Askıya alınan bir uluslararası sözleşme değil, hukukun tamamı!

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin askıya alındığını açıklamış. O da bir şey mi? Henüz Olağanüstü Hal (OHAL) resmi gazetede yayınlanmadan ve mecliste onaylanmadan önce Türkiye’de hukuk askıya alındı anlaşılan.

Bazı sorular soralım, cevabını dürüst veren, hukukun tümden askıya alınmış olduğunu teslim eder.

·       Türkiye’de işkence yasal mı oldu? Farklı rütbelerden darbeci askerlerin hali ne öyle? Hem de ibret olsun diye adamları kulaklarında pamukla, yüzlerinde darbe izleriyle televizyona çıkarıyorlar.

·       12 Eylül mü geldi? Çoğu nereye gittiğini bile bilmeden personel araçlarına sokulan, darbeciler tarafından yanıltılmış olan erler, bir kısmı iç çamaşırlarıyla koyun gibi üst üste neden yatırılıyor?

·       İşten el çektirilen kamu görevlisi sayısı 60 bin olarak veriliyor. 60 bin kamu görevlisinin hepsi darbeci mi? Fişleme yöntemiyle işten insan atmak 12 Eylül’ün işiydi. Ama o askeri yönetim bile bu kadar toptancı davranmamıştı.

·       1577 fakülte dekanı neden toplu halde istifaya zorlandı? Hepsi darbe zanlısı mı? Amaç darbeci yakalamak değil, toplumda bağımsız ses bırakmamak anlaşılan. Öyle değilse, neden suçu kanıtlanmak bir yana suçlu olduğuna dair henüz kuşku bile duyulmamış olan insanları resmi görevlerinden istifa denen baskı yoluyla almak neden?

·       İdamı konuşmak ne demek? Anayasa’nın temel hak ve hürriyetlerin durdurulmasına ilişkin 15. maddesine 2004’te “suç ve cezalar geçmişe yürütülemez” hükmünü sokan AKP çoğunluğudur. Şimdi AKP’nin kendi koyduğu hükmü ayaklar altına alarak anayasayı çiğnemeye hazırlandığı açık değil midir?

·       Daha OHAL ilan edilmeden Leman mizah dergisinin baskısına izin verilmedi. Sansür kurumu kaldırılalı on yıllar oluyor. Hangi yasa maddesi izin verdi bu uygulamaya?

·       524’ü özel okul 626 eğitim kurumunun Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından, yani idari kararla kapatılması hangi yasa maddesine dayandırılabilir? Türkiye’deki okulların toplam sayısı 8150 olduğuna göre memleketteki her 20 okuldan biri kapatılıyor demektir! Bu kadar kapsamlı bir kararı MEB hangi yasadan yetki alarak alıyor?

·       Bu okullarda çalışan 21 bini aşkın eğitim emekçisinin çalışma izni neye dayanılarak iptal edildi? Diyelim, mahkeme kararı olmasa bile bu okulların FETÖ’cü olduğu saptandı. Bu okulların terör örgütü olarak nitelenen FETÖ’ye gizli bağlarla bağlı olduğu, bugüne kadar üzerlerine gidilememiş olmasından belli. Böyle bir kurumda sıradan insanlar çalışıyor olamaz mı? Burada çalışmak o insanları nasıl “suçlu” kılıyor? Mahkeme kararıyla suçu sabit olmamış insanlara nasıl ceza veriliyor? Burada ayaklar altına alınan ücretli işçi ve çalışanların hakları değil midir?

·       Milli Savunma Bakanlığı toplam 413 askeri hâkim ve savcıdan 262’sini (yani % 63’ünü)  hangi yetkiyle görevden uzaklaştırdı?

Cemaati yıllarca besleyip, Erdoğan'ın bizzat cemaat için söylediği gibi ne istedilerse verdikten sonra şimdi bu yapıyı tasfiye etme adı altında hukuk tamamen askıya alınıyorsa burada sadece cemaatçilerin hedef alındığına dair mevcut iktidara güven duymak için hiçbir neden yok demektir. Nitekim toz duman içinde, aynı hukuksuzlukla Barış İçin imza atan akademisyenler, KESK'e bağlı Haber-Sen yöneticisi Mehmet Demir gibi tutumu, siyaseti, örgütü apaçık belli mücadeleci insanlar açığa alınıyor. AKP'li olmayan herkesin bu hukuksuzluklarla muhatap olabileceği bir dönem açılıyor.

Cemaatçilerin terör örgütü üyesi olarak hukuk kuralları gözetilmeden hızla tasfiye edilmesi, darbe girişiminin vahşeti dolayısıyla geniş kesimlerde ciddi bir rahatsızlık yaratmıyor olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki darbe kazanmış olsaydı da aynı bugün yapılan şekilde AKP kadrolarını tasfiyeye ve AKP'li kuruların yanında tüm muhalif yaşları da yakmaya girişecekti. Bu gerçeği görmeden hukuk, demokrasi, özgürlük adına atılan nutukların hepsinin içi boştur.

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur demişler. Bunlar henüz OHAL yasal olarak yürürlüğe girmeden önce yapılanlar. Bir de OHAL’i görün siz!