Berat Albayrak Zonguldak işçisine silah gösterdi

 

 

Zonguldak sert bir sınıf mücadelesine hazırlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın 3 Haziran’da mecliste yaptığı konuşmadan kısa bir süre sonra, madenlerin özelleştirilmesi yönünde iki gelişme ortaya çıktı. Önce Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir özelleştirme lehine bir demeç verdi. Genel Maden İşçileri Sendikası buna tepki verdi, Zonguldak’ın emekçi halkının ana geçim kaynağı olan madenlerin özelleştirilmesinin madenciliği bitirmek ve böylece Zonguldak’ı yıkıma uğratmak anlamına geleceğini belirterek Zonguldak’ın böyle tartışmalarla bölünmesine karşı çıktı. Ancak bu aşamada sendika yönetimi, özelleştirme söz konusu bile değil, Ticaret ve Sanayi Odası’nın başkanının şahsi fikri havasındaydı.

Kısa süre içinde ikinci darbe Ankara’dan geldi. Özelleştirme İdaresi, Türk Taş Kurumu’ndan (TTK) Karadon işletmesinin envanterinin çıkarılarak kendisine bildirilmesini istedi. Bu, ölüm fermanı demekti. Karadon TTK’nın en verimli işletmesidir, amiral gemisidir. Bu aşamadan sonra Zonguldak’ta hava ısındı. Sendikanın Karadon’da düzenlediği bir basın toplantısına işçiler de katıldı. Gazeteleri yanlı haber yapan bazı gazetecilere işçiler saldırıda bulundu. Polis işçileri silah çekerek durdurdu.

Ama esas önemli olay, Ankara’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda yaşandı. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) 23 Haziran günü bakanlığa resmi bir görüşme için davet edildi. Sendika görüşmeye başkanı Ahmet Demirci’yi ve başkan yardımcısı İsa Mutlu’yu yolladı. Bakanlık, sadece başkanın davet edildiğini söyledi. Ama sendika heyeti başkan yardımcısının da toplantıya katılmasında ısrar etti. Dakika bir gol bir! Siz bir kurumu görüşmeye davet ediyorsunuz. Sizin neyinize kurumu kimin temsil edeceği?

GMİS’in başkanını tek başına istedikleri bu toplantıya bakanlık şu kişileri de davet etmişti: Bakan yardımcısı, müsteşar, müsteşar yardımcısı, TTK genel müdürü, Zonguldak AKP milletvekilleri. Ama iki başka kişi daha vardı. Birincisi, daha birkaç gün önce özelleştirme lehinde açıklama yapmış olan Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir. Böylece sendika yönetimi Metin Demir’in özelleştirme lehindeki demecinin hiç de “şahsi” olmadığını, kentin patronlar sınıfının temsilcisinin hükümetle el ele çalışmakta olduğunu öğrenmiş oldu.

Bir başka görevli daha vardı: Zonguldak İl Emniyet Müdürü Osman Ak. Enerji Bakanlığı sendikacılarla özelleştirme konusundaki görüşmesine bir de polis şefi davet etmişti! Acaba işçinin temsilcisinden korktular da koruma mı istediler? Yoksa devletin “polis devleti” haline geldiği iyice tescil edilsin diye özelleştirme üzerine bir toplantıya bile polisin burnunu sokmasını mı istediler?

Bir bakıma mecazi anlamda alırsak her ikisi de. Çünkü basında yer alan haberlere bakıldığında görülüyor ki, emniyet müdürü sendikacıları tehdit etmiş: Gezi ya da Artvin benzeri olaylar yaşanmasını istemediğini söylemiş. Sendika yöneticileri daha sonra yayınladıkları bilgi notunda emniyet müdürünün toplantıda bulunmasının ve özelleştirmeyi savunur tarzda konuşmasının çok yanlış olduğunu ifade ediyorlar. Emniyet müdürü kimdir, özelleştirmeyi savunuyor? Emniyet müdürünün Zonguldak burjuvazisinin baş temsilcisiyle birlikte bakanlığın düzenlediği toplantıda özelleştirmeyi savunması, devletin ve hükümetin burjuvazinin elinde olduğunun açık kanıtı olmaktan başka ne anlama gelebilir?

Emniyet müdürü sendika yöneticilerine Gezi ve Artvin Cerattepe olaylarının yaşanmasını istemediğini söyleyerek sendikayı ve Zonguldak işçi sınıfını tehdit etmiştir. Onu bu toplantıya çağıran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bakan Berat Albayrak Zonguldak işçi sınıfına silah göstermiş olmaktadır. Karadon madencilerinin gazetecilere saldırması esnasında sıradan bir sivil polisin silah çekmesi bunun yanında hiçbir şey değildir!

Berat Albayrak, Çalışma Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte yılbaşında madencileri ziyaret etmiş, yeraltına girmiş, kazma sallamış, sofralarına misafir olmuştu. Aklı başında Karadon işçisi sormuştur: “Bayram değil seyran değil, üstelik yılbaşı denen şey size göre gâvur icadı, eniştem, pardon damadım neden bizi öptü?” Şimdi anlaşıldı. Halk arasında bir inanç vardır ya, yılan kurbanını önce uyuturmuş. Her kim Zonguldak işçisini uyuyacak bir kurban sanırsa çok yanıldığını anlayacaktır!

Gazetecilerin saldırıya uğradığı olaylar esnasında çekilmiş bir videoda, gazetecilerden biri sendika başkanına ve yöneticilerine bu saldırıdan şikâyet ederken, bir “polis abisi”nin silah çektiğini söylüyor, kendilerinin bu sayede kurtulduğunu söylüyor. Gazeteciyi sendika yöneticilerinin arkasında dinleyen bir işçi başını uzatıyor ve şöyle diyor: “Biz olaylar büyüseydi, o silahın zaten çekileceğini biliyorduk.” “Biliyorduk”. Nokta. İşte size Zonguldak adına yakışır bir işçi!

Zonguldak sıcak bir yaza hazırlanıyor.