İşte enternasyonalizm!

Yukarıdaki afişlere bir daha, bir daha bakın. 11 bin kilometre uzaktaki Brezilya halkı, tarihte hiçbir ilişkisi olmamış olan Türkiye’ye selam yolluyor. İstanbul 1200 km uzaklıktaki, asırlar boyu Osmanlı eyaleti kalmış, hıdivlerin, Mehmet Ali Paşa’nın, baltacıların Mısır’ının sesini duymuyor! Uyanmanın zamanı! Türkiye solu enternasyonalizmde tam anlamıyla sınıfta kaldı!

Adına ister Gezi deyin, ister Taksim. Türkiye’de 20 gündür neredeyse bütün ülke çapında bir halk isyanı yaşanıyor. Taksim de bunun simgesi. Hem Türkiye’de (“Her yer Taksim, her yer direniş!”) hem de dünya çapında.

Son zamanlarda bizden önce başka yerlerde de oldu böyle şeyler. Bunların en görkemlisi, 2011’de Mısır’da yaşanan ve işçi sınıfının grevleri ve örgütlenmesi ve halkın toplu ayaklanması sonucunda 30 yıllık diktatör Mübarek’i deviren devrimdi. 2008 ile günümüz arasında başka isyan ve devrimler de oldu: Yunanistan, Tunus, İspanya en göze çarpanlardı. Ama hiçbiri Mısır devrimi kadar görkemli değildi. Hiçbirinin de Mısır devriminin Tahrir meydanı kadar göz kamaştırıcı bir simgesi olmadı.

Devrimci İşçi Partisi, tarihin dinamiklerini kavradığı için Türkiye’nin de er geç bu dalganın parçası olma potansiyelini taşıdığını vurguladı. Tahrir meydanının muazzam güçlü imgesi dolayısıyla da bunu “Taksim Tahrir olacak!” sloganı ile ifade etti.

Taksim Tahrir oldu! Türkiye’de henüz bir devrim yaşanmıyor, yaşanan sadece bir isyan. Ama halk kitlelerinin düzene meydan okuması anlamında, bu düzenin dışında bir dünya özlemi anlamında Taksim aynen Tahrir gibi bir alternatif dünyayı temsil etti. Savaşıyla, komünüyle.

Ama bunu Devrimci İşçi Partisi’nden başka kimse vurgulamadı. Sanki Taksim gökten düşmüştü! Kimi için tarihte geri gidilince Taksim’den önce sanki ilk tarih 1923 idi! Türkiye bir vakumda yaşıyordu! Haydi diyelim kitleler Tahrir’den ya da Arap devriminden hiç etkilenmemişlerdi. Olacak şey değil ya, öyle kabul edelim. Bir dostluk eli de uzatılamaz mıydı Tahrir’e, Mısır’ın devrimci halkına? O Mısır halkı ki, bırakın 2011’i, 2012 sonu-2013 başı dönemde, aynen Taksim ve Türkiye gibi seçilmiş bir “ılımlı İslamcı” yönetime karşı ayağa kalkmış, “halk rejimin devrilmesini istiyor!” sloganlarıyla Tahrir’e doluşmuştu. Aylarca.

“Taksim Tahrir oldu” dedik. Oldu da, bunu bizim sol göremedi. Ama dünyanın öteki ucunda Brezilya’daki kitle hareketi gördü. Orada tetikleyici faktör kentin yağmalanması değil, halkın soyulması oldu. Otobüs biletlerinde on kuruşluk bir artış, Brezilya’da bir isyan başlattı, belki de bir devrim, henüz bilmiyoruz! Brezilya halkı hemen Türkiye halkına selam yolladı: “Aşk bitti, şimdi burası Türkiye’ye dönüyor!”

Yukarıdaki afişlere bir daha, bir daha bakın. 11 bin kilometre uzaktaki Brezilya halkı, tarihte hiçbir ilişkisi olmamış olan Türkiye’ye selam yolluyor. İstanbul 1200 km uzaklıktaki, asırlar boyu Osmanlı eyaleti kalmış, hıdivlerin, Mehmet Ali Paşa’nın, baltacıların Mısır’ının sesini duymuyor!

Uyanmanın zamanı! Türkiye solu enternasyonalizmde tam anlamıyla sınıfta kaldı!