Grev yasağı geçti sıradaki hedef kıdem tazminatı

AKP hükümeti sınıf saldırısını giderek yoğunlaştırıyor. TBMM’de jet hızıyla komisyondan geçirilerek mecliste onaylanan havacılık sektöründe grev yasağı ve grev yapan işçilerin işten atılması bu saldırının en önemli ayaklarından biridir. Hükümet gerek yasanın gerekçesinde gerekse açıklamalarında bu saldırının içeriğini gizlemeye gerek bile duymuyor.

THY şirketinin çıkarlarını ve kârlarını korumak, işçilerin yüksek nitelikli olmasından grev kırıcılığın zor olduğu sektörde doğrudan grev hakkını ortadan kaldırmak için bu yasaklamayı yaptılar. Üstelik de tam toplu sözleşme sürecinin ortasında.

Böylece AKP’nin “milli irade” demagojisi bir kez daha açığa çıkmış ve AKP’ye tek yön veren iradenin sermayenin iradesi olduğu görülmüş oldu. Aynı sermayenin iradesi işçi sınıfının en önemli kazanımı olan kıdem tazminatına da göz dikmiş durumda.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye Bankalar Birliği’nin genel kurulunda yaptığı konuşmada patronlara müjdeyi verdi: “Kıdem tazminatını kaldıracağız!”

İşçilerin iş güvencesi namına kalmış tek dayanağı olan kıdem tazminatlarının toplu ödenen bir meblağ olmaktan çıkarak bireysel emeklilik fonuna dönüşeceğini söyleyen Babacan, böylece patronları önemli bir yükten kurtaracak. İşten attığı işçiye kıdem tazminatı ödemek zorunda kalmayacak olan patron rahatlıkla işçi çıkartabilecek işsiz kalan işçi ise çok daha düşük oranlarda kendi hesabında birikmiş parayla başının çaresine bakacak.

Bugün grev yasağı, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma ve kıdem tazminatının kaldırılması gibi sınıfsal saldırılarla amaçlanan henüz daha dünya ekonomik krizinin etkileri yoğunlaşmadan faturayı işçilere kesmektir. İşçi sınıfı krizin faturasını ödememek için başta THY işçileri olmak üzere mücadele eden işçilerin etrafında kenetlenmeli ve kazanılmış haklarına sahip çıkmalıdır