Bebek katilleri

Kürt kent ve kasabalarında sürmekte olan katliamda her aşamada yaşanan, bir öncekinin üzerini örtecek kadar gaddar, vahşi, insanlık dışı. Ama hiçbir şey sembolik açıdan Miray bebeğin vurulması kadar çarpıcı olamaz. Miray bebek bu yılın, evet evet 2015 yılının Eylül ayının 27’sinde doğmuş. Bu satırların yazıldığı 27 Aralık günü tam üç aylık olacaktı. Daha nüfus cüzdanına fotoğrafı yapıştırılamayan yaşların en başındaydı. Olamadı. Terörist olduğu için vuruldu, öldürüldü.

Olayın nasıl yaşandığını herkes bilmek zorunda. HDP’li milletvekili Faysal Sarıyıldız anlatıyor: “Miray bebek evlerinin 2. katından dış merdivenlerden halası tarafından indirilirken halasının kucağında keskin nişancılar tarafından vurulmuş. Hemen 112’ye ve 155’e haber verilerek ambulans istendi. Ambulansın evin 500 metre ilerisinde Nusaybin caddesine geleceği bebeği oraya getirmeleri istenmiş. Büyükdede 80 yaşındaki Ramazan İnce ve bebeğin babaaannesi Rukiye İnce bebeği beyaz bayrakla ambulansa götürürken yeniden ateş açılması sonucu babaanne ve büyük dede de yaralanarak yere düşmüş. Bana da haber verilmesi üzerine ambulans istedik. Bebek hastaneye varır varmaz yaşamını yitirdi, bebeğin büyük dedesi Ramazan İnce de hastanade yapılan tüm müdahalelere karşın öldü. Ağır yaralı olan bebeğin babaannesi Rukiye İnce de Adana’ya sevk edildi”

Bir keskin nişancı, belki üç, belki beş dakikaya sığan bir zaman dilimi içerisinde üç aylık bir terörist ile 80 yaşında bir teröristi vurmayı başarmış! Üstün hizmet madalyasını bu adama vermeyeceksiniz de kime vereceksiniz? Bir taşla iki kuş diye buna denir işte!

30 yıllık Kürt savaşının sembolik özeti gibi. Siz neredeyse çeyrek yüzyıl boyunca “bebek katilleri” deyip durun. Sonra keskin nişancınıza kasıtlı, bilinçli, sıkı nişan alarak üç aylık bebeği öldürtecek bir taarruzun siyasi sorumlusu olun! Halka karşı açılmış topyekûn savaş mı diyelim biz bu güvenlik operasyonuna?

Gerçek gazetesi bu yazının yayınlanmakta olduğu sütuna “Karşı Manşet” adını veriyor. Düzenin, sermayenin, iktidarın medyasının manşetine karşı manşet. Bundan yaklaşık 10 gün önce, bu sütunda bir yazı yayınlandı. Başlığı “10 yaşındaki çocuğa savaş açan hükümet!” idi. (http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/10-yasindaki-cocuga-savas-acan-hukumet.) Nasıl büyük bir yanlış yapmışız o yazıda Gerçek gazetesi olarak! O yazının başlığı “Üç aylık bebeğe savaş açan hükümet” olmalıydı!

Evet, Profesör Davutoğlu, işte ağa babanızdan öğrenip de kullandığınız yöntem meyvelerini veriyor. Terörist unsurların “ev ev” temizlenmesinden bahsediyordunuz operasyonların bu evresi başlarken. Esedullah Timinizi, JÖH denen yeni JİTEM’inizi kışkırtıyordunuz. Alın size, İnce ailesinin evinden iki “terörist unsur” temizlendi: 80 yaşındaki Ramazan İnce ile 3 aylık bebek Miray İnce. Bunları da o “temizlenen” yüzlerce terörist unsurun yanına yazmayı unutmayın. Talat Paşa’nın defteri gibi siz de tutuyorsunuzdur bir çetele elbette.

Bir sözümüz de Kılıçdaroğlu’na. Ne güzel konuşmuş: “Eşkıya şehre inmiş, silahlanmış, orada duruyor. ‘Buraya kimse gelmesin' diyorsunuz, bir hukuk devletinde olur mu bu? Kimse kendisi için otonom bölgeler falan yaratmaya kalkmasın.” Bir tek şeyi bilmek isterdik: “Eşkıya şehre inmiş” derken Miray bebeği mi kast ettiniz beyefendi, yoksa onu öldüren keskin nişancıyı mı? Bu lafınızın ardından bir de “siviller zarar görmesin” demişsiniz. Siz bu muhteşem hafifliği gösterirken 11 çocuk anası Taybet İnan’ın cesedi bir haftadır sokakta yatıyordu. Ne sayıklıyorsunuz? Şimdi bakalım sivillerin zarar gördüğü bu kadar açık olduğuna göre ne yapacaksınız?

Hepiniz, ama hepiniz bebek katilisiniz!