Çekin pençenizi Ahmet Türk’ten, Ertuğrul Kürkçü’den!

Newroz’u gaza ve kana boğdukları yetmedi. Kürt halkının ve Türkiye sosyalist hareketinin değerlerine de el kaldırdılar. Sosyal ve politik hareketlerin bazı değerleri vardır, dokunulmaz. Ahmet Türk Kürt halkı için böyle biridir. Ertuğrul Kürkçü ise sosyalistler için. Birine Batman Newroz kutlamaları sırasında atılan yumruk ve tokat, ötekinin Mersin Newroz kutlamalarında yerlerde sürüklenmesi veya darp edilmesi, Kürt halkına ve Türkiye’nin bütün soluna uygulanmış birer şiddet gösterisidir. Kabul etmeyiz, susmayız, faillerinin cezalandırılması için mücadele ederiz!

Ahmet Türk Kürt halkı için bir değerdir.  Sınıfsal kökeni ne olursa olsun, ezilen bir halkın özgürlük mücadelesinin temsilciliğini onurla yapmıştır. 70 yaşında yorulmak bilmez bir şevkle halkının önüne düşmüş mücadele etmektedir. Parti başkanlığı mahkeme kararıyla bir süre için elinden alınmış olabilir. Kürt halkı, o devrimci ruh durumu içinde, engellenen her insanın yerine yepyeni bir yetenek yetiştirmeyi biliyor. Selahattin Demirtaş, neredeyse yarı yaşında olduğu Ahmet Türk’ten bayrağı büyük başarıyla devralmış bulunuyor. Ama Ahmet Türk bu sefer de Kürt halkının geniş bir yelpazede temsil edildiği Demokratik Toplum Kongresi’nin eş başkanlığını azimle yürütüyor. Yine halkının teveccühüne mazhar olup yine milletvekili oluyor.

Ve bir polis memuru, Batman’da içinde bulunduğu otobüste yediği gaz dolayısıyla dışarıya fırlamak zorunda olan bu 70’lik aslana yumruk atmaya cüret ediyor! Devletten ve hükümetten Kürt halkına karşı taşan o kini o yumrukta cisimleştiriyor. Bu devlet, Ahmet Türk’e Samsun’da yönelen bir önceki saldırıda yumruk atan kişiye ceza bile uygulamamıştır. Onun heyecanıyla o şahıs milletvekili adayı bile olmuş, ama boyunun ölçüsünü almıştır. Siz “Ahmet Türk’e yumruk serbest!” dercesine herkesin gözünün önünde suçişleyen adamı cezasız bırakırsanız olacağı bugün olandır! Ama bu sefer bu işin peşi bırakılmayacaktır. O polis hapislerde cezasını çekecektir!

Ertuğrul Kürkçü, mecliste yemin ederken Kızıldere’de yitirdiği arkadaşlarını yakasında taşıyan bir adamdır. Türkiye sosyalist hareketinin en has mücadelelerinden süzülüp gelmiştir. On dört yıl hapislerde yatmıştır, yorulmamıştır. Uzun yıllar Türkiye sosyalist hareketini birleştirmeye çalışmış, dirençle karşılaşmış, yorulmamıştır. Canını dişine takarak örgütlenmek için uğraşırken sağlığı zorlanmıştır, yorulmamıştır. O yorulmaz savaşçıyı şimdi bu yöntemlerle durdurmak istiyorlar. Durduramazlar. Ertuğrul Kürkçü Kızıldere’de yılmamış, o kadar yıl hapiste yılmamış, şimdi mi yılacak, a be şaşkınlar?

Ahmet Türk ve Ertuğrul Kürkçü halkın desteğini alıp milletvekili seçilmiş. Kim halkın  temsilcilerine el kaldırma cüretini buluyormuş kendinde? Ama bizim için milletvekili olmaları değildir önemli olan. Onurlu mücadele tarihleridir. Onlar milletvekili olsa da olmasa da, Ahmet Türk’tür, Ertuğrul Kürkçü’dür! Onlara kalkan el bize kalkmıştır!