Elçi bilmek istiyormuş, asıl halk bilmek istiyor!

“Terörle mücadelede Türkiye’ye ABD’den daha fazla destek veren başka bir ülke varsa, bu ülkeyi bilmek isterim. Diplomatik işbirliği yapıyoruz, hukuki yaptırımlarda işbirliğimiz var. En önemli işbirliğimiz istihbarattır.” ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone böyle meydan okumuş. Çok somut: “Söyleyin, isim verin” diyor. Biz de şöyle diyoruz: Hükümet Ricciardone’ye cevap versin.

Ricciardone’nin konuşması, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in bin Ladin’in öldürülmesi vesilesiyle verdiği bir demeçte Türkiye’nin PKK ile mücadeleyi tek başına yaptığını ileri sürmesine bir cevap niteliği taşıyor. Büyükelçi, istihbarat alanında ABD’nin sahip olduğu “aşırı derecede değerli ve bir o kadar da pahalı özel yetenekler”in ancak sınırlı ölçüde kullanılabilmekte olduğunu, bunların bazen Afganistan’da ABD güçlerinin yerine Türk askerinin hizmetine sunulduğunu ileri sürüyor. Bu yüksek değerli istihbaratın da yıllık değerinin 400 milyon dolara yaklaştığını ifade ediyor.

Neden Ricciardone’ye cevap vermeli hükümet? Çünkü Cemil Çiçek Türkiye’nin en yetkili temsilcilerinden biridir. Ricciardone ise ABD’nin bu topraklardaki en yetkili insanıdır. Beyanlar devletlerindir kısacası. Çiçek ne demeye “tek başına” demiştir? Ricciardone doğru söylüyorsa, bu ciddi bir destek değil midir? O zaman Çiçek bu kadar kısa süre içinde yanlış olduğu kanıtlanabilecek bir iddiayı Türkiye halkının gözleri içine bakarak nasıl yapmaktadır?

Bize öyle geliyor ki, Cemil Çiçek’in yaptığı Türkiye hakim sınıflarının bütün temsilcilerinin yıllardır yaptığı şey. Türk halkında Kürtlere karşı düşmanlık kışkırtmak isteyen herkes, ABD’nin PKK’ye destek verdiğini uydurup duruyor. Yıllardır herkes şöyle konuşuyor: ABD PKK’ye destek veriyor. Kürtler emperyalizmin ajanı, Türkiye emperyalizmin büyük bir oyunu ile karşı karşıya, ABD Türkiye’yi bölmeye çalışıyor.

Şimdi Ricciardone diyor ki, hayır ABD Kürt sorununda Türkiye’yi PKK’ye karşı en çok desteklemiş ülke.

Biz de soruyoruz: Ricciardone haklı mı? Haklıysa, Türkiye devletinin önde gelen bir yetkilisi böyle konuşamaz. Orada burada kimi yazarlar ya da politikacılar halk ABD’den nefret ettiği için Kürtlere karşı bir mevzi kazanma aşkıyla ABD Kürtlere yardım ediyor diyebilir. Yalanla mücadele etmek isteyenler de mücadele ederler. Ama devletin en yetkili görevlilerinden biri böyle uluorta gerçeğe aykırı konuşamaz.

Cemil Çiçek susuyor. Erdoğan büyükelçi konuştuktan sonra bile hâlâ Çiçek’in söylemine sahip çıkıyor. ABD mi yalan söylüyor, Türkiye hükümeti mi? İkisi birden doğruyu söylüyor olamaz çünkü!