Ekonomik İkinci Cumhuriyet!

Her şey, Türkiye’nin ABD ve Britanya ile el ele, Irak Kürdistanı’nı yarı-sömürge haline getirmeye yöneldiğini gösteriyor.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ilk kez başkent Bağdat’tan bağımsız olarak, kendi adına Türkiye’ye petrol ihraç etti. Böylece, yıllardır Erbil (Hewlêr) ile Bağdat arasında yaşanan ve son dönemde askeri gerilime dahi yol açan çekişmede bir ileri adım daha atılmış oldu. Pratik olarak KBY adına ihracata başlanması yeni olmakla birlikte, Barzani yönetimi daha önce de Chevron ve ExxonMobil gibi dev ABD petrol şirketleriyle kendi adına anlaşmalar yaparak bu yönde ilk adımları atmış, Bağdat hükümetinin tepkisini çekmişti. Bu iki şirketin yatırımlarının şimdiden 10 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor (The Economist, 22 Aralık 2012). Bu kadar büyük miktarda yatırım söz konusu olunca, elbette ABD devleti şirketlere güvence vermiş olmalıdır.

İhracat henüz günde 150 bin varil düzeyinde. Bu miktarın uzun vadede günde 2 milyon varile çıkacağı konuşuluyor. Gidişat Irak Kürdistanı’nın ekonomik alanda giderek Irak’tan kopması ve Türkiye’yle bütünleşmesi anlamına geliyor. Zaten bölgedeki en faal petrol şirketi Genel Energy. Evet, “Genel” ama “Energy”! Çünkü şirket bir Türk-İngiliz ortak prodüksiyonu. Şirket, İngiliz ortakla birleşmeden önce Çukurova Holding ile Sepil ailesinin ortaklığı imiş. Şimdi Mehmet Sepil yönetim kurulunda başkan, Gülsün Nazlı Karamehmet Williams ise üye olarak bulunuyor.

Her şey, Türkiye’nin ABD ve Britanya ile el ele, Irak Kürdistanı’nı yarı-sömürge haline getirmeye yöneldiğini gösteriyor. Bu durumda BirGün gazetesinin bunu “Kürtlerden Maliki’ye petrol golü” diye sunması acemi spor yazarlığı olmuş. Barzani “asist” yapmış olabilir, Irak’a golü atan Türkiye!