Davutoğlu Tayyip Erdoğan’ı ihbar etti!

Ahmet Davutoğlu başbakanlık koltuğuna oturduğunda cumhurbaşkanının başyaveri konumuna talip olduğunu bilmiyor idiyse, vah yazık ona, profesör olana kadar boş yere dirsek çürütmüş. Başbakan olalı daha dört ay dolmadı, beyefendi kaç defadır aşağılanıp duruyor!

·         Aralık ayı sonunda “yolsuzluk yapan babamızın oğlu da olsa kolunu koparırız” dedi. Erdoğan cevaben “höt!” dedi, komisyon toplantısı ertelendi. Komisyon tekrar toplandığında bütün AKP’li üyeler muma dönmüştü! Sonra genel kurulda (firelere rağmen) eski bakanların Yüce Divan’a gitmesi engellendi. Ama zaten oylama günü Londra’ya firar etmiş olan Davutoğlu’nun firelerle bir ilişkisi yoktu. Davutoğlu kimsenin kolunu kesemedi, Erdoğan Davutoğlu’nun dilini kesti!

·         Tayyip Erdoğan’ın Davutoğlu’nun yerine başyaver olarak atama tehdidiyle öne çıkarttığı eski bakan Binali Yıldırım Aralık sonunda “5 Ocak’ta bakanlar kuruluna cumhurbaşkanı başkanlık edecek” dedi. Davutoğlu Yıldırım’a cevap veriyorum derken “öyle bir toplantı yok” dedi. Erdoğan birkaç gün sonra 19 Ocak’ta bakanlar kurulunu toplayacağını söyledi. Topladı da. Hani “öyle bir toplantı yok”tu!

·         Davutoğlu, son gonlerde iki tane önemli “reform” yapacaklarını açıkladı. Biri imar reformu olarak adlandırılıyor. Hani şu büyük vurgun alanına anlaşılan biraz makyaj yapılacak. Öteki ise mal bildiriminin kurallarını sıkılaştıracakmış. Tayyip Erdoğan hemen müdahale etti. Seçim yaklaşıyordu, böyle tehlikeli işler yapılmamalıydı. Ayrıca mal bildirimi çok çetrefilli bir işti. Şimdi bekleyip göreceğiz, Davutoğlu Erdoğan’ın onaylamadığı reformları meclise getirebiliyor mu?

Ahmet Davutoğlu, AKP dışındaki bütün aktörlere “çirkin” kelimesinden başka hiçbir şeyin tarif edemeyeceği bir üslupla saldırıyor. Ama Tayyip Erdoğan karşısında süt dökmüş kedi! “Öyle bir toplantı yok”tan nerelere geldi şimdi. Kaç Ak-Saray’da toplanan bakanlar kurulu ilan edilen saatten 80 dakika daha geç başlıyor. Neden? Erdoğan ile Davutoğlu “görüşüyorlar”! Bakanlar beklemiş, ne beis! Türkiye’nin işleri bu kişilerin yönettiği bakanlıklar tarafından yapılıyormuş, zamanları çok değerliymiş, ne beis! Erdoğan kim bilir Davutoğlu’na neler söyledi.

12 Eylül anayasasının mimarlarının, kendini anayasayla birlikte bir plebisitte oylatarak yedi yıl boyunca cumhurbaşkanı yaptıran cunta başı Kenan Evren için öngördüğü bütün yetkileri Erdoğan elbette formel olarak kullanabilir. Ama yerleştirmek için 2011’den beri yanıp tutuştuğu “başkanlık sistemi”ni fiilen uygulamaya başlarsa bu suç olur. Anayasa ve yasaların vermediği yetkileri kullanmış, yetki gaspı yapmış olur.

19 Ocak’ta yapılan bakanlar kurulu toplantısının aslında bu yolda atılmış bir adım olduğunu şimdi bütün Türkiye biliyor. Hayır, hepsi yandaş Sabah, Akşam, Yeni Şafak ve Star gazeteleri toplantının “Başkanlık sistemine ilk adım” olduğunu manşetten yazdıkları için değil. Bu ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı sorumsuz olduğuna göre yürütmenin sorumlusu olan Ahmet Davutoğlu kaçtığı Londra’da bu konuda konuştu: Toplantının “cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki görev dağılımında yumuşak bir geçiş” olduğunu söyledi. Evet, tam tamına böyle dedi!

Ülkenin başbakanının söylediği bu sözler bir büyük tartışmaya yol açmadıysa bu, Türkiye’de artık her şeyin yüzsüzlüğe vurulmasının sıradan hale gelmesindendir. Yoksa Davutoğlu’nun ne dediği açıktır: Erdoğan anayasayı ve yasaları değiştirmeden başbakanın bazı yetkilerine pratikte el koyuyor! Bu yetki gaspıdır, Erdoğan’ı yasa dışına düşürür! Bunu söyleyen Davutoğlu’dur. Başbakan ve AKP Genel Başkanı!

Sadece Davutoğlu mu? Onun hükümetinin sözcüsü konumundaki Bülent Arınç da toplantıdan sonra basının ısrarlı soruları karşısında rejimin hâlâ “şu ya da bu şekilde” parlamenter sistem olduğunu söylüyor. Ülkenin anayasası parlamenter sistem öngörüyor, ama Erdoğan pratikte “başkanlık sistemi” kuruyor. Hükümetin sözcüsü de “şu ya da bu şekilde” parlamenter sistemdeyiz diyor. “Şu ya da bu şekilde” delik deşik demektir.

Tayyip Erdoğan 17-25 Aralık’tan sonra soluğu cumhurbaşkanı koltuğunda aldı, çünkü cumhurbaşkanı sorumsuzlukla korunmuş bir mevki. Yine de cumhurbaşkanı bir tek nedenden dolayı yargılanabiliyor: vatana ihanet. Bu suçun tarih boyunca birçok değişik tanımı olmuş. Pakistan’ın eski cumhurbaşkanı Pervez Müşerref 2014 içinde ülkesinde Yüksek Mahkeme tarafından vatana ihanet ile suçlandı. Casusluk mu yapmıştı? Ordunun sırlarını Çin’e mi devretmişti? Ülkesinin başına Britanya kraliçesini getirmek için mi çalışmıştı? Memleketi Hindistan’a mı satmıştı? Hayır, bazı yargıçları görevden aldığı için ve 2007’de yetkilerini aşarak Olağanüstü Hal ilan ettiği için vatana ihanetle suçlanıyordu.

Bizden uyarması.