush’un askerlerinin koşullara isyan eden siyahilere ve yoksullara ateş ettiğini, halkın yaşadığı felakete merhem olamayan “kudretli” ABD devletinin kendi halkına aynen Irak halkına yaptığı gibi düşman muamelesi uyguladığını CNN International unutmuş olabilir, biz proleter sosyalistleri unutmadık! 

Dört, emperyalizm bu olayda bile kendini bütün çirkinliğiyle gösteriyor. Harvey kasırgasında seller kaç kişiyi öldürdü? Şimdilik verilen en yüksek sayı 42. Bu sayı mutlaka artacaktır. Daha devlet de birilerini mutlaka vuracaktır. Ama sonuç olarak ilk günlerdeki kayıp sayısı bu. Peki, şimdi soralım: Aynı günlerde Hindistan, Bangladeş ve Nepal’deki sel felaketlerini duyan var mı? Kaç can yitirildi dersiniz bu afette? Yukarıdaki resme bir kez daha bakın. Hayır, hayır, Budistlerin sel suları altında kalmış bu anıtı Houston’da değil! Bilmiyorsunuz elbette, suç sizde değil, ne uluslararası basın veriyor, ne Türkiye basını. 1.200! 42 ve 1.200. Günlerdir 42 kayıp yaratan bir afetle yatıp kalkıyoruz, ama 1.200 kayıptan kimse söz etmiyor. Şu yandaş basın “üst akıl” sahibi Amerika’daki afetle yatıp kalkıyor. Acaba Houston’da kaç Müslüman yaşar? Ama dünyanın ikinci en kalabalık ülkesi Hindistan’ın 1,3 milyarlık nüfusunun % 15’i Müslüman. Hesabı yapın. 200 milyona yakın çıkar. Komşusu Bangladeş’in nüfusu 160 milyondan fazla. Çok büyük çoğunluğu Müslüman. Ama yandaş basının gördüğü yeşil İslam’ın yeşili değil, doların yeşili!

1999’da Türkiye 17 Ağustos depremini yaşadığında uluslararası destek ve yardım örgütleri arasında bir tanesi nasıl yüceltildi, bilemezsiniz. Örgütün kısa adı FEMA. Açılımı Federal Emergency Management Agency. Yani Federal Acil Durum Yönetimi Kurumu. Tahmin edebileceğiniz gibi, her şeyde olduğu gibi, bu olayda da yüceltilen bir ABD kurumu. Onlar bilirler, değil mi efendim? “Adamlar ne güzel sistem kurmuşlar”, değil mi efendim? Bizimkiler FEMA’yı yere göğe koyamadılar. Sadece altı yıl sonra Katrina kasırgası oldu, FEMA öylesine çuvalladı ki neredeyse lağvedilip yeniden kuruldu!

Kapitalist düzeni yıkmadan dünyanın işçisi emekçisi yoksulu felaketlerden korunamayacak. En zengin ülkenin en zengin eyaletinde de yaşasan işçiysen, yoksulsan, ezilen halktansan yandın.

Bazı okurların “doğa olayları bütün tarih boyunca insan soyuna zarar vermiştir, abartmayın” dediğini duymak neredeyse mümkün. Siz hiç Florida Körfezi’nin hemen açığında bir ada olan Küba’da doğal afetlerin böyle büyük zarar yarattığını duydunuz mu?