Hain!

Yunan Başbakanı Aleksis Çipras’ın fotoğrafı, bu sitede sadece yıldızı ilk yükseldiği dönemde, o da övmek için değil, nasıl düzenin adamı olduğunu anlatan yazılarla birlikte yayınlanmıştı. Ne 25 Ocak 2015 seçimlerinde Yunan halkı eski düzen partilerini devirdiğinde, ne de 5 Temmuz referandumunda aynı halk “Oxi-Hayır” diyerek AB emperyalizmine ve emperyalizmin baş temsilcilerinden İMF’ye okkalı bir şamar attığında bu sitede Çipras’ın fotoğrafı yayınlanmadı. Gerçek gazetesi olarak biz zaferin Yunan işçi sınıfına ve yoksul halkına ait olduğu kanısındaydık çünkü. Ama bu halkın geçici olarak da olsa önderliği konumuna yükselmiş olan Çipras’ın hiçbir biçimde bu zaferlerin gerektirdiği siyasi adımları atamayacağını biliyorduk. Onun için aynen Yunanistan’daki kardeş partimiz EEK gibi, bir yandan halkın zaferini kutluyor, bir yandan da onu ve başta Türkiye işçi sınıfı olmak üzere dünya halklarını Çipras’a karşı uyarıyorduk.

Bugün Çipras’ın fotoğrafını sitemizin en tepesinde yayınlıyoruz. Çünkü bütün dünya ile birlikte Türkiye işçi sınıfının ve emekçilerinin de, sınıfına ve halkına en hassas anda ihanet eden bu haini iyi tanımasını istiyoruz. Çipras ve yeni Maliye Bakanı Çakalatos (bu isim Çipras’a daha çok yakışırdı!) Yunan işçi sınıfının daha geçen Pazar yüzde 62 oyla reddettiği kemer sıkma temelinde bir programı Troyka’ya bir teslimiyet belgesi olarak sunmuş bulunuyor!

Bu teslimiyet, neler içeriyor neler! Vergi artışları, adalara tanınan vergi muafiyetinin ortadan kaldırılması, emekli yaşının mezara göre ayarlanması ve en önemlisi: özelleştirme! Syriza hükümeti, iktidara gelirken söylediği her şeyi ayaklar altına alarak çiğniyor. Pire ve Selanik limanları ile telekomünikasyon sektöründe özelleştirme projeleri durdurulalı ancak beş ay oluyor. Şimdi hükümet bu özelleştirme projelerini yeniden canlandırma vaadinde bulunuyor.

Çipras’ın Yunan halkına ihanet ettiği iddiası bir yorum değil, bir olgu. Çünkü Syriza hükümetinin Troyka’ya sunduğu pakette, geçtiğimiz Pazar günkü referandumda oylanan ve reddedilen Troyka ültimatomunda yer alan nice önlem var. Halk Troyka’yı reddediyor, Çipras Troyka karşısında boynunu eğiyor. Hem de üç gün arayla. Buna ihanet değil de ne denir? Tabii Çipras da bunun farkında. Bu yüzden paketi Yunan parlamentosu önünde savunurken Yunan halkını “satmadığını” vurgulama ihtiyacı hissediyor! (BBC)

Bu paket, elbette Avrupa Birliği’nin çeşitli temsilcilerinin hemen desteğini aldı. Fransız emperyalizminin sözcüsü François Hollande ile İtalyan emperyalizminin başı Matteo Renzi derhal “ciddi paket” diye övdüler paketi. Yarın (Pazar günü) yapılacak zirvede elbette Yunanistan’dan yeni tavizler istenecek. Ama Çipras emperyalist hükümetlerin onayını almış bulunuyor!

Çipras’ın ihaneti artık sembollerde de cisimleşiyor. Yunan halkını çıldırtan sahnelerden biri, Alman başbakanı Angela Merkel’in 2010’da Yunan başbakanı Yorgo Papandreu’yu parmağını sallayarak azarlamasıydı. Bu hafta içinde Çipras Avrupa Parlamentosu’nda (AP) konuşma yaptıktan sonra eski Belçika başbakanı olan, şimdi ise bu parlamentoda liberal grubun başkanı olmaktan başka önemi olmayan Guy Verhofstadt gayet saldırgan bir üslupla bir konuşma yaparak, “kızgınım” gibi uluslar arasındaki ilişkilerde kolay kabul edilemeyecek ifadeler kullanarak Çipras’ı azarladı. Hazret “yağmura şükür” ederek yerinde oturdu.

Türkiye solunda Syriza ve Çipras’a övgüler düzerek halkı aldatmış olanların bir özeleştiri borcu var. Bunu yapmazlar, hele hele eski tavırlarını devam ettirirlerse halkı göz göre göre aldatmaktan umdukları bir şey, bir nevi art niyet olduğunu varsaymak zorunda kalacağız!

Syriza hükümeti 25 Ocak seçimlerinden sadece bir ay sonra Troyka karşısında ilk kez yelkenleri suya indirdiğinde bu sitede bir yazı bunu “ekonomik Varkiza” olarak nitelemişti (http://gercekgazetesi.net/uluslararasi/syrizanin-ekonomik-varkizasi) Varkiza Anlaşması, 1941-44 arasında İtalyan ve Alman faşistleriyle çarpışarak ülkenin yüzde 90’ına hâkim olan ELAS partizanlarının, 1945’te Stalinizmin ihanetine uğrayınca Britanya emperyalizmiyle imzaladıkları, silahsızlanmalarının yolunu açan anlaşmadır. Erken davranmışız! Esas Varkiza şimdi yaşanıyor. Elbette 25 Ocak büyük bir seçim zaferi idi. Ama Syriza oyların sadece yüzde 36’sını almıştı. Bu kez referandumda halkın yüzde 62’si “Oxi” (Ohi) dedi.

Bu “Oxi” Yunan tarihindeki ikinci “Hayır” cevabı. İlki 1941’de idi. Mussolini liderliğindeki İtalyan faşizmi Yunanistan’a neredeyse sömürgeci bir ültimatom verdiğinde ülke buna bir “Oxi” ile cevap vermiş, bunun üzerine İtalyan faşizmi ordularını Yunanistan’a sürmüştü. Bu ilk “Oxi”nin verildiği gün olan 28 Ekim Yunanistan’da hâlâ her yıl anmalara konu olur. 5 Temmuz Yunanistan tarihinin emperyalizme verilen ikinci “Oxi” cevabıdır.

Durum çarpıcı. İlk “Oxi” 1940’ta, Varkiza 1945’te. Aralarında beş yıla yakın bir süre var. İkinci “Oxi” 5 Temmuz 2015’te, ikinci Varkiza ise 12 Temmuz 2015’te bağlanıyor. Bir hafta! İhanetin bu kadarı olur mu?