Hepimiz Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz, Baykal dedemiz bile!

Yukarıdaki resme iyi bakın. 7 Haziran seçimlerinden sonra dut yemiş bülbüle dönen, halkın önüne çıkmaktan kaçınan, Davutoğlu ile buluştuğunda suratından düşen bin parça olan Tayyip Erdoğan ilk kez gülmüş. Baykal Tayyip Erdoğan’a başka hiçbir iyilik yapmamış olsa bu bile onu yerden yere vurmamıza neden olabilirdi. Ama mesele bununla sınırlı olsa!

Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar serüveni,  Gezi ile başlayan halk isyanında bir deprem yaşadı. Hazret elindeki silah gücüyle, halkı polise bilinçli biçimde kırdırarak isyanı üç ay sonunda, Eylül ayında durdurdu. Ama kısa bir süre sonra bir ikinci deprem başladı: 17-25 Aralık soruşturmaları ve ardından ortaya çıkan “sıfırlama” ve benzeri tapeler, Erdoğan’ı bu sefer tam anlamıyla uçurumun kenarına getirdi.

İşte tam o anda, Erdoğan’ın düşmesi ihtimali son derecede yüksekken iki unsur harekete geçti. Böyle bir tepetaklak gidişin hem derin bir ekonomik kriz yaratabileceğini, hem de kitleleri bu sefer daha da coşkulu ve cüretkâr tarzda sokağa çıkararak düzeni tehdit edebileceğini gören Mustafa Koç. Bir de Ergenekon ve Balyoz davaları dolayısıyla yıllardır yattıkları hapisten kurtulabileceklerini, davaların düşebileceğini ve dosyaların kapanabileceğini, daha da önemlisi derin devleti ellerinden alan cemaate karşı savaşında Tayyip Erdoğan’a destek olurlarsa derin devletteki eski konumlarını geri kazanabileceklerini uman “Ergenekon” diye anılan eski kontrgerilla tayfası. Biz de bunun üzerine yıllar boyunca “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganıyla güya Tayyip Erdoğan’ın baş hasmı pozuna giren bu ekip için yeni dönemde “Hepimiz Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz!” sloganının daha uygun olacağına işaret ettik! Kısacası, Erdoğan’ı 17-25 Aralık’ı izleyen krizde düşmekten kurtaranlar esas olarak Koç ve “Ergenekon” adıyla anılan eski kontrgerilla çizgisidir.

30 Mart ve cumhurbaşkanı seçimi, Kaçak Saray ve başkanlık sistemi tartışmaları, Erdoğan-Ergenekon ittifakının gözlerden uzak kalmasına yol açtı. Oysa ittifak gayet güzel devam ediyordu. Mesela Ergenekon’un siyasi odağı olmaya soyunan Vatan Partisi (eski İşçi Partisi) Erdoğan’a her türlü eleştiriyi yapıyordu, ama yolsuzluklara hiç dokunmuyordu. Buna karşılık sabah akşam FETÖ (Fethullah Gülen Terör Örgütü!) hakkında atıp tutuyor, Erdoğan’ın kendini korumak için yarattığı devlet krizini hayırhah bir tutumla onaylıyordu.

Gerçek gazetesi Erdoğan cumhurbaşkanı seçimini kazanır kazanmaz artık Koç’un saf değiştireceğini, Erdoğan için düşüşün asıl bu aşamadan itibaren başlamakta olduğunu belirtti. Nitekim Doğan medyası 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin Aşil topuğu olan HDP konusunda inanılmaz derecede olumlu bir tavır takındı. Şimdi Erdoğan müthiş bir yenilgi karşısında kendine çıkış yolu arıyor.

İşte Deniz Baykal’ın yardıma çağırılması bu aşamaya denk gelmiştir. Yaşı dolayısıyla değil, kendi partisine bile verdiği çok uzun zarar dolayısıyla çoktan emekliye ayrılmış olması gereken bu politikacı eskisi, Erdoğan 7 Haziran’dan sonra yara bere içindeyken, muhalefet tarafından katiyen muhatap kabul edilmemesi gerekirken, siyasi anlamda bütünüyle yalıtılması gerekirken, onu yeniden politikanın merkezine davet etmiş oldu! Erdoğan’a bu aşamada el uzatacak başka biri bulunur muydu, bilinmez!

Bu görüşme Ergenekoncuların ve ulusalcıların nezdinde mümtaz bir yeri olan Baykal’ın da aynen onlar gibi “Erdoğan’ın askeri” rolünü oynayabileceğini gösteriyor. Baykal uzun yıllar boyunca halkın kendisini başbakan yapmayacağını anladığı için yüzünü askere çevirmiş bir politikacı eskisidir. 28 Şubat’ı yargılama tehdidi savuran Erdoğan, Baykal’ın bu askeri müdahaleyi “son derecede demokratik bir hareket”olarak nitelediğini bilmez mi? Baykal o andan itibaren CHP’nin liderliğinden devrilene kadar hep bir askeri rejime oynamıştır. Başbakanlığı askerden beklemiştir. İnsanın fantezi yapıp acaba Baykal’a hayatı boyunca elde edemediği başbakanlık ödülünü Erdoğan verir mi diye soracağı geliyor. Daha gerçekçi olanı elbette meclis başkanlığı için destek olacaktır.

Tayyip Erdoğan’a şu ya da bu nedenden karşı olan Kemalistlere, laiklik yanlılarına, cumhuriyetçilere de bir uyarı: yıllarca kurtuluşu askerden, Baykal CHP’sinden, ulusalcılardan beklediniz. Bakın Ergenekonculardan sonra Baykal da halkın sillesini yemiş bir Erdoğan’a koltuk değneği oluyor. Tarihi bir yanılgı içindesiniz. Türkiye’de ilericilik artık burjuva partilerinden değil, işçi sınıfı politikasından, sosyalizmden gelecektir.