Cem Küçük Mavi Marmara gönüllülerine hakaret etti, AKP rezaleti örtme çabasına girişti

Aylardır türlü rezaletle tescillenmiş olmasına rağmen, Erdoğan’ın bir türlü halka itiraf edemediği “baklayı” Cem Küçük ağzından çıkartıverdi! 19 Nisan Çarşamba günü, 1antv’de yayınlanan 1 Haber 3 Yorum adlı programa katılan AKP’li yazar Cem Küçük, Ümit Zileli ve Cemil Barlas ile birlikte çıktığı program sırasında şu skandal sözleri sarf etti: “Ak Parti’nin bu radikal İslamcılarla da, yani Mavi Marmara’daki bu manyak tipler, kafadan İsrail düşmanı, kafadan Batı düşmanı, kafadan her şeye düşman bir tip var, yani hani kadın, hani garip garip tipler var böyle, bunlarla da bu yolların ayrılması lazım. Bana göre Türkiye’de şu saatten sonra Tayyip Bey bunu yapacaktır. Yorumum sadece bu. Şu Batı’yla, Amerika’yla yani ilişkileri, İngiltere’yle biraz daha, İngiltere’yle biraz daha iyi de, Amerika’yla yola sokup artık biraz daha bu işlere bakmamız lazım diye düşünüyorum.”

Cem Küçük’ün, Gazze ablukasını kırmak için İstanbul’dan yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da İsrail askerleri tarafından düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden on insana, yaralanan, gemide bulunan çok sayıda gönüllüye “manyak” diyerek hakaret ettiği ifadeleri kısa sürede büyük tepki uyandırdı. Küçük, belli ki sonradan ne büyük bir hata yaptığını anladı ve resmi Twitter hesabından bu rezaleti toparlamaya çalıştı ama nafile!

AKİT gazetesi skandalı “İçimizdeki Siyonist deşifre oldu!” başlığıyla duyurdu ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındakilerin Cem Küçük üzerinden yeni bir operasyon peşinde olduklarını yazdı. Sosyal medyada ve çeşitli haber sitelerinde Küçük’ün “kripto FETÖ’cü” olduğu yönünde yazılar yayınlandı. Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Abdülkerim Taş twitter hesabından Küçük’e “Hadsiz, amacın ne? Kime hizmet ediyorsun?” diyerek tepki gösterdi. Üstüne bir de, Erdoğan’ın 2012’de yazdığı "Herkes sırtını dönse de biz Filistin'e sırtımızı dönmeyeceğiz” mesajını paylaştı.

AKP’nin ve AKP’ye yakın medyanın panik içerisinde bu skandalı, Cem Küçük’ün içlerinde gizlenmiş bir FETÖ’cü olduğunu söyleyerek geçiştirme çabası boşuna. Elbette Küçük’ün Gülen cemaati ile ilişkisi olmadığını, darbeyle alakası olmadığını iddia etmiyoruz, kendisine kefil olmayız. Ancak rezalet Cem Küçük’ün hadsizliği ile sınırlı değil, üstelik programda söylediği sözler AKP’nin İsrail ile normalleşme politikasıyla gayet uyumlu.                                                                                    

Cem Küçük’ü darbeci günah keçisi ilan edip, işin içinden sıyrılmaya çalışanlara hatırlatırız: “Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten yardımı yaptık, yapıyoruz. Bunları da yaparken, gövde gösterisi olsun diye mi yapıyoruz? Edebi adabı içinde yaptık yapıyoruz." Bu sözler de 2016’da, dört yıl önce Filistin’e sırtımızı dönmeyeceğiz diyen Erdoğan’a ait.

2016’nın Aralık ayında ise, Mavi Marmara davasının sorumlularının yargılandığı davada Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşması doğrultusunda skandal bir karara imza atıldı; dava düşürüldü, katiller aklandı: http://gercekgazetesi.net/uluslararasi/mavi-marmara-davasi-bir-fiyaskonun-ardindan

Biz, Devrimci İşçi Partisi olarak İsrail’le normalleşme yoluna girilmeden önce de AKP’nin Filistin’i bir iç politika malzemesi olarak gördüğünü, Siyonizm’e karşı tutarlı bir duruş gösteremeyeceğini söylemiştik. Bugün İsrail ile normalleşme yolunda atılan tüm adımlar, gayri meşru işgalci oluşum ile imzalanan anlaşmanın her bir maddesi ve katlanarak artan ekonomik ilişkiler, o günlerde söylediklerimizi doğruluyor. Unutmayalım, dün Filistin’e sırtımızı dönmeyiz diyen bugün İsrail’in Filistinlilerden çaldığı gazı satın alıp, Avrupa’ya pazarlamaya hazırlanıyor: http://gercekgazetesi.net/haberler/turkiyenin-israil-ile-isbirligine-filistin-gazinin-calinmasina-hayir

Cem Küçük, Mavi Marmara gönüllülerine, İsrail saldırısında hayatını kaybedenlere manyak deme cesaretini, “giderken bana mı sordunuz” diyen Erdoğan’dan alıyor. Erdoğan bugün hala kendisine destek veren kitleyi yanında tutmak için istediği kadar meydanlara çıkıp hamasi nutuklar atsın; gözümüzün önündeki gerçekleri bu ülkenin işçilerinden, gençlerinden, emekçi halkından saklayamaz!